HABER MRK- Ceza Muhakemesi Kanunu Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu 24 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasa, cezası 18 ay ve daha az kalan hasta mahkûmları yakından ilgilendiriyor, ayrıca sanıklara anadilde savunma hakkı da getiriyor. Ancak Türkiye`de çıkarılan tüm yasalar gibi bu yasanın da sadece bazı kişilere yaradığı dile getirildi. Cezaevi yönetimlerinin yasadan Müslüman tutsakların yararlanmaması için çeşitli bahaneler öne sürdüğünü dile getiren İnsani Hak ve Hürriyetler (Hür-Der) Genel Başkanı Av. Şaban Dalgın, çıkan yasadan hiçbir müvekkilinin yararlanmadığını belirterek haksız uygulamanın bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

 

YASA BELİRLİ BİR TARİH İÇİN ÇIKARILDI
Açık cezaevleriyle ilgili daha önce farklı uygulamaların olduğunu vurgulayan Av. Şaban Dalgın, "Daha önce açık cezaevinde 6 ay kalma şartı olup mahkûmlar, cezaevi komisyonu tarafından alınan kararla bırakılıyordu. Yeni yasayla bu değiştirilerek `Cezası 18 ay ve daha az olan şahıslar cezaevine girmeden denetimli serbestlik tedbiri kapsamında tahliye edileceklerdir` maddesi konuldu. Fakat bunu 31-12-2015`e kadar geçerli olacak şekilde düzenlediler. 2015`ten sonra uygulama kaldığı yerden devam edecek" dedi.

 

BİRİLERİ ENGELLİYOR
Yasanın ağır hasta mahkûmlarla ilgili bölümünde de ayrıcalıkların yapıldığını ifade eden Dalgın, "Düzenlemede `mahkûmun hastalığı hayatı açısından kesin bir tehlike teşkil eden ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle sanık ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyenler yasadan yararlanır` denilmesine rağmen müvekkilim Fikret Bayram`ı serbest bırakmadılar. Fikret Bayram`la ilgili Ceza Mahkemesine başvurduk fakat önümüze çeşitli mazeretler öne sürülerek müvekkilimin yasadan yararlanmasını engelliyorlar. Müvekkilimin durumu tamamen cezaevinin inisiyatifine kalmış durumda. Aynı durum Yasin Demir için de geçerlidir. Fakat o da doktorlar `Hayatını yalnız başına idame ettiremez` raporu vermediği için bu yasadan yararlanamıyor." diye kaydetti

 

CEZAEVİ YÖNETİMİ RAPOR HAZIRLIYOR AMA…
Çıkan yasa değişikliğine göre siyasi suçlardan dolayı ceza alan mahkûmların serbest kalabilmesinin oldukça zor olduğunu söyleyen Dalgın, "Siyasi suçtan yargılananların bu yasadan yararlanabilmesi için cezalarının bir veya bir yıldan az kalması gerekiyor. Cezaevi bu konuda bir rapor hazırlayarak savcılığa gönderiyor. Savcılık onay verirse siyasi mahkûmlar çıkabiliyor. Bu durum da cezaevi yönetiminin keyfi raporlar hazırlamasına olanak sağlıyor" şeklinde konuştu.

 

YASA HER YERDE FARKLI UYGULANIYOR
Diyarbakır Bölge Savcısı`nın bu yasadan yararlanmak isteyen mahkûmlara ön bir şart koştuğunun altını çizen Dalgın, "Siyasi suçlu olan mahkûmun kendi eliyle bir dilekçe hazırlayarak `Siyasi bağlamda örgütle hiçbir bağlantım yok` demesi şartı getirildi. Bu dilekçeyi verdikten sonra siyasi suçlular ancak bu yasadan yararlanabilir. Her yerde farklı uygulamalar var. Bu farklılıkların giderilmesi lazım" dedi.

 

BU UYGULAMA HUKUKA TERS DÜŞÜYOR
İnsanın en doğal hakkı olan eşiyle görüşmesinin özelleştirildiğini, bazı yeniliklerin ödül veriliyormuş gibi kamuoyuna lanse edildiğini vurgulayan Av. Şaban Dalgın, "Yasada en dikkat çeken yönlerden biri görüş süresinin uzatılarak 3-24 saate kadar çıkartılması oldu. Bu ödül değil, en temel bir haktır. Mahkûmların bu değişiklikten yaralanabilmesi için herhangi bir suç işlememesi, cezaevi idaresinin ondan razı olması gibi ekstra maddeler koydular. Başka bir ifadeyle mahkûmların eşleriyle görüşebilmeleri cezaevinin rızasına kalmış. Bu uygulama hakka da hukuka da ters düşüyor." ifadesini kullandı. (Cuma Karakoç-İLKHA)