• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kalkınmamızı devam ettireceğiz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlamayla ilgili soru üzerine, patlamanın faillerinin henüz belirlenmediğine dikkati çekti.

Konuyla ilgili Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüştüğünü anlatan Erdoğan, her iki ülkenin istihbarat teşkilatlarının yöneticilerinin de karşılıklı görüşmeler yaptıklarını kaydetti.

Bu görüşmelerde patlamanın faillerine ilişkin bir bilgi olmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Buna benzer alınmış bir bilgi olmadığı için de bizim 'Şunlar yapmıştır, şu kuruluşlar bu işin failidir.' dememiz de özellikle biz siyasilere yakışmaz. Ama bizler de takip ediyoruz. Kardeş Lübnan halkının, Lübnan yöneticilerinin bizlere vereceği bilgileri önemle takip ediyoruz. Bu gerçekten çok ama çok büyük bir felaket. Biliyorsunuz benzerini rahmetli Refik Hariri zamanında da yaşamıştık. Şimdi bu çok daha ileri seviyede böyle bir şey gerçekleşti. Bu konuyla ilgili olarak söylenenleri biliyorsunuz. Nitrat kaynaklı olduğu söyleniyor. Öbür tarafta füzelerin olduğu depolardan kaynaklı olduğu söyleniyor. Çok açık net olarak henüz bilgilendirmeler yapıldı diyemeyiz. Fakat işi bizler de takip ediyoruz."

"Lübnan'ın yanında olacağız"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da Lübnan'a ziyarette bulunup, oradaki gelişmeleri yerinden takip ettiklerini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Daha da ileri bir adım da biliyorsunuz, Kocayusuf askeri kargo uçağımızla oraya çok çeşitli yardımları gönderdik. Bunların içerisinde askeri diyebileceğimiz birçok yardımlar var. Bütün bunlarla beraber sağlık noktasında yardımlar var. Sahra hastanesi türü yine aynı şekilde yardımlarımız var. Ben Sayın Cumhurbaşkanı Mişel Avn'a 'Hastanelerimiz sizin hastanelerinizdir, yaralıları bize nakletme noktasında her an yanınızdayız. Ambulans uçaklarımızla yaralıları ülkemize taşıyabiliriz.' bunları kendilerine de bildirdim ve bu konuyla ilgili de Sağlık Bakanım Lübnan Sağlık Bakanıyla da görüşmelerini yürütüyor. Kardeş Lübnan'ı yalnız bırakamayız. Felaketin boyutu çok çok büyük. Çünkü Lübnan, özellikle Beyrut Limanı ile bölgede çok büyük önem ifade eden bir limandı. Böyle bir limanın bu durumla karşı karşıya kalması hakikaten bölgede ciddi bir sıkıntının da sebebi olmuştur. Şu anda tabii buranın yeniden inşası, ihyası kaç yılı alır, onlar da ayrı bir sorun. Ama biz madden manen her şeyimizle Lübnan'ın yanında olacağız, Beyrut'un yanında olacağız. Lübnan halkının da yanında olacağız."

"Bu anlaşmanın hiçbir kıymetiharbiyesi yok"
Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşmanın hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Yunanistanla'la Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Niye yok? Şimdi bir defa buralara baktığımız zaman özellikle Yunanistan'ın, Libya'yla ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda bir alakası var mı, ne işi var orada? Mısır'ın aynı şekilde bir alakası var mı? Yok. Biz Libya'yla böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra bunların hepsi bu işin üzerine atladılar. Tabii şimdi bize oralardan gelen bilgiler de yani 'Biz bunu size karşı yapmış değiliz, burada bir yanlış anlaşılma olmasın.' gibi bu tür bilgileri de bize yansıtıyorlar. Olsa da olmasa da biz şu anda Libya'yla yapmış olduğumuz anlaşmayı kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz." diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Malta Dışişleri Bakanı Evarist Bartolo ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Dışişleri Bakanı Muhammed et-Tahir Seyyale ile geniş kapsamlı görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu görüşmelerimiz de kararlı bir şekilde devam ediyor. Bizler burada özellikle deniz yetki alanlarında hiç hakkı, hukuku olmayanlarla buraları görüşmeye bile gerek duymuyoruz. Şansölye Merkel, benden ricada bulundu. 'İşte buradaki sondaj çalışmalarını durdurursanız benim işimi kolaylaştırırsınız.' dedi. Ben de Şansölye Merkel'e, 'Eğer siz Yunanistan'a güveniyorsanız diğerlerine güveniyorsunuz biz şöyle 3-4 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum. Göreceksiniz bunlar sözünde durmayacaklar.' Nitekim öyle de oldu. Biz bu arada da Yunanistan'dan onların kendi gerek Dışişleri Bakanı gerekse danışmanları, benim danışmanım, Dışişleri Bakanım Almanya-Yunanistan-Türkiye arasında üçlü görüşmeler başlattılar. Bu sözde de durmayınca, şimdi ne olacak? Şimde de biz hemen sondaj çalışmalarına yeniden başladık ve bu noktada Barbaros Hayrettin'i de yine görevine gönderdik. Sözlerinde durmuyorlar ve aynı durumu da tabii Sayın Merkel'e dedik ki, bak sözünde durmadılar, biz de şimdi yolumuza devam ediyoruz."

"2019'da toplam milli gelirimiz 754 milyar dolara çıktı"
Erdoğan, dün İstanbul'da toplanan ekonomi zirvesinin sorulması üzerine, "Dünyada şu anda ekonomik gelişmeleri şöyle bir gözden geçirecek olursanız başta Amerika olmak üzere Rusya, Avrupa, bütün buralara baktığımız zaman ekonomide koronavirüs seyrinden sonra çok ciddi zikzakların olduğunu görürsünüz. Burada tüm samimiyetimle ben içerdeki düşmanları zaten gündeme getirmek istemiyorum, bize zaten dışardakiler yetiyor ama içerdekiler de onlara gayet güzel pompalama görevi ifa ediyorlar. Burada çok açık, samimi bir şey söylüyorum. Biz 2002 Kasım'ında göreve geldik. Göreve geldiğimiz zaman toplam milli gelirimiz 236 milyar dolardı fakat 2019'da toplam milli gelirimiz 754 milyar dolara çıktı. Bakın nereden nereye. Aynı şekilde fert başı milli gelir o zaman 3 bin 581 dolardı ve bu rakam 2019'da 9 bin 127 dolara çıktı." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik göstergelere ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:

"2002'de otomobil yurt içi satışlar 91 bindi. 2019'da ise bu rakam 387 bine çıktı. 2016'da bir anda toparladı yine 756 bine çıktı. Şu anda devamlı bir tırmanış var. Buzdolabı satışlarına bakıyoruz. 2002'de 1 milyon 88 bin fakat 2017 itibarıyla verirsem 3 milyon 107 bin, 2019'da ise 2 milyon 486 bin adet buzdolabı satışı var. Yine çamaşır makinesi satışlarına bakıyoruz. 824 bin adet 2002'de, 2019'da ise bu rakam 2 milyon 20 bin adet. Bulaşık makinesi 282 bin adetti, 2019'da 1 milyon 332 bin adet. Daha detaylarına girmeyeyim. Şimdi bu şeyi gösteriyor. Yani Türkiye bir tırmanışta ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler var. Ben size belgelerle bunları konuşuyorum. Bu belgelere dayalı olarak konuşurken de mesele sadece açılan şirket sayılarına bakıyorsunuz, 30 bin 842'yken şu anda 2017 itibarıyla 85 bin 263 adet şirket açılmış. Devamlı bir artışın içerisindeyiz. İstihdama bakıyoruz 19,6 milyon kişiydi biz göreve geldiğimizde, şu anda 28 milyon 80 bin istihdamımız var. Bunda da bir artış var."

"Türkiye tırmanışını yüksek oranda devam ettiriyor"
Bazı sıkıntıların olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İhracat 36 milyar dolardı biz göreve geldiğimizde. Şu anda 180 milyar dolar. Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama diyorum ya gözü olup görmeyenler hala bu gerçekleri yanlış olarak yansıtmaya çalışıyorlar. Ne kadar yanlış olarak yansıtırlarsa yansıtsınlar biz Türkiye olarak bu kalkınmamızı, bu tırmanışımızı yüksek oranda devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz.

Şu anda gerek TL'de gerek dövizde gerek altın rezervinde... Çok basit bir şey söyleyeyim size. İşte yine göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye olan borcu neydi? 23,5 milyar dolardı. Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcumuzu sıfırladık. Bizim şu anda IMF'ye borcumuz yok. Sıfır. Döviz rezervine bakıyorsunuz 27,5 milyar dolardı göreve geldiğimizde, şu anda ise 105 milyar dolar Merkez Bankası'nın döviz rezervi. Yani Türkiye bu noktada dimdik ayakta. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Biz güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bugün dünden daha güçlüyüz. Yarın daha güçlü olacağız."

Erdoğan, Türkiye'nin Libya'ya zevk için gitmediğini belirterek, "Libya'da Libyalı kardeşlerimiz özellikle Türkiye'yi bu yaptığımız anlaşmayla beraber davet ettiler ve orada da bizim kendi askerimiz var, aynı şekilde yine orada dost, bizimle beraber kardeşlerimiz var. Şu anda orada da bu mücadele sürüyor ve bu mücadeleyi de onurlu bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin bilgi veren Erdoğan, bu konuda son yıllarda yapılan savunma sanayi yatırımlarına dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Türkiye'de 17 yıl önce terörle verilen mücadeleyi bir düşünün. Bu terörle mücadelede 17-18 yıl önce neredeydik, bugün terörle mücadele 17-18 yıl öncesine göre neredeyiz? Terörle mücadele ücretsiz yapılmıyor. Ciddi manada harcamalarımız oluyor mu? Oluyor. Savunma sanayiinde terörle mücadeleye yönelik çok ciddi harcamalar yaptık mı? Yaptık. Bakın bizim savunma sanayiinde düşünün yerli millide yüzde 20'yken, şimdi bunu yüzde 70'lere çıkardık. Bunları hepsi de belli bir maliyeti getiriyor. Bu maliyetle beraber Türkiye şu anda sadece bölgede değil, dünyada farklı bir yerde. İnsansız hava araçlarıyla, silahlı insansız hava araçlarıyla gerek içerde gerek Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde gerek Barış Pınarı Harekatı'nda çok ciddi mücadeleler veriyoruz."

Ekonomideki durum
Ekonomideki durumu da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomide söylenenlerin hepsi bir tarafa. Benim Hazine ve Maliye Bakanımla ilgili sosyal medyada yaptıkları karalamalar, bunların hepsi, bunlar yetişemedikleri üzüme koruk diyor. Sen ülkeye bak ülkeye, ülke nerede. Türkiye nerede, Batı nerede, dünya nerede... Şu anda 150'ye yakın ülkeye koronavirüs salgınıyla ilgili maskeden tuluma, ilaçlara varıncaya kadar her şeyi gönderiyoruz. Bunlar bedelsiz olmuyor, bir şeyle oluyor. Bunları görmüyor musunuz? Türkiye bunları yapıyor. Böyle bir dönemde biz Çam Sakura Hastanesi'ni bitirdik. 45 günde gerek Murat Dilmener Hastanesini gerek Pakize Öz Hastanesini bitirdik. Bunlar neyle oluyor? Bu, Türkiye'nin gücünü gösteriyor. Türkiye'nin gücü olmasa siz bu kadar kısa zamanda bu hastaneleri yapabilir misiniz? Bunları da yaptık bitirdik. Biz gücümüzü nereden alıyoruz? Milletimizden alıyoruz. Bu millete bunlar layıktır, yapacağız ve milletimiz biz birilerine muhtaç etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.

"Eski bir siyasetçi olarak doğal hakkıdır"
Muharrem İnce’nin parti kurma çalışması iddiasına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu tür şeylere yabancı değiliz tabii. Bizim içimizden de birileri ayrıldı, gittiler partilerini kurdular. Tabii bu parti kuruluşları nereye varır bilemem. Sayın Muharrem Bey'le ilgili olarak o da onun en doğal, en tabii hakkıdır. Eski bir siyasetçidir, yani yeni değildir. Eski bir siyasetçi olarak da o da onun doğal hakkıdır."

Bahçeli'nin Akşener'e çağrısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e "Evine dön" çağrısını şöyle değerlendirdi:

"Sayın Bahçeli'nin daveti ise doğrusu benim yadırgadığım bir davet değildir. O da olabilecek en makul çizgide bir davettir. Temenni ederim ki birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir. Çünkü dağınıklıkta bir şey yok. Ne kadar birlik beraberlik artarsa, hele de böyle HDP'yle, terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti'ye hiç uygun da düşmeyebilir. Böyle bir sıkıntının olması hasebiyle zaten böyle bir davet de gerçekleşmiştir diye düşünüyorum. Ülke genelinde de bir bütünleşmenin gereği bana göre önemlidir."

"Takipçisiyiz, takip edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'li petrol şirketinin, Suriye petrol sahaları konusunda terör örgütü YPG/PKK'yle yaptığı anlaşmaya ilişkin soruya, şu karşılığı verdi:

"Bu tabii yeni bir şey değil. Böyle bir felaketi Sayın Trump'a da söyledim, 'Bu terör örgütlerine buradan böyle kaynak aktarımı yapmanız bizim bölgemizde ciddi sıkıntılara neden olabilir ve bu terör örgütünün ekonomik kaynakları nereden geliyor diye düşünüldüğünde işte kaynak belli, siz bunlara kalkıp Deyrizor'daki petrol kaynaklarından aktarıyorsunuz, bunları güç sahibi yapıyorsunuz.' Onlar da bunu nereye satıyor, o da enteresan. Böyle bir durum söz konusu. Kendileri de gerekli talimatı vereceklerini filan söylemişlerdi, ama şu ana kadar gelen bu konuda olumlu bir gelişme yok. Takipçisiyiz, takip edeceğiz."

Dolardaki dalgalanmalar
Konuşması sırasında doların 7,34 lira seviyesinden 7,14 lira seviyesine kadar düşmesine ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:

"Ben bunun yerli yerine oturacağı inancındayım. Bu konularda rahat olun. Türkiye'de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Türkiye'de sistem bu denli oturduğu için bazı zamanda tırmanışlar, bazen inişler... Yılbaşı itibarıyla (dolarda) 10 liradan falan bahsediyorlardı. Ama şimdi nerelere geldi? Şu anda bulunduğumuz noktalara geldi. Bu da yerli yerine oturacak. Bütün mesele şu anda koronavirüs meselesi tabii önemli. Bir taraftan şu anda Beyrut'taki gelişmeler ortada. Bunları aşmak suretiyle ben özellikle TL'nin yerli yerine oturacağına inanıyorum. Dövizin de aynı şekilde yerini bulacağını, altının da aynı şekilde bulacağına inanıyorum. Bunlar gelip geçici şeyler. Bu dalgalanmalar her zaman olur. Bunu görmemiz lazım. Dün Merkez Bankası ile Bankalar Birliğinin yaptığı toplantılar hepsi bunlara yönelik atılan adımlardır. Düzelecek."

"Ne olur, maske, mesafe ve temizlik... Buna dikkat edelim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kovid-19 salgını kapsamında yeni tedbirler alınıp alınmayacağına yönelik soru üzerine, bütün kısıtlamaların Bilim Kurulu'nun aldığı kararlara bağlı olduğunu vurgulayarak, halka şu mesajları verdi:

"Ne olur, şu maske, mesafe ve temizlik... Buna dikkat edelim. Buna kendimiz için dikkat edeceğiz. Buna dikkat edelim ki Allah göstermesin bir sıkıntı yaşamayalım. Dün itibarıyla malum vefat 14 ama mesele tabii vaka sayısının düşmesi bunu başarmamız lazım. Çalışıyoruz, daha çok çalışacağız ama sizlerin de bize yardımcı olmanız lazım ki bir an önce bu vaka sayısının düşmesi, vefat sayısının düşmesini hep beraber başaralım, sağlayalım."

Konuşmasının ardından Ayasofya Meydanı'nda bekleyen vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Sevgili vatandaşlarım, Ayasofya'nın önünde böyle bir güzel cuma gününde sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Cumanız mübarek olsun. Geleceğiniz aydınlık olsun. Sizlerden ricam şu, koronavirüs belası olduğu yerde ne olur maskeye, mesafeye, hijyen koşullarına ve temizliğe dikkat edin. Bu kendimiz için. Buna dikkat edersek, evelallah bu işin çok ama çok az hasarla atlatırız. Buna dikkat etmemiz lazım. Bunda anlaştık mı? Ve birliğimizi, beraberliğimizi asla bozmayalım. Tamam mı? Evet, sabrettik, sabrettik ve men sabera, zafera, Allah bize Ayasofya'nın kapılarını hamd olsun açtı. Çok teşekkür ediyor, sizleri Allah'a emanet ediyorum." dedi.

Erdoğan vatandaşları selamladı
Erdoğan daha sonra Fatih'teki Çatladıkapı Sosyal Tesisleri'ne geçti.

Burada öğle yemeği yiyen Erdoğan'a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ve Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan da eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine sevgi gösteren vatandaşları selamlayarak buradan ayrıldı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir