• DOLAR 32.567
  • EURO 34.812
  • ALTIN 2491.533
  • ...

EKONOMİ SERVİSİ

İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı (Islamic Organization for Food Security-IOFS) 3. Genel Kurulu "İİT Bölgesinde Gıda Güvenliğinin Dayanıklılığının Geliştirilmesi" temasıyla Türkiye'nin ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıya 28 IOFS üyesi, 15 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi olmak üzere toplam 43 ülke, FAO dahil 18 uluslararası ve bölgesel kuruluştan toplamda 160 üzerinde temsilci katıldı. Genel Kurul toplantısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir mesaj gönderdi. Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: "…Bununla birlikte, bölgede yetersiz beslenme, açlık ve kıtlığa maruz kalan milyonlarca kardeşimiz bulunuyor. Öyle ki bugün 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu yürek yakan gerçeğin arkasında elbette farklı sebepler olabilir. Ancak "komşusu açken tok yatmayı zül kabul eden" bir inancın mensupları olarak bu tablonun bizlere yakışmadığı aşikârdır. Ekonomilerimizi büyütürken, sosyal refahı da artırmıyorsak, adaleti tesis etmemiz mümkün değildir. Bunun için diğer hususlarla beraber, özellikle hayatımızın her alanına dokunan gıda güvenliği meselesine büyük önem vermemiz gerekiyor. Toplantımızda, bu konuda somut kararların alınmasını temenni ediyorum..."

"DÜNYADA 820 MİLYON İNSAN YETERSİZ BESLENİYOR"

IOFS 3. Genel Kurulu Bakanlar Oturumu Oturumu'nda bir konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ise bir sonraki Genel Kurul'a kadar İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı'nın (IOFS) Başkanı olarak seçilen Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmekten büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Araştırmalara göre 2018 yılında İİT Üye Devletlerinde 64,5 milyon insanın akut açlık sorunu ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Pakdemirli, dünyada ise 820 milyondan fazla insanın yetersiz beslendiğini söyledi. Dünyada tarıma ayrılan arazi miktarının sınırlı olduğuna işaret eden Pakdemirli, yeterli gıda ve beslenmeye erişimin giderek daha karmaşık ve zorlu hale geldiğini, artan gıda fiyatlarının özellikle gelişmekte olan ülkelerde finansal ve siyasi istikrara zarar verebildiğini belirtti. Barış ve istikrarın sağlanması için tarım ve gıda güvenliği alanındaki potansiyelin harekete geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, su, toprak ve enerji sektörlerindeki son gelişmelerin, küresel gıda güvenliğine ilişkin endişeleri artırdığını dile getirdi.

"İSRAFI ÖNLERSEK DÜNYADA AÇLIK DİYE BİR SORUN KALMAZ"

2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyar ulaşmasının beklendiğini ve nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin bugüne göre yüzde 60 artırılması gerektiğini belirten Pakdemirli, "Ancak sorun üretimden ziyade ülkelerin uyguladıkları yanlış politikalardan kaynaklanıyor. Bu nedenle gıda kaybına ve israfına karşı da mücadele etmemiz gerekiyor. Dünyada üretilen gıdanın üçte biri kayıp ya da israf edilmektedir. Eğer biz bu sorunu durdurabilirsek, dünyada açlık diye bir sorun kalmayacaktır. Gelir arttıkça, kaçınılmaz olarak tabağımızda daha fazla yiyecek bırakıyoruz." İfadelerini kullandı.

"GIDANI KORU SOFRANA SAHİP ÇIK KAMPANYAMIZA DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUM"

FAO'nun 2020 yılı Gıda Güvensizliği Durumu Raporu'na göre, covid-19 pandemisi sebebiyle 2020 yılı sonuna kadar ilave 132 milyon insanın yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya kalmasının beklendiğini anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti: "Bu anlamda (Mayıs 2020'de), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğiyle "Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık" adlı bir kampanya başlattık. Bu kampanyanın amaçları, ulusal ve uluslararası düzeyde gıda kayıpları ve israfı mücadele etme, gıda kaybı ve israfı konusunda kamuoyunda farkındalığı arttırma, dünyada, Türkiye'de ve diğer ülkelerde uygulanan gıda kayıpları ve israfıyla ilgili en iyi uygulamaları genişleterek bir rol model olma. Bu vesileyle, tüm IOFS Üye ülkelerini bu kampanyayı desteklemeye ve İİT bölgesi genelinde ortak eylemlerle gıda kaybını ve israfını azaltmaya davet ediyorum."