• DOLAR 32.634
  • EURO 34.763
  • ALTIN 2505.09
  • ...
`Yargıtay`ın İhya Der Zulmünü Lanetliyoruz`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - Mustazaf Der (Mustazaflarla Dayanışma Derneği) Genel Merkezi, İhya Der üye ve yöneticilerine verilen 150 yıllık cezanın Yargıtay 9. Ağır Ceza Mahkemesince onanmasıyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.

Her Türlü Teknik Takibe Rağmen Somut Delil Elde Edilemedi
27 Nisan 2009 tarihinde Elazığ İhya-Der merkezli operasyonlarla Elazığ`da 22 kişinin Malatya`da 20 kişinin yasadışı örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alındığı hatırlatan açıklamada, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde Hizbullah örgütü üye ve yöneticisi oldukları iddiasıyla bu şahıslar hakkında iki ayrı dava açıldığı ifade edildi. Açıklamanın devamında, "Beş-altı ay öncesinden her türlü teknik takip ve araştırmayla hazırlanan bu operasyon ve takiplerde hiçbir somut delil elde edilememesine rağmen, kurulan tezgah ile bir sivil toplum kuruluşunun yok edilmesi amaçlandığından, dava açılmayla başka bir merhaleye geçilmişti" denildi.

Kolluk-Yargı Paslaşması Sonucu İnsafsızca Cezalandırıldılar
Elazığ merkezli İhya-Der`i illegal bir yapı gibi göstermek için CD ve dokümanların operasyon sırasında derneğe bırakıldığını belirtilen açıklamada, yasal faaliyetleri dahi suç gibi gösterilerek kolluk-yargı paslaşması ile dernek üyelerinin insafsızca haksız yere cezalandırıldıkları ifade edildi. Açıklamanın devamında, "Başka yapılara yönelik yapılan bu türden komploları gören hükümet, nedense İhya-Der ve aynı paralelde çalışan derneklere kurulan komploları ve hukuksuz muameleleri görmüyor" ifadeleri kullanıldı.

Ele Geçtiği İddia Edilen CD, Sadece Emniyet Müdürlüklerinde Mevcuttur
Ele geçtiği iddia edilen CD`nin 2000 yılında polis tarafından ele geçirilen videokaset kaydının yine polisçe CD`ye dönüştürülmüş hali olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu CD`lerin sadece Emniyet müdürlüklerinde mevcut olduğu vurgulandı. "Hal bu iken yıllar sonra bu CD`nin bir STK`da bulunmasının anlamı ve izahı yoktur" denilen açıklamada, "Tek izahı bu tür STK`ları illegal yapı gibi gösterme, sindirme ve susturma operasyonlarına malzeme yapmak, haklılık kazandırmaktır. Ergenekon operasyonlarında ele geçen irtica eylem planında İslami kurum ve kuruluşlara bu türden komplolar yapılacağı belirtilmişti. Akredite olan bazı yapılara yönelik bu türden komploların varlığını kabul edip, üzerine giden ve komploları boşa çıkaran hükümet çifte standart uygulamaktadır. Bu camiaya yönelik kirli tezgâhları gerçek kabul ediyor olmalı ki bu zulme sessiz kalıyor" denildi.

Tarihte Görülmemiş Bir İnsafsızlıktır
Aylarca yapılan teknik ve fiziki takiplerde hiçbir suç unsuru tespit edilememesine rağmen niyet okumalarla insanların cezalandırıldıkları belirtilen açıklamada, "Sadece 3 defa telefon konuşması kayıt altına alındı diye kayıtta hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen İhya-Der üyesi bir avukatın terörden cezalandırılması tarihte görülmemiş bir insafsızlıktır. Fakir ve muhtaçlara yardım eden, hastalarla ilgilenen, insanları zararlı alışkanlıklardan korumak için komisyon kuran ve komisyonuna başvuran insanları birçok doktorla irtibata geçirerek iyileştirmeye çalışan bu derneğin yasal faaliyetleri cezalandırılma gerekçesi yapılmaktadır" denildi.

Bu Yasama Faaliyetine Müdahaledir
Açıklamanın devamında şöyle denildi; "Farklı Sivil toplum Kuruluşlarını sindirmeye ve yok etmeye yönelik çalışmaların ortadan kaldırılması için 12 Haziran seçimiyle yeni oluşan meclisin, TCK`nin 314. maddesini keyfi yorumlayacak yargı sistemi ile ilgili yasaları değiştirmesi zorunludur. Yargıtay özel ve istisnai suç tipi olarak ön gördüğü TCK 314. maddeyi çok geniş yorumlar hale gelmiş olup istediği her faaliyeti terör faaliyeti hazırlık aşaması olarak kabul eder hale gelmiştir. Bu keyfi ve geniş yorum, yasama faaliyetine müdahale olup yargının yasama organı yerine geçmesi anlamına gelmektedir."

Açıklamada, Kararda Suç Saydığı Faaliyetler Şöyle Sıralandı;
- Haftalık seminer toplantıları yapmak
- Kutlu doğum etkinliği yapmak
- Hz. Hüseyin ve Kerbela tiyatro gösterimi yapmak
- İsrail`den izin almadan Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılmak
- Diyarbakır`daki Kutlu Doğum Etkinliğine bir grup arkadaşıyla katılmak
- Filistin`e destek mitingleri düzenlemek
- Mekke`nin fethini kutlamak
- Cezaevindeki insanlara maddi yardımda bulunmak
- Toplumsal bozulmayı önlemek için toplumun çeşitli alanlarına yönelik olarak komisyonlar oluşturmak.

Zulme Rıza Zülümdür
İhya-Der`in yukarıdaki suçları (!) üye ve yöneticileriyle beraber işlediği belirtilen açıklamada, Bu suçlardan dolayı 150 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldıkları hatırlatıldı. "Bizden de bu zulme seyirci kalmamız, karara saygı göstermemiz bekleniyor" denilen açıklamada, "Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır, zulme rıza zülümdür. Bu zulme sessiz kalmayacağız ve rıza da göstermeyeceğiz. Cezalandırılan dernek üyelerinin masumiyetine inanıyoruz. Kendilerine sabırlar diliyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Herkese Çağrı!
Açıklamada son olarak, tüm STK`lar, özellikle de İslami STK`lar, çirkin komploya maruz kalan İhya-Der`e sahip çıkmaya ve yargının bu kararını kınamaya; hükümet de kurulan komployu ve komplocuları ortaya çıkarmaya, sorumluları hakkında yasal işlem yapmaya davet edildi.

M. Salih Keskin - İLKHA

Bu haberler de ilginizi çekebilir