• DOLAR 32.591
  • EURO 34.877
  • ALTIN 2494.104
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesi beklenti ve endişelerini dile getiren Diyarbakırlılar, oturumlarda belirlenen zamların işçiler açısından beklentilere cevap vermediğini belirtti. Diyarbakır'daki vatandaşlar, her asgari ücret zammı sonrası enflasyon adı altında tüm mamullere misliyle zamların yapıldığına dikkati çektiler.

 

Belirlenecek asgari ücret zammıyla beraber market-manav reyonlarında da fiyatların artacağı endişesini taşıdıklarını ifade eden Şeyhmus Aksa, "Şu anki hayat şartlarına göre asgari ücretin 5 bin TL olmasını istiyorum. Mevcut ücrete iki yüz artırıp sadaka vermesinler. Zaten geçtiğimiz aylarda yağ ile yumurta gibi birçok gıdaya ve kiralara zam geldi. Biliyoruz ki yeni yıl ile birlikte her şeye yeniden zam gelecek, hayat şartları daha da zorlaşacak. Yetkililer halkın içine çıksın; market, pazar dolaşsın, fiyatları gözden geçirsinler ve ona göre asgari ücrete ciddi bir zam yapsınlar." dedi.

"Asgari değil insani ücret istiyoruz"

Halkın 2 ya da 3 bin TL ile geçimini sağlayamadığını dile getiren Aksa, şöyle devam etti: "Asgari ücretli çekirdek aile, kira ve giyim ihtiyaçlarını karşılayamamakla beraber kira, elektrik, su ve mutfak masraflarını çıkaramıyor. Asgari ücretin artmasıyla her şeye zam yapılıyor ve artırılan ücret yine değersiz kalıyor. O yüzden fırsatçılara prim verilmesin. Ayrıca asgari ücretliler alanlar vergilerin yarısından muaf olsunlar. Yetkililerden asgari değil insani ücret istiyoruz."

"Asgari ücret açlık sınırının altında"

Asgari ücretin günümüz şartlarında en az 3 bin 500 TL olması gerektiğini belirten Emin Görünmez ise bu zamla birlikte vergilerin artması veya hayatın başka alanlarda zamların olması durumunda asgari ücrete yapılan zammın hiçbir anlamı olmadığını ifade etti.

Asgari ücretin belirlenirken empati duygusuyla hareket edilmesini isteyen Görünmez, "Ülkemizdeki birçok vatandaş asgari ücretle geçiniyor. Bunların elektrik, su ve doğal gaz ücretlerinden veya vergilerinden muaf tutulmaları gerekir. Bugün 4 kişilik bir ailenin giderlerine göre mevcut ücretlerin arttırılması lazım. Şu an verilen asgari ücret açlık sınırının altındadır. Yetkililerin asgari ücretlileri kendi yaşamlarına göre kıyaslayıp karar vermeleri lazım." şeklinde konuştu.

"Zamlar vatandaşın kâbusu olmuş durumda"

Yapılan zamların kabusa dönüştüğünü söyleyen vatandaşlardan Hüseyin Parıltı da şunları söyledi:

"Ben şahsen asgari ücrete tabi değilim fakat vicdanen asgari ücretin 4 bin 300 TL olmasını istiyorum. Kişinin insani olarak hakkı ne ise o verilmelidir. Ayrıca yapılan zamlar vatandaşın kâbusu olmuş durumda. Bu kabuslara son verilsin, zamların frenleri çekilsin. Zam ismini duymak istemiyoruz. Bu isim insan psikolojisini bozan üç harfli bir kelimedir. Her şey uygun bir rakamda sabitlensin de rahatımıza bakalım. Mal Allah'ın bir nimetidir ve hakkı ne ise öylece yansıtılması lazım. Ne fiyatlar uçurulmalı ne de paranın değeri düşürülmelidir. Her şey orantılı bir şekilde birbirini takip etmesi lazım." dedi.

"Aileler geçimini yapmakta zorlanıyor"

Asgari ücretlilerin eve ekmek götüremeyecek hale geldiklerini dile getiren Zülfü Olgaç, "Asgari ücretliler kira, yakacak, elektrik ve su parasını ödeyemiyorlar. Ben 8 nüfusa bakıyorum. 5 erkek çocuğum evde işsiz. Kalabalık nüfuslu aileler geçimini yapmakta zorlanıyor. Ben evimin geçimini sağlamak için çöp veya kâğıt topluyorum." ifadelerini kullandı.

"Zam fırsatçılarına yönelik yasal tedbirler alınmalı"

Ülkedeki serbest piyasa ortamını fırsat bilenlerin asgari ücret zammına odaklandıklarına dikkati çeken İlhan Demir, "Fırsatçılar asgari ücretin artmasıyla birlikte stoklarında bulundurdukları mallara zam yapacaklar. Asgari ücretin artmasının ardından başka şeylere zam gelirse bu artışın hiçbir anlamı kalmaz. Zaten şu an çaya, yağa zam gelmiş. Birde asgari ücret artarsa onunla birlikte zam gelmemesi lazım. Bu konuda yetkililere ne söylesek havada kalıyor. Bu durumun önüne geçmiyorlar. Ülkede serbest piyasa var. Kimse mallara yapılan zamları sormuyor. Şimdi yağ, şeker, un veya yumurtalar pandemi sebebiyle mi zamlandı yoksa stokçulardan dolayı mı bu hale geldi? Yetkililer ciddi manada bu durumu el atsa birçok ürün fiyatı geriler. Ama yetkililer göz boyama amacıyla birkaç şey yapıyor ve geri çekilip onlara karışmıyorlar. Yetkililer stokçulara kayıtsız kalıp müdahale etmiyorlar." diye belirtti.

"Asgari ücretliler faturalara yansıtılan vergilerden muaf tutulmalı"

3 bin 500 TL'nin dahi yetersiz kaldığını söyleyen Demir, "Biz 5 kişilik bir aileyiz. Ne kadar kendimizi sıksak kira vermediğim halde 3 bin 500 TL üzerinde masrafımız var. Biz yetkililere 3 bin 500 TL ücret verelim. Onlar 5 çocuğu okula gönderip elektrik ve doğalgaz paralarını ödesinler, diğer giderlerini de karşılasınlar. Yetkililer empati kurup asgari ücreti ona göre belirlemeleri lazım." dedi.

"Birçok şeye zam yaparak verdikleri ücreti geri alıyorlar"

Asgari ücretle ilgili beklentisini dile getiren Emin Demircan, şunları kaydetti: "Her sene dilenciye sadaka verir gibi düşük ücretlerle maaşlara zam yapılıyor. Sonrada halkın cebinden elektriğe, suya ve aklıma gelmeyen birçok şeye zam yaparak verdikleri ücreti geri alıyorlar. Mevcut asgari ücretli geçinemiyor. Bugün en düşük ev kirası 800 TL, evin mutfak masrafı ve elektrik gibi diğer giderler yaklaşık 3 bin 500 TL'yi buluyor. Eğer mevcut asgari ücret 2 bin 500 TL olursa insanlar geçinemez. Bugün Avrupa'da asgari ücret 9 bin civarında. Evet, belki Avrupa'ya göre geride olabiliriz ama bari Avrupa'daki ücretin yarısını versinler. 2 bin 500 TL ile asgari ücretli simitten başka bir şey yiyemez. Yediğimiz, içtiğimiz ve giydiğimiz her şey zamlanıyor. 40 TL'lik elektrik faturasının 30 TL'si vergidir. Bu vergilerin ve zamların geri çekilmesi lazım."

"Asgari ücret ciddi şekilde yükseltilmeli"

Mevcut asgari ücrete ufak zam yapılmasının bir etkisi olmayacağını söyleyen Emin Demircan, "Bu kriz ortamında asgari ücret yaklaşık 5 bin TL olmalı. Mevcut asgari ücret alan insan geçinemiyor. Bugün en düşük ev kiraları 800 TL, ayrıca evin mutfak masrafı ve elektrik gibi diğer masraflar hesaplarıma göre yaklaşık 3 bin 500 TL'yi buluyor. Eğer mevcut asgari ücret 2 bin 500 olursa insanlar geçinemez. Her sene dilenciye sadaka verir gibi düşük ücretlerle maaşlara zam yapılıyor. Sonrada halkın cebinden elektriğe, suya ve aklıma gelmeyen birçok şeye zam yaparak verdikleri ücreti geri alıyorlar. Türkiye'nin bir krizde olduğunu düşünüyorum. Bu ortamda mevcut asgari ücrete 200 TL'lik zam ile aile geçimini sağlayamaz.  Asgari ücretin ciddi şekilde yükseltilmesini bekliyorum." dedi.

Asgari ücretin Avrupa standartlarına göre olmasını isteyen Demircan, "Bugün Avrupa'da asgari ücret 9 bin civarında. Evet, biz belki Avrupa'ya göre geride olabiliriz ama bari Avrupa'daki ücretin yarısını versinler. 2 bin 500 TL ile asgari ücretli simitten başka bir şey yiyemez. Yediğimiz içtiğimiz ve giydiğimiz her şey zamlanıyor. 40 TL'lik elektrik faturasının 30 TL'si vergidir. Bu vergilerin ve zamların geri çekilmesi lazım." ifadelerini kullandı.

"Asgari ücretliden vergi alınmasın"

Verilen Asgari ücretin büyük bir kısmının vergi olarak geri alındığını söyleyen Emre Kobu, "Eskiden pirincin kilosunu 4 TL'ye alırken, bugün 17 liraya alıyorum. Gerçekten her şeye zam gelmiş ve geçinmek çok zor olmuş. Özelikle aldığımız ücretin çoğunu vergilere ödüyoruz. Asgari ücretle çalışan kesimlerden vergi alınmaması lazım." dedi.

"Asgari ücret en az 3 bin 800 lira olmalı"

Mevcut asgari ücrete yapılacak zammın ardından kira ve faturalara da zam yapılmasından endişe ettiğini belirten Mustafa Erdem, "Şu anda asgari ücreti diyelim ki 3 bin 800 lira yaptıktan hemen sonra kiralara veya faturalara zam gelirse asgari ücrete yapılan zammın hiçbir faydası olmaz. Hal böyle olduğunda da geçinmek gerçekten çok zor olur. Mevcut asgari ücret en az 3 bin 800 lira olmalı. Çünkü kira ve faturalar ile kimse geçinemez." ifadelerini kullandı.(İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız