• DOLAR 32.502
  • EURO 34.596
  • ALTIN 2477.513
  • ...
Mehmet Ali Tekin vefat etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Ali Tekin kimdir?

1955 yılında Konya’nın Bozkır İlçesi Kuşça Köyü’nde doğdu. Ailesiyle birlikte 1964 yılında İstanbul Fatih’e göç etti. Akşemsettin İkokulu’nu bitirdikten sonra,1969 yılında İstanbul İmam Hatip Okulu'na kaydoldu. 1978 yılında, iki yıl gecikmeli olarak mezun oldu ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne girdi. 1979 Eylül ayında evlendi ve 4 çocuğu oldu. Sümeyye, Rabia, Metin Hamza ve Abdullah Müsavi.

1980 yılında pasaportsuz olarak Hakkari Yüksekova Esendere sınır bölgesinden dağlardan, İran’a geçip Afganistan cephesine gitti. Herat şehri yakınlarında, Rus kuşatması esnasında dağdan düşüp yaralandı.
İki buçuk ay İran’ın Meşhed şehrinde tedavi gördü. Daha sonra Türkiye’ye döndü. ÖSYM imtihanına girerek, Erzurum Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü’nü kazandı. Erzurum’da okurken 163. Madde’ye muhalefetten tutuklanıp, Karskapı 3. N’olu Askeri Cezaevi’nde 1 ay yattı. Tahliye olduktan sonra, tekrar üniversite imtihanına girip, Ankara Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Doğu Dilleri Bölümü’nü kazandı. Bir yıl burada eğitim gördü ve yatay geçiş yaparak İstanbul Edebiyat Fakültesi’nden 1986 yılında mezun oldu.

1990 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte Tevhid Dergisini 3 yıl çıkardı. Tevhid Dergisi’nde çalışırken, Bosna Hersek’teki savaşı izlemek üzere, iki kez Bosna’ya gitti. 1993 yılında yayına başlayan Haftalık Selam Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı.

Selam Gazetesinde çalışırken 1995 yılı Haziran Ayında gazetenin Ankara Temsilcisi Talip Özçelik ile birlikte Çeçenistan’a gidip, Rus Çeçen savaşını haber yaptı. Aynı yıl ikinci kez gittiği Çeçenistan’da, Rus askerleri tarafından esir alındı. Sekiz ay Dağıstan’da tutuklu kaldı.

Türkiye devletinin girişimleriyle 1997 Temmuz ayında, serbest bırakıldı. 28 Şubat sürecinde, Selam Gazetesi çalışanlarına yönelik olarak, 2000 yılı Mayıs ayı başlarında yapılan Umut Operasyonunda, 9 arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. Ankara Terörle Mücadele Müdürlüğü’nde 9 gün sorgulandı. Sorgulamada Uğur Mumcu’yu öldürmekle itham edilip, tutuklandılar ve Eskişehir Özel Tip Cezaevi’ne konuldular.

5 yıllık yargılama sonucunda, 1989-1998 yılları arasında, Ankara’da işlenen tüm siyasi cinayet ve patlamaları Tevhid Selam Terör Örgütü’nün yaptığı iddia edildi. Yasa dışı Tevhid Selam Terör Örgütü’nün lideri olmakla itham edildi. 29 Temmuz 2005 günü 12,5 yıl cezaya çarptırıldı.

Mahkeme, 4659 sayılı Topluma Kazandırma Yasasından yararlandırılmalarına karar vererek, cezalarda yarı oranında indirim yaparak ve 6 yıl 3 ay hapse mahkûm etti. İnfaz yasası gereği 5 yıl 2 aydır cezaevinde olduğu için de, tahliye etti.

2006 Ekim-2008 Kasım tarihleri arasında, İstanbul’daki Konyalılara hitap eden KONYA HABER Gazetesi’ni aylık olarak, 24 sayı aralıksız yayınladı.

Fethullahçı Terör Örgütü hâkimleri tarafından, 2013 Mart ayında tekrar verilen mahkûmiyet cezası, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 2014 yılı Nisan ayında onaylanınca yurtdışına çıktı. 28 Mart 2016 günü Nahcivan’da İnterpol tarafından tutuklandı. Bakü-BIK hapishanesine sevk edildi. Burada 3,5 ay tutulduktan sonra, tam 15 Temmuz 2016 günü 15.00 sularında Türkiye’ye getirilip, Metris cezaevine konuldu. 18 Temmuz 2016 günü Silivri L Tipi 4 Nolu Cezaevine sevk edildi. 28 Ağustos 2018 günü de Kandıra F Tipi 1 Nolu Cezaevine sevk edildi. Ankara 11, Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptığı itirazın kabul edilmesiyle, Yeniden Yargılanma kararı verilerek, 17 Ocak 2017 Salı günü tahliye edildi. 

Tahliye olduktan sonra 2017 Mart ayından itibaren Yeni Akit Gazetesinde yazdı. 2017 Ekim tarihinden itibaren de Gerçek Hayat Dergisi’nde yazmaya başladı.  2019 Eylül ayından itibaren Kudüs TV’de, Kadim Öncüler Programını yapmaya başlamıştı.

Kumpasa uğradılar

  • Gerçek Hayat Dergisinde yaşadığı karanlık günleri anlatan Tekin nasıl hedef alındıklarını şu şekilde özetlemişti; “Biz 1990 Ocak ayından, 1992 Aralık ayına kadar Tevhid dergisini haftalık olarak çıkarttık. Bu süreç içerisinde zaman zaman Fetullah Gülen ve o yapının zihin dünyasıyla ilgili yayınlar yapıyorduk. Bunlarla ilk mücadelemiz o yıllarda başladı. Daha sonra 93 yılında Selam gazetesini çıkartmaya başladık. Sükûti Memioğlu isimli yazarımız 31 Ağustos 1997 tarihinde “Din ve devlet arasında Fethullah Gülen” başlıklı bir yazı dizisi hazırladı. O yazı dizisinde Gülen örgütüyle ilgili eleştirdiğimiz her şey vardı. Devletin çeşitli kademelerinde yaptıkları çalışmalardan bahsediliyordu. Oraya ne maksatla girdiklerini deşifre eden bir yazı dizisiydi. O dönemlerde yaptığımız yayınlardan hakkımda 34 dava açılmıştı. Mahkemeye gitmekten gazeteye uğrayamıyordum. Fakat normal hukuki yollardan üzerimize suç isnat edecekleri bir şey bulamadılar. İşte o zaman bu kumpası uydurdular.”

BAŞARILI OLSA ÖLDÜRÜRLERDİ

  • Savcının 6-7 aylık süre zarfında bir iddianame hazırladı. İddianamede İran’dan beslenen terör örgütü olduğumuzu ve Ankara’dakilerin siyasi kanat, bizim ise kültürel kanat olduğumuz iddia edildi. Hukuki yollarla bir dayanak bulamadıkları ve bir önceki senaryoları çöktüğü için en son bu yola başvurdular. Bana da örgüt üyeliği suçundan ceza verdiler. O dönemler Fetullahçı oldukları aklımıza gelmiyordu. Savunmalarımızda “karanlık güçler ve derin devlet yapılanması bize kumpas kurdu” diyorduk. 2005 yılında mahkeme heyeti bana örgüt üyeliği cezasını az bularak örgüt liderliği cezası verilmesini istedi. Topluma kazandırma yasasından da yararlandırdı. Cezaevinde yatma sürem dolduğu için tahliye edildim. Dışarı çıktıktan sonra Yargıtay’a müracaat ederek bizzat uğraştım. Fakat her çaldığım kapıda artık Fetullah’ın savcı ve hâkimleri çıkıyordu. Eğer darbe teşebbüsü başarıya ulaşmış olsaydı muhtemelen öldürülecekler listesindeydim.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir