• DOLAR 32.584
  • EURO 34.79
  • ALTIN 2488.838
  • ...
`Bingöl, parametreleriyle yoksulluğun pençesindedir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
BİNGÖL-BİN-DER Başkanı Karasu, yaptığı yazılı açıklamada Bingöl nüfusunun yarısının açlık sınırında yaşadığına dikkat çekti.
Karasu, açıklamasında Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz`ın siyasi bir aktör olmaktan çok devlet memuru gibi davrandığını ileri sürerek, sert eleştirilerde bulundu.
 
"BİNGÖL, SÜREKLİ GÖÇ VEREN BİR ŞEHİRDİR"
"Bingöl yoksul, sosyal göstergeleri düşük, sürekli göç veren bir şehirdir" diyen Karasu, şunları kaydetti:
"Önemli oranda üniversite öğrencisi nüfusuna rağmen Bingöl nüfusu 2012 yılında sadece 244 kişi artmıştır. Bingöl`de 262.263 kişi yaşıyor. Bingöl`de 128.000 kişinin hiçbir sosyal güvencesi yoktur, Yeşil Kartlıdır. Yeşil Kart kimlere veriliyor? Yeşil Kart aylık geliri Asgari Ücretin 1/3 ten az olanlara, aylık geliri 258 liranın altında olanlara veriliyor. Asgari ücret 774 liradır. Bunun 1/3 `ü 258 liradır. Bu demektir ki, Bingöl`de aylık 1 lira ile 258 lira arası geliri olan 128.000 kişi bulunmaktadır. Bingöl`de hane halkı büyüklüğü 6.4`tür. Yani, Bingöl`de 41.000 aile ve bir ailede ortalama 6.4 kişi yaşamaktadır. Yeşil kartlı sayısını aile sayısına böldüğümüzde her ailede 3.1 yeşil kartlının olduğunu görüyoruz. Bingöl`deki her ailenin yarısı yeşil kartlıdır ve hiçbir sosyal güvencesi yoktur."
 
"BİNGÖL, FAKİR BİR KENTTİR"
Bingöl`ün fakir bir kent ve bütün parametreleriyle yoksulluğun pençesinde olduğunu söyleyen Karasu, "Yukarıdaki verilere asgari ücretle çalışanlar, asgari ücret sınırında ve ona yakın geliri olanlar, emekliler ve diğer dar gelirli sosyal güvenceliler dahil edilmemiştir. Ekonomik ve sosyal göstergelere bakıldığında Bingöl nüfusunun yarısına yakını açlık sınırında, yarısından fazlası yoksulluk sınırındaki göstergelere sahiptir. Verilere göre dört kişilik bir ailenin (açlık sınırı) sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı 985 liradır. Bu demektir ki Bingöllü 128.000 yeşil kartlının tamamı açlık sınırındadır. Ve ortalama her ailede 3,1 kişi açlık tehdidi altındadır. Bu kadar yoksulun olduğu bir kentin hayat bulgularının normal olması beklenemez. Yoksulların kentin değerleri, sorunları, hizmet almaması, iltimas, hırsızlık, haksızlık; kente kendilerini katma, rasyonel bir kent yönetim modeli talep etme, olumsuz anlayış ve yönetim modellerinden rahatsız olma inisiyatifleri yoktur. Bingöl`ün bu kadar kötü yönetilmesinin, hizmet alamamasının, Bingöllülerin yönetilenler tarafından dikkate alınmamalarının temel nedeni yoksulluğun bu düzeyde yaygın oluşudur. Orta sınıf gelişmedikçe Bingöl normalleşemez, doğru yönetilemez, Bingöllüler sağlıklı hizmet alamaz" diye konuştu.
 
"BİNGÖL`DE NÜFUSUN BÜYÜK BİR KISMI DEVLETİN ELİNE BAKIYOR"
Bingöl`de nüfusun büyük bir kısmının devletin eline baktığını ifade eden Karasu, "Devlete mahkûmdur, devletin tembeli durumundadır. Devlet Bingöllüleri üretimden uzaklaştırmış, önemli geçim kaynağı olan hayvancılığı bitirmiş, insanların üretim iradelerini ve kültürünü ortadan kaldırmış, tüm bileşenleri ile kendisine bağımlı hale getirmiştir. Devlet Bingöl`ü elde tutmak için yoksulluk kültürünü yaygınlaştırmış, Bingöllüleri aç bırakarak ve kendisine mahkumederek yönetme seçeneğini tercih etmiştir. Devletten geçinme kültürü Bingöllüleri devlete esir yapmıştır. Bingöl`ün Kalkınma Bakanı var, Bingöl`ün kalkınma bileşenleri perişan durumda. Sayın Cevdet Yılmaz her yerde istihdam, büyüme, üretim der ama Bingöl`de üretim tesisi açmaz. Kalkınma Bakanı Bakanının üretim tesisi açmaması, toka dükkanı açması normal mi? Bingöl`deki genel kanaat Sayın Cevdet Yılmaz`ın siyasi bir aktör olmaktan çok devlet memuru gibi davrandığı yönündedir. Bingöllüler devlet memuru oluyor. Niye? Memur olmaya mahkumlar da ondan. Tıpkı Kenyalıların koşucu, Amerika zencilerinin basketbolcu olmaları gibi. Bingöllüler devlet eline mahkum olmayı reddetmedikleri sürece yaşam bileşenlerini normal hale getiremez" şeklinde konuştu.
(Nihat Kanat-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir