Putin’in Ortadoğu çıkmazı
ABD ve NATO Ortadoğu’da varlığını kaybederken, Rusya bölgede kök salmaya çalışıyor. Putin Ortadoğu politikasıyla dünya liderliğine oynarken büyük çıkmaza girdi. Kremlin Suriye’ye müdahale ederek Ortadoğu’da barışı inşa edeceğini sanıyordu.
Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Kremlin, önündeki tüm engelleri anayasa değişikliği yaparak kaldırdıktan sonra, Suriye ve Libya’ya yaptığı askeri müdahaleleri uzun vadeli siyasi kazanca dönüştürmeyi düşünüyordu. Sistematik olarak Obama döneminde başlayan ve Trump yönetiminde de düzensizce devam eden ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesinin ilk ve ana nedeni Kremlin olmuştu. Böylece, Putin en düşük maliyetle Ortadoğu'da yıllardır Washington'dan belirlenen emperyalist düzene bir alternatif olarak kendini göstermeyi başardı. Ancak, kısa sürede Rusya’nın “post-Amerikan” döneminde bölgeyi yeniden inşa etmek için hazır olmadığı hatta çok uzakta olduğu ortaya çıktı. Çünkü, Rusya yeni bir proje ile değil, kanıtlanmış ve hatta eskimiş klasik politikasını yürütmektedir. Suriye'deki hedefi her türlü muhalefete karşı askeri güç kullanmaktır ve bu nedenle Rus hava kuvvetlerinin güçlü desteği sayesinde elde edilen Esad rejiminin sözde başarıları Kremlin tarafından kendi başarısı olarak gösterildi. Dolaysıyla, Kremlin, Suriye’de çözülemeyen denklem içine girdi. Esad, Kremlin olmadan kaybetmeye mahkum, Moskova ise Esad olmadan kaybetmeye mahkum. Böylece, Ortadoğu politikasının kaderini Esad'ın kaderiyle ilişkilendiren Putin, aldatıcı Suriye statükosunda çıkmaza girdi.
Rusya, Esad rejimini kurtardı ama, Suriye'de barışı sağlayamadı hatta kendi şartlarında bile bir barışı ilan edemedi. Çünkü, Esad’ın en ufak taviz vermeyi bile reddeden tavrı sürekli sorunun ve çatışmaların bir şekilde devam etmesine neden oldu. Putin ise Suriye'deki varlığını yeni bir siyasi gerçekliğe dönüştürmek istemiyor ya da dönüştüremiyor. Dolayısıyla, Putin dibine kadar Suriye sorununu üzerine aldığı halde İranlı ortağını hesaba katmak ve her şeyden önce hiç istemediği Erdoğan ile bir anlaşma içine girmek zorunda kaldı. Oysa Putin, ABD ve NATO’yu çıkarıp bölgede tek başına at koşturacaktı. ABD ve NATO Suriye meselesinden geri çekildiği halde Kremlin’in istediğini yapamaması, çekilen ABD ve NATO’nun yerini tek başına Türkiye’nin almasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin ise ABD ve NATO’nun çekildiği gibi geri çekilme lüksü bulunmuyor. Çünkü, Suriye sorunu Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili bir sorundur. Suriye konusunda beraber hareket etmeye başlayan Rusya, İran ve Türkiye aynı zamanda Suriye dosyasından BM, ABD ve AB'yi dışladı. Ancak böyle bir süreç bile Putin ve Erdoğan arasındaki açığa vurmadıkları derin çelişkileri düzeltmeye yetmedi. Suriye’de İranlı ortağı ve Erdoğan ile anlaşmak zorunda kalan Putin bu sefer şansını Libya’da denemeye kalkıştı. Libya’da Suriye senaryosunun tekrarlanmasıyla birlikte Rusya yine Türkiye ile yeniden yüzleşmek zorunda kaldı. Bu sefer ABD ve BM yeniden sahaya inmeye başlıyor veya Erdoğan onları harekete geçirdi. ABD yeniden sahaya inerse Kremlin’in işi daha da zorlaşacak. Fakat, Kremlin’in için ABD’yi bölgede itibarsızlaştırmak için iyi bir fırsat doğmuştu. Örneğin, israil’in işgal altındaki Batı Şeria’nın bir kısmını ilhak etme tehdidi ve ABD’nin bu konuda gösterdiği sorumsuzluk karşısında Kremlin kendini genel olarak Ortadoğu’da ve Filistin meselesinde kurtarıcı ve bir umut olarak sergileyecekti. Fakat, ABD ve israil petrol krizini ortaya çıkararak Kremlin’e unutulmaz bir ders verdi. Adeta, bu kartı kullanırsan bedelini ödersin, dediler. Şimdi Kremlin’in bu kartı kullanmak için açıkçası bir arzusu da yok ve bundan sonra nasıl bir adım atacağına dair bir planı bile yok. Dolayısıyla Libya’da, sadece askeri gündeme bağlı kalmayı tercih ediyor. Bu durum otomatik olarak Türkiye’nin Suriye’de olduğu gibi Libya’daki askeri etkisini arttırmaya neden oluyor. Kremlin ne yaparsa, Türkiye iki katını yaparak bir nevi Kremlin’in Ortadoğu hayalini kabusa çevirmiş durumdadır. Şimdi, Rusya’nın doğal gaz ihracatı yüzde 52 düştü, petrol fiyatları Kremlin’i yakıyor. Ortadoğu’ya barış getirerek dünya lideri konumuna gelmeyi hayal eden Putin bir savaştan diğer savaşa yetişemez hale geldi. Suriye’yi, kendi içinde bile sorun yaşayan Alevi azınlığın arkasında durarak paramparça eden Putin, artık bölgedeki halklar için “barışçı ve kurtarıcı” umut olarak hiç görünmüyor. Artık, Kremlin için bölgedeki gerçekler ortaya çıktı. Batı Kremlin’i çok iyi kullandı. Daha fazla itibarını ve zayıflamayı istemiyorsa “Büyük Dönüş” gerçekleştirmek için tam vaktidir. Yoksa, senelerce bunu Suriye’de koşturanlar elinden Kremlin’i de alabilirler.