• DOLAR 32.331
  • EURO 35.08
  • ALTIN 2296.53
  • ...
Toplumsal Yozlaşmaya Karşı Eğitim Semineri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ADANA- Mekteb İlim Eğitim Kültür Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEKTEB-DER), öğrenci ve velilerine yönelik, "Toplumsal Yozlaşmaya Karşı, Eğitimin Önemi ve Manevi Gelişim " konulu seminer düzenledi.

Doğruhaber Gazetesi Yazarı ve Eğitimci Abdulkadir Turan`ın konuşmacı olarak katıldığı program, Seyhan Belediyesi Kültür Merkezinde 20.30`da Kur`an tilavetiyle başladı.

Gecede selamlama konuşması yapan Anadolu Der Başkanı Yılmaz Geçer, kısaca eğitimin önemine dair bir sunum yaptı. Fert ve toplumların maddi ve manevi alanlarda yükselmelerini sağlayan unsurların başında ilim geldiğine vurgu yapan Geçer; "Bu sebeple dinimiz ilme, okumaya, öğrenmeye büyük değer vermiş, ilim tahsilini her Müslüman`a farz kılmıştır."dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Gazeteci-Yazar Abdulkadir Turan Kültür Merkezini dolduran öğrenci ve velilerinin ilgiyle dinlediği akıcı bir konuşma yaptı.

Sorumlulukların zamana göre değişebildiğine vurgu yapan Turan, İslam tarihi boyunca yaşanmış 5 felaketten bahsedip bu felaketlere karşı sorumluluklarını yerine getirenlerden örnekler verdi.

İSLAM TARİHİ BOYUNCA YAŞANMIŞ 5 FELAKET
İlk büyük felaketin Hz. Peygamberin vefatından sonra gerçekleştiğini belirten Turan sözlerini şu şekilde sürdürdü: "İslam ümmetinin birinci büyük felaketi, Hz. Peygamberden sonra irtidat vakaları ile yaşanmıştır. Bu felakete karşı başta halife Hz. Ebu Bekir olmak üzere sahabe mücadele vermiş, irtidat olaylarına 1-2 yıl içerisinde son verilmiş bu da Kuran ve sünnet etrafında toplanılarak gerçekleşmiştir

İkinci büyük felaket; Haçlı seferleri ile gelmiştir. Haçlı orduları 660 bin kişi ile bir barajın boşalması gibi Mescidi Aksa`ya kadar gelmiş, Mescidi Aksa`nın Kubbesine Haç yerleştirmişler. Ancak halkı Kuran ve Sünnet etrafında toplayan Selahaddin Eyyübi ve askerleri tarafından işgalciler püskürtülmüşler.

Üçüncü büyük felaket; Moğol istilasıyla olmuş. Orta Asya`dan gelen Moğollar, şehirleri yıkmış, Müslümanları katletmiş, kütüphaneleri yakmışlar. Sonunda bu felaket de Memlüklerin mücadelesiyle son bulmuş, işgalci Moğolların çoğu sonradan Müslüman olmuş.

Dördüncü büyük felaket; Endülüs`ün işgalidir. Orada dev bir İslam medeniyeti kurulmuş, ilim ilerlemiş, hatta papazlar dahi çocuklarını Müslüman medreselerinde okutmak için sıraya girer olmuştur. Endülüs`ün işgali ile birlikte bu medeniyetin izleri silinmeye, Müslümanlar katledilmeye başlanmış. Orada Müslüman olan bir grup olan Morokolar ise, kendilerini saklamak amacıyla Hıristiyanlar gibi kiliseye gitmeye başlamış, ibadetlerini evlerde gizlice yapar olmuşlar. Bu tam yüz yıl sürmüş. Ancak buna bile bile tahammül edemeyen kral tarafından bu tarz bize uymuyor diyerek katledilmişler.

Beşinci felaket ise Cezair`den başlayarak tüm İslam ülkelerinin fiili işgalleridir. Bu işgale karşı da Ömer Muhtar`lar, Şeyh Şamil`ler, Mehmet Akif`ler, Bediüzzaman`lar ve Müslümanlar mücadele vermiş, küfre şunu öğretmişlerdir. Sen silahla tankla topraklarımızı işgal edebilirsin ama kalıcı olamazsın."

KÜLTÜR İŞGALİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Şu an yepyeni bir felaketin var olduğuna dikkat çeken Turan; " Biz çok büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Ama bunun farkında bile değiliz. Bu kültürel işgaldir. Ta evimizin içine kadar giriyor. Evinin kapısını kapatıyorsun ama o senin çocuğun olan kişi senin dinine inanmıyorum, diyor. Fiili işgalin sınırları, düşmanın ulaştığı yere kadardır. Ama kültürel işgalin sınırı yoktur. Bir bakıyoruz öz çocuklarımız bizim olmaktan çıkmış. Baba namaz kılarken çocuk kılmıyor. Anne inançlı ve başı örtülü iken kız örtüsüz. Batı artık toprak işgal etmiyor. İnsanları kültürel olarak işgal ediyor. Bu kültür işgalini yok saymakla olmaz."şeklinde konuştu.

KÜLTÜR İŞGALİNE KARŞI KURAN VE SÜNNETE SARILMALI
Kültürel işgale karşı en büyük sorumluluğun gençlere düştüğüne değinen Turan; "Altıncı felaket olan ve birebir muhatabı olduğumuz kültür işgali, bize sorumluluklar yüklüyor. Açıklıkla söyleyelim, bu mücadeleden kaçan haindir. Kaçmaksa en çok gençlere yakışmaz. İnanç işgali, toprak işgali gibidir. Eğer bir milletin toprağı, kültürü işgal altındaysa buna karşı çıkmıyorsa yuh o gençlere. Ne yapmak lazım. Bizden önce büyük felaketlere maruz kalanların başvurduğu kaynağa; Kuran ve Sünnet`e başvuracağız."dedi.

Kültürel işgalin ancak okumakla son bulacağını belirten Turan; "Yüce Rabbimiz ilk emrini gönderiyor ve "okuyun" diyor. Kuran Resulün en büyük mucizesidir. Bu "oku" emri de Kuran`ın en büyük mucizesidir. Çünkü çölün ortasında yaşayan ve çoğu okuma yazma bilmeyen o günün insanı belki de "oku" emrini alınca gülmüştür. Bu çölün ortasında okumanın bana ne faydası olacak ki, demiştir. Ama emir hem o zaman ki Müslümanlara hem de bizedir. Hz. Peygamberin Bedir savaşından sonra esirlere karşı yaptığı tarihin hiçbir yerinde bulamazsınız. 10 çocuğa okuma yazma öğreten esir serbest bırakılacak, buyurmuştur. Bu emir Peygamber efendimizin okumaya verdiği önemi gösteriyor. Çünkü yükseliş ve kurtuluş okumakla mümkündür. Biz okuyunca yüceldik, okumayı bırakınca da işgale uğradık. Bazı gençlere eski Müslüman alimlerin yaptığı icatları anlatınca gülüyor, biz mi bu icatları yapmışız, diyor. Bilmiyor ki eskiden kasabalar büyüklüğünde kütüphanelerimiz vardı. Bir Diyarbakır Kütüphanemizde bir milyon kırk bin kitap vardı."dedi.

Okumanın mantığına da değinen Turan; "Rabbimiz "oku"derken kuru kuruya oku değil, "Rabbinin adıyla" buyuruyor. Fiziği, kimyayı Allah`ın adıyla oku. Eğer altıncı felaket olan Kültür işgaline karşı okumak gerekiyorsa o zaman okumak farzdır. Gençler olarak sizin hayatınız birer tarladır. Bu tarlalara yaban otu ekiyorlar. Burada başak yetişsin istemiyorlar. Siz gençler ya bu hayat tarlanıza ekilen yaban otuna razı olacaksınız ya da karşı çıkıp Rabbinizin adıyla okuyacaksınız. Birileri bizi cehenneme sürüklemeye çalışırken biz onları cennete taşımaya çalışıyoruz. Kim üstün. Bizler birer Musab bin Ümeyr gibi olmalıyız. Zafer muhakkak Müslümanların olacaktır."dedi ve yarın yapılacak sınav için öğrencilere başarılar diledi. Ayrıca sınava girerken, "niyet ettim Allah için sınav olmaya" diye söylemelerini çünkü okumamızın, yaşamımızın ve hayatımızın tüm alanlarının O`nun için olduğunu belirtti.

Gece, yorumlarıyla programa renk katan Grup Kervan ilahi ve ezgileri ile son buldu.

Ayhan Kaya - İLKHA

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir