• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Hukukçular, Bangladeş Raporunu Açıkladı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
UHUB ve Cansuyu Derneği`nden temsilcilerin, Bangladeş`te aralarında 9 Cemaat-i İslami yöneticisinin de bulunduğu 12 kişinin idamla yargılandığı davayı yerinde izlemek üzere 14-20 Aralık 2012 tarihleri arasında Dakka`ya gittiğini belirten UHUB Genel Sekreteri Necati Ceylan, ziyaret çerçevesinde çoğunluğu hükümet tarafı olmak üzere, tüm farklı gruplarla görüştüklerini ve neticede yargılamaya dair hukuki bir rapor hazırladıklarını söyledi.

Davayı incelemek için, Başbakanlık Başdanışmanı, Adalet Bakanlığı, müdahil avukatları ile savunma avukatları, mahkemenin başsavcısı ve Dakka Barolar Birliği ile görüşerek Cemaat-i İslami lideri Gulam Azzam`ın da yargılandığı mahkemeye gözlemci olarak katıldıklarını ifade eden Ceylan, ``Görüşmelerimiz sonucu hukuk adı altında hukuksuzluk yapıldığı sonucuna vardık`` diye konuştu.

Pakistan`a karşı 1971 yılında gerçekleşen Bangladeş Bağımsızlık Savaşı`nda, muhalefete göre 200 bin, ulusalcılara göre ise 3 milyon kişinin ölmesi ve 40 bin kadına tecavüz edilmesi sonucu, Pakistan askerlerini yargılamak amacıyla 1973`de bir mahkeme kurulduğunu ifade eden Ceylan, 2010 yılında kanunda değişikliğe gidilerek bu çerçevede tutuklamaların yapıldığını belirtti.

Ceylan, tutuklamaların hala devam ettiğini belirterek, hareketin lideri Gulam Azzam dahil 12 kişinin idamla yargılanmasının yanı sıra Bangladeş genelinde 5 bin 500 Cemaat-i İslami üyesinin de göz altına alındığını vurguladı.

``Mahkeme uluslararası hukuka aykırı``

UHUB Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Refik Korkusuz da, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina`nın, seçim propagandasında bağımsızlık savaşında katliama ortak olanları yargılama sözü verdiğini hatırlatarak, ``Hasina, 2009 yılında seçimleri kazanmasının ardından 2010 yılı başında Pakistan askerlerini yargılamak için 1973`de çıkartılan kanunu yeniledi ve bu çerçevede tutuklamalar gerçekleştirildi`` dedi.

Şeyh Hasina`nın yargılama için hükümetin dilediğini hakim, savcı ve soruşturmacı olarak atadığını ve bunu kanunla meşrulaştırıldığını dile getiren Korkusuz, ``Başbakan Başdanışmanı yargılamanın adil olduğunu söyledi ancak  yargılamanın adil olduğuna dair sorularımıza tatmin edici cevaplar alamadık`` ifadelerini kullandı.

Korkusuz, mahkemenin eski başhakiminin Belçika`daki başka bir Bangladeşli hukukçu ile mahkeme süreci ve kararlarına dair yaptığı görüşmelerin Economist dergisinde yayımlandığını, buna rağmen mahkemenin bir değişiklik olmadan devam ettiğini hatırlatarak, ``Görüşmeler sırasında basına sızan görüşmeleri sorduk, ancak bu sorular cevaplanmadı. Bir hakimin başka bir hukukçudan talimat alması uluslararası hukuka aykırı`` diye konuştu.

Korkusuz, UHUB olarak raporda edindikleri bulguları şöyle açıkladı: ``Mahkeme, `Bangladeş Uluslararası Suç Mahkemesi` (BUSM) ismiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi`nden (ICC) esinlendiğini söylüyor, ancak ICC`nin maddeleri çok detaylıdır. ICC`ye göre, bir ülke kendi vatandaşlarını yargılamak için savaş suçu mahkemesi kuramaz ve idamla yargılama da yapamaz. Fakat BUSM 12 kişiyi idamla yargılıyor. Bangladeş hukuk sistemine göre, ara kararlar temyize gitmesine rağmen bu mahkemenin temyiz hakkını almak için özel bir karar çıkartılmış. Bir diğer önemli husus da, mahkeme, sadece kendi onayladığı tanıkları kabul ediyor, savunma tarafının gösterdiği tanıkları kabul etmiyor. Sanık avukatları ile dava avukatlarına eşit delil sunma hakkı da tanınmıyor. Bu süreçte medya da baskı altına alınmış, eski başhakimin yazışmalarının basına sızmasıyla Economist dergisinin 7 temsilcisi göz altına alınmış.``

Korkusuz, bir tanığın ifade vermek üzere mahkemeye geldiği sırada kaçırıldığını hatırlatarak, bu meseleyi mahkemeyi destekleyen hükümet tarafına sorduklarını ve her birinden farklı cevaplar aldıklarını, bunun da karışıklığa yol açtığını kaydetti.

Hukuki yanlışlar neticesinde mahkemenin sona ermesi gerektiğini ve davanın ICC`ye havale edilmesi gerektiğini savunan Korkusuz, şu ifadeleri kullandı: ``Eğer idamlar gerçekleşirse, bu ülkenin sosyo-politik yapısını etkileyecek, belki de iç karışıklığa yol açacak. Biz 27 Mayıs`ı, 28 Şubat`ı yaşadık, idamların ne olduğunu biliyoruz ve Bangladeş`te bunların yaşanmasını istemiyoruz. Fakat maalesef, şu an Bangladeş`te yaşananlar, 28 Şubat`tan daha kötü.``

Korkusuz, ``Bangladeş`te bir hukuksuzluk olduğunu biliyorduk ancak haksızlığın bu denli olduğunu tahmin edemezdik`` diyerek, ``Sanıkların Bangladeş`in ulusal günü olan 16 Aralık`ta idam edilmesi amaçlanmış ve maalesef İslam dünyasından bizim dışımızda bu davayı incelemek için Bangladeş`e giden yok`` dedi. (AA)

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir