Zaten terörist başı olduğu için onunla konuşulur. Mehter başı olsaydı kimse gidip konuşmayacaktı onunla. Bu semazen başı değil, mehter başı değil. Bu terörist başıdır. Peki, konuştuğumuz şey ne? Konuştuğumuz şey terör. Bizim bu terörü bitirme işini Sultanahmet Camii’nin imamıyla görüşecek halimiz yok. Abdullah Öcalan ile bizim görüşmemiz ve ya hükümetin inisiyatifi ve iradesi ile devletin bazı kurumlarının görüşmüş olması onun terörist başı olmadığı anlamına gelmez. Terörist başı olduğu için görüşüyoruz zaten.

Özel bir tv kanalında gündemi değerlendiren Çelik; Öcalan ile görüşmelerden, Türkiye’nin Ak Parti hükümeti döneminde yaşadığı değişikliklerden bahsetti ve CHP’ye ateş püskürdü.

“Irkçılık ayaklarımızın altında!”

Eskiden diyorlardı ki bizim varlığımızı, dilimizi inkâr ediyorlar. Benim düğünümde şarkımı türkümü söylememe bile müsaade etmiyorlar. Kürtçe rüya görmem bile mümkün değil diyorlardı. Bunların hepsi; ret, inkâr, asimilasyon politikaları ortadan kalktı. Biz bunları elimizin tersiyle ittik kenara. Kırılan gönülleri onarmaya çalışıyoruz. Maddi olarak da onarmaya çalışıyoruz. Benim hükümetim yaklaşık 3 katrilyonluk 13-14 vilayette terör ve terörle mücadele de zarar gören vatandaşlarımız için tazminat ödemiştir. Mademki böyle bir onarma içindeyiz, armudun sapı, üzümün çöpü dersek biz bu işin içinden çıkamayız. Bu hükümet ırkçılığı ayağının altına almıştır. Eski dönem kapanmıştır. Demokratik kendini ifade etme yolları açıktır. Biz eğer aşırı Türk milliyetçilerini ve ya Kürt milliyetçilerini esas alırsak hiçbir adım atamayız.