• DOLAR 32.367
  • EURO 34.961
  • ALTIN 2325.211
  • ...
BM Keşif Heyetinin Raporu israil`i Çıldırttı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi ve Filistin`in BM`deki Başmüzakerecisi Saib Ureykat, Birleşmiş Milletler`in (BM) hazırladığı Filistin raporunun, Filistin Yönetimi tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi. İsrail ise rapora tepki göstererek ``talihsiz`` nitelemesinde bulundu.

BM`nin geçen salı günü Cenevre`de yayımladığı Filistin konulu raporuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Saib Ureykat, ``Şu ana kadar açıklanan en kapsamlı rapor oldu. Raporun öncelikle söylediği, İsrail`in tüm Yahudi yerleşimlerini hemen durdurarak, buradaki yerleşimcileri derhal çekmesi ve şimdiye kadar yaptıklarının tamamının uluslararası hukuka aykırı ve suç olduğudur`` dedi.

Ureykat, ayrıca raporun açıkça 1967`den beri Batı Şeria`da İsrail`in yaptığı tüm eylemlerin uluslararası hukuka göre kanunsuz ve iki devletli çözümün önündeki en büyük engel olduğunu da ortaya koyduğunu belirterek, ``Rapor, üye ülkeleri, Yahudi yerleşimcilerle Batı Şeria`da iş yapan kendi ülkelerine ait özel şirketlerin faaliyetlerini durdurmaya ve bu firmaları geri çekmeye çağırmaktadır`` dedi.

 

-``Batı Şeria`da yaşanan `Apartheid` rejimidir``-

Bu kadar kapsamlı bir raporun ilk defa yayımlandığına işaret eden Ureykat, Güney Afrika`daki ırkçı rejime atıfla, ``Filistin`de halihazırda yaşanan `Apartheid` sistemidir. Güney Afrika``da bile, burada Filistinlilere yapılanlar siyahlara yapılmamıştır. Dünyada sadece burada, Yahudilere ait yollar vardır. Filistinli Hristiyanlar ve Müslümanlar asla bu yolları kullanamazlar. Bu İsrail işgalinin adıdır ve faşizmdir`` dedi.

-İsrail, raporu kınadı-

İsrail Dışişleri Bakanlığı da açıklama yaparak, raporu kınadı. Rapor için ``ters ve talihsiz`` ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, sorunun çözümüne ancak ikili ve doğrudan müzakereler yoluyla ulaşılabileceğine vurgu yapıldı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, konuyla ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistinlilerle aralarında 1967 savaşı sırasında konulan sınırın bir sınır değil, ateşkes sınırı olduğunu ve bölgenin de halen itilaflı alan olduğunu savundu.

İsrail 1967 savaşında Doğu Kudüs`ü işgal etmiş, ardından da aşamalı olarak Batı Şeria içlerine doğru sınırlarını genişleterek, 1982 yılında da Kudüs`ü, tek taraflı olarak İsrail`in ``ebedi ve bölünmez`` başkenti ilan etmişti.

Filistinliler ise 1967 sınırlarına dayalı başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin İsrail tarafından tanınarak sürdürülebilir bir barış için tüm Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria`dan çıkarılmasını ve yurt dışında bulunan yaklaşık 4,5 milyon Filistinli mültecinin ülkeye dönmesini istiyor.

2010 yılında ABD`nin arabuluculuğunda taraflar arasında başlatılmaya çalışılan ikili görüşmeler, Filistin tarafının İsrail`in Batı Şeria`da sürdürdüğü yerleşim faaliyetlerini durdurmadan müzakere masasına dönmeyeceğinde, İsrail`in ise bu faaliyetlerde ısrar etmesi nedeniyle tıkanmıştı.

-BM`nin raporu-

BM`nin keşif heyetinin Cenevre`deki BM İnsan Hakları Konseyi`ne sunduğu raporda, İsrail`in Cenevre Sözleşmesi`nin 49. maddesi gereği Yahudi yerleşimlerini ön koşulsuz olarak durdurup, ivedilikle işgal ettiği Filistin topraklarından yerleşimcileri geri çekmesi çağrısı yer alıyor.

Filistinlilerin Batı Şeria topraklarında Yahudi yerleşimcilere ve İsrail`e karşı verdikleri mücadelelerini haklı bulan rapor, 50 ayrı Filistinli ile yapılan mülakatta yerleşimcilerin Filistinlilerin hayatına verdiği zararı kapsamlı bir şekilde anlatıyor.

İsrail işgalinin ve Yahudi yerleşimcilerin, Filistinliler üzerindeki etkilerini toplumsal, ekonomik ve kültürel açıdan da masaya yatıran araştırma, İsrail`in yerleşim inşaatlarını şartsız olarak hemen durdurarak 500 bin Yahudi yerleşimciyi hemen işgal ettikleri topraklardan çekilmeye çağırıyor.

Öte yandan BM raporunda, yerleşimcilerin 4. Cenevre Sözleşmesini bozmakta olduğuna işaret edilerek, ``4. Cenevre Sözleşmesi gereği işgal edilmiş topraklara sivil toplumun kaydırılması yasaklanmış ve uluslararası ceza mahkemesine göre bu bir savaş suçudur`` deniliyor.
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir