• DOLAR 32.602
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2499.882
  • ...
Mücedele Yolunda Öne Geçenler - Klip
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Video yeni klip için tıklayınız

Muhacir ve Ensar`ın ilklerinden olup, İslamî mücadelede öne geçenlere en güzel bir şekilde tabi olanlardan olduğuna inandığımız ŞEHİD UBEYDULLAH kardeşimiz, Rabbini razı ederek ve Allah`ın izniyle Firdevs`i hak ederek Mevlasına yürümüştür. Kardeşleri ve mücadele arkadaşları olarak onun şehadetini tebrik ediyor, ona can-ı gönülden imreniyor, büyük metanet örneği olan anne ve babasının elerinden öpüyor, kararlılıkta örnek olan muhterem eşinin sağlam duruşunu ve izzetli metanetini başımıza taç ediyor ve cennet çiçeği yavrularını ruhumuza sarıyoruz. Taziyelerimizi kabul buyurmalarını diliyoruz.

Şehadet, Müslümanlar için hiçbir zaman kayıp olmamıştır. Bilakis şehitlerin yakmış olduğu meşale, hep mücadele ehli mü`minlerin yolunu aydınlatmış, mücadele azimlerini doruklara ulaştırmış ve aziz davalarını hedefe daha bir yaklaştırmayı sağlamıştır.

İslam düşmanları, içlerindeki kini kusmakla, Müslümanları korkutacaklarını ve azimlerini kıracaklarını hep sanmışlardır. Oysa şuursuz ve eblehçe atılan adımlar; onların sonlarını daha bir yaklaştırmış ve tarih sahnesinden silinmesine sebep olmuştur. Eğer akıl sahibi olsalardı geçmişlerinden ders çıkartır ve bugün zalim diktatörlerin başına gelenlerden ibret alırlardı.

Müslümanların ahı ve yenilmez azimleri, Tunus`un tağutunu, Mısır`ın Firavun`unu alaşağı edip, benzeri azgınların da tahtlarını sarsarken, Zerdüşt`ün takipçileri Marksist zihniyet sahiplerinin bu bizim mübarek topraklarda Müslüman halkın bağrında hâkimiyet kurma gayretleri bir hezeyan ve boş bir hayal olmaktan öteye geçemeyecektir.

Bizler, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)`den aldığımız dersle, hiçbir zaman bela istemeyiz. Rabbimizden sıhhat ve selamet dileriz. Özellikle asırlardır zulme maruz kalmış Bölge halkımızın, burnunun kanamasını, can ve malına en küçük bir zarar gelmesini asla istemeyiz. Tek arzumuz onların dünya ve ahiret saadetlerinin sağlanmasıdır. Sistemin yıllardır uygulamış olduğu insanlık dışı muameleler ve benzersiz zulümlerden dolayı, insani değerlerden yoksun Marksist ve mürted örgütün tuzağına düşmüş zavallı insanları kurtarmak ve fıtri değerlerine tekrar dönmelerini sağlamak, bizim en öncelikli hedeflerimizdendir.

Kur`an-ı Kerim`i ve Resul-i Ekrem (sav)`in pak sünnetini başlarına taç eden Müslümanların kararlılıkla yollarına devam etmeleri, halkımızın büyük teveccühünü kazanmaya mazhar olmuştur. İslami Sivil Toplum Kuruluşlarının milyonlarla ifade edilen katılımı yüksek etkinlikler ve yardım faaliyetleri düzenlemeleri Allah ve insanlık düşmanı ateş sahiplerini rahatsız etmiş, onları şaşkına çevirmiştir. İşte bu şaşkın hallerinin bir yansıması olarak beyinsizce sağa sola saldırmış, Müslümanların işyerlerini ve hizmet binalarını tahrip etmiş, birçok Müslüman’ı yaralamış ve son olarak Hakkâri Yüksekova`da bir azizimizi şehid etmişlerdir.

Müslümanlar olarak her halükârda Rabbimize hamd ediyor, O`nun sayısız nimetlerine şükrediyor ve O`na (cc) layık bir kul olmanın gayreti içinde olmaya çalışıyoruz. Müslüman olduğumuzu, Resul-i Ekrem (sav)`in ümmetinin mensupları ve İslam ümmetinin de bir parçasını teşkil ettiğimizi asla unutmamalıyız. Kuşkusuz bu mensubiyet üzerimize büyük ve ağır sorumluluklar yüklemektedir. Her bir kardeşimizin şu hususlara azami dikkat edip İslami sorumluluklarına büyük bir hassasiyet göstermelerini dileriz:

— Dünyadaki imtihanımızın bir gereği olarak, karşılaştığımız belalar karşısında vakarımızdan en küçük bir taviz vermeyecek ve bize musallat olan şeytani güçlere karşı şu ayeti kerime’de belirtilen kararlılığı inşaallah göstereceğiz;

“Onlar ki, insanlar kendilerine: ‘Şüphesiz insanlar size karşı toplandılar, onlardan korkun!’ dediler de, (onların bu sözleri sadece) onların imanını artırdı ve ‘Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir!’ dediler” (Al-i İmran: 173)

Hadiseler ve ani gelişmeler karşısında gayet serinkanlı olunmalı ve asla paniğe kapılmamak esas olmalıdır. Allah (cc)’ın takdir ettiğinin dışında hiçbir şeyin olamayacağına aynel yaqin inanmamız gerekmektedir. Hz. Resulullah aleyhi`s-salatu ve`s-selam Eşecc b. Kays’a buyurdu ki; “Sende iki haslet vardır, onları Allah ve Resulü sever. Onlar: Hilm ve teennidir.” Başka bir hadiste buyurur ki; “Bütün insanlar bir araya gelip bir insana iyilikte bulunmak isteseler, Allah’ın onun için yazdığından başkasını ona sağlayamazlar. Aynı şekilde bir insana kötülük yapmak için de bir araya gelseler, yine Allah’ın onun için yazdığından başkasını dokunduramazlar.”

— Müslümanlar ümmet olarak büyük bir cemaattirler. Her Müslüman, İslam cemaatinin kendisine yüklettiği sorumluluğu konusunda dikkatli ve hassa olmak durumundadır. Bu aziz İslam cemaatini sağlam ve güçlü bir beden gibi çalıştırmak ve muhafaza etmek durumundayız. Hz. Resulullah aleyhi`s-salatu ve`s-selam her bir Müslüman’ı bu bedenin ayrılmaz ve sağlam bir uzvu/parçası olarak nitelendirmiştir. Bedenin sağlıklı bir şekilde işlemesi için her bir uzvun üzerine düşeni eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerekmektedir. Yoksa karışık bir durum ortaya çıkar ve o beden işlevsiz hale gelir.

İslam ümmetinin fertleri olarak, İslam cemaatinin işlevselliği ve muhafazası konusunda, Rabbimizin şu uyarısına büyük dikkat göstermemiz gerekir: “Onlara güven veya korkuya dair bir haber geldiği zaman onu yayarlar. Oysa onu Peygamber’e veya içlerinden emir/yetki sahibi kimselere götürselerdi. Onlardan bunun iç yüzünü/neticesinin mahiyetini çıkarabilecek olanlar, onu(n tedbirini) bilirlerdi. Eğer Allah’ın üzerinizdeki lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız müstesna mutlaka şeytana uyardınız.” (Nisa: 83)

Müslümanlar olarak mutlaka akl-ı selimle hareket etmek, muvazenemizi muhafaza etmek ne yapmak istediğimizi çok iyi bilmek ve neticesini (kâr-zarar mikyasıyla) görüp iyi değerlendirmek zorunluluğu vardır. Öfkeye asla yenilmemek ve duygusal hareket etmemek gerekmektedir. Üstlendiğimiz imani ve İslami sorumluluğumuzun ağırlığını hep üzerimizde hissetmeliyiz: “…Onlar, öfkelerini yutanlardır. …” (Al-i İmran: 134)

— içinde bulunulan dönem ve bu dönemin şartları iyi değerlendirilmeli, davetin daha büyük kitlelere ulaştırılması için İslam cemaatinin daha bir güçlendirilmesi için herkes üzerine düşen sorumluluğu azami bir gayretle yerine getirebilmelidir. Kur`an-ı Kerim’in öğretilmediği İslam’ın mesajının ulaştırılmadığı hiçbir hane ve fert kalmamalıdır. Allah (cc)’ın üzerimize rahmetini ve lütfunu yağdırdığını görmemiz ve bu aşkla davamıza sarılmamız gerekir. Bu dönemi Hudeybiye sonrası bir dönem gibi addedip, Mekke’nin fethine kadar ki iki senelik bir dönemde, İslam toplumunun ve gücünün en az yedi kat arttığını hesap edip, böylesi bir hedefi önümüze koymamız gerekmektedir.

—İslamî sorumluluklarımızı ifâ etmedeki mesaimiz gece ve gündüzdür. Evet, tamtamına yirmi dört saattir. Bu konu Hz. Nuh (as)`ın çalışma mesaisi bizim için kıstas olmalıdır. “Dedi ki: “Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece ve gündüz limana ve risaletime) davet ettim.” (Nuh / 5)

—Yüce dinimiz İslam`ın tebliği uğrunda mal ve canımızla bir bütün halinde seferber olabilmeliyiz. “Allah`a ve Resulü`ne iman edin! Sizin hakkında tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden infak edin! Sizden iman edip infakta bulunan kimseler için büyük bir mükâfat vardır.” (Hadid / 7)

—İslami sorumluluklarımızı yerine getirirken ferasetli adımlarla Cehd ve gayret içinde olmak gerekmektedir. Bu uğurda tembellik, hantallık, bıkkınlık gibi kötü hasletlerden uzak durmak elzemdir. “Rabbimizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer kadar olan cennete koşuşun! Ki, O, takva sahipleri için hazırlanmıştır.” (Al-i İmran / 133)

Son olarak: Puslu havaların oluştuğu şu günlerde: Kardeşlerin şer güçlerin oyun ve provokasyonlarına karşı uyanık olmaları ve onların kurmak istedikleri tuzaklarını akim bırakmaları gerekmektedir.

“Onlar gerçekten tuzaklarını / desiselerini kurdular. Hâlbuki onların tuzakları Allah katındadır. (O`nun ilmi dâhilindedir.) Onların tuzaklarıyla dağlar (yerlerinde) zail olsa/oynasa bile.” (İbrahim / 5-46)

Allah`a emanet olun.

 Fikret GÜLTEKİN - İnzardergisi / Haziren 2011

Bu haberler de ilginizi çekebilir