• DOLAR 32.541
  • EURO 34.927
  • ALTIN 2433.98
  • ...

EKONOMİ SERVİSİ

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er yaptığı açıklamada “Ülke olarak bizim dünya zeytin ve zeytinyağı ticaretinde daha fazla söz sahibi olmamız ve ihracatta sürekliliği sağlamamızın yolu üretim artışından geçiyor. 150 milyonu meyve veren, 30 milyonu henüz verime geçmemiş, toplamda 180 milyona ulaşan ağaç varlığımızın önümüzdeki yıllarda, küresel iklim değişikliğinin elverdiği ölçüde, kademeli olarak verime geçmesiyle birlikte, biz de inşallah dünya ticaretinde yavaş yavaş ağırlığımızı hissettireceğiz. Diğer yandan, zeytin ağacı varlığımızı arttırırken, ihracat sektörümüzün ihtiyaçları da gözetilmeli, doğru çeşitlerin, en yüksek verimin ve kaliteli ürünün elde edildiği doğru yörelerde dikimi desteklenmelidir. Örneğin; Manisa-Uslu, Domat ve Çelebi, Aydın-Memecik ve Çelebi, Bursa-Gemlik, Nizip-Kilis yağlık gibi türlerine özellikle destek verilerek hem ihracatımızın iri taneli zeytin ihtiyacı, hem de yağlık zeytin ihtiyacımız doğru çeşitlerle karşılanmış olacaktır. Ayrıca, Türkiye’de sayısı 80 milyon adet olduğu tahmin edilen ağırlıklı olarak Orman ve Hazine arazilerindeki delice zeytin ağaçlarından en az 20-25 milyon adedinin aşılatılarak üretime kazandırılması da sektörümüze çok büyük fayda sağlayacaktır” dedi.

“ZEYTİN FAKİR TOPRAKLARIN MEYVESİDİR AMA…“

Er, “Zeytin fakir toprakların meyvesidir ve ülkemizde kıraç topraklarda yetişen zeytin ağaçlarının büyük bir kısmı sulama altyapısından yoksundur. Bu bakımdan damla sulama sistemleri, derin kuyu açılması ve elektrik harcamaları konularında Bakanlıklarının acil desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca çiftçimize verilen mazot ve gübre desteğinin de artırılması büyük önem taşımaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımızın vereceği 1 birim desteğin 10 yıl içerisinde ülke ekonomisine 10 birim olarak geri döneceğinden hiç şüphemiz yoktur” ifadelerini kullandı.

ZEYTİNYAĞINDA KDV YÜZDE 1'E İNDİRİLSİN

AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri çerçevesinde AB’nin ülkemize uygulamakta olduğu zeytinyağı gümrük vergisinin sıfırlanması ya da Avrupa Birliği'nden ülkemiz menşeli zeytinyağı için en az 30.000 tonluk vergiden muaf bir kota alınmasının Türk Zeytin ve zeytinyağı sektörü için çok faydalı olacağı görüşündeyiz. Son değinmek istediğim husus ise; sağlık iksiri ve şifa kaynağı olan zeytinyağında olan KDV'nin yüzde 8’den yüzde 1'e indirilmesi iç tüketimi artıracak ve böylece orta ve uzun vadede kalp, damar ve kanser hasatlıkları için yapılan sağlık harcamaları azalacak ve Sağlık Bakanlığımızın ilaç harcama bütçesine azaltıcı yönde katkı da sağlanmış olacaktır.