• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Umman`ın Çıkmazları Ve Zoraki Islahatlar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bu günlerde Umman’da halkın dilinde acı bir latife dolaşmaktadır. Buna göre saltanat ve krallığı ya da hükümeti eleştirenler dolgun maaşla polis gücünde görevlendiriliyorlar. Bu belki de gerçeklikten uzak, biraz da abartılı bir latifedir. Ancak bunun arkasında saklı bir gerçeklik bulunmakta olup sultanın saltanatının tehlikeden korunmasına yol açmıştır. Bu durum Umman sultanlığının yüzlerce yıldır darbeler yoluyla değil de rüşvet vererek ve susma ücretiyle saltanatı tehlikeden koruduğunu göstermektedir. Oysa şu anda tehlike çok daha ciddi görünmektedir. Bundan dolayı yeni tedbirler alınmaktadır. Özellikle de Umman’ın büyük komşusu olan Suudi Arabistan durumu uzaktan dakik şekilde kontrol etmekte, zahiri de olsa Sultanın bazı ıslahatları gerçekleştirmesi için bastırmaktadır.

Umman sultanlığı 310 bin km2 toprağa ve 2 milyon sekiz yüz bin nüfusa sahiptir. Arabistan’dan sonra Arap Yarımadası’nın en geniş ülkesidir. Sultanlığın geliri petrole dayanmakta olup bu yönde parlak bir gelecek görünmemektedir. Tükenmeye başlayan kaynakların yerine yeni kaynaklar keşfedilememektedir.

Umman Sultanlığı iki bölüme ayrılmaktadır. Topraklarının bir bölümü Hürmüz Boğazına hâkim bir konumdadır. Sultanın İngiltere hükümetiyle geleneksel ilişkileri bulunmaktadır. 1970’lerde Marksistlerin Zefar Eyaletinde başlayan isyanı İngiltere, Pakistan ve İran güçlerinin yardımıyla bastırılmıştı.

Islahat yolunda yapılan ilk çalışma bu yılın 22 Eylülünde ülke çapında gerçekleştirilen belediye seçimleriydi. Halkta olumlu karşılık buldu. Halkın yoğun şekilde oy sandıklarına gitmesi, kendi siyasi geleceklerini tayinle ilgili kararlılıklarını gösteriyordu. Ancak sultanlık ve hükümet yetkililerinin eleştirilere tahammüllerinin düşük olduğu görülmektedir. Bundan iki hafta önce siyasi faaliyet yürüten 23 kişi, mahkeme tarafından gösteriş yapma ve bildiri dağıtma suçundan altı ay ile bir yıl arasında hapisle cezalandırıldılar. Cezalarını çekip zindandan çıkanlar ise, zindan müddetti boyunca ağır işkencelere maruz kaldıklarını anlatıyor.

Umman’daki ilk gösteri Tunus, Mısır ve Libya ile birlikte Şubat 2011 yılında gerçekleşti. Zuhar eyaletinde gösteri yapan işçiler maaşlarının az olduğuna itiraz ediyorlardı. Sultana hitap eden göstericiler refah şartlarının kötü olduğunu ileri sürüp ülke idaresindeki kadroların fesadının üzerine gidilmesini, işsizlere maaş ve sigorta bağlanmasını istediler.
1970’lerin başında babasına karşı gerçekleştirdiği beyaz darbeyle hükümeti ele geçiren sultan, saltanat ailesi mensuplarının ülkenin kilit noktalarında görev almaması, böylece darbe yapma imkânlarının bulunmaması için hassas davranmaktadır. Evlilik yapmayan Sultan Kâbus’un çocukları da bulunmamaktadır. Göstericilerin önemli isteklerinden birisi de birinin veliaht unvanıyla resmi olarak tayin edilmesidir. Böylece, kralın başına bir şey geldiği zaman ülkeyi idare edecek birisi bulunmuş olacak. Göstericilerin diğer bir isteği, yetkililerin ve idarecilerin istişare konseyine karşı sorumluluk taşımalarıdır. Şu anda bütün karar mercileri kendilerini krala karşı sorumlu görüyorlar. İşleriyle ilgili de sadece ona bilgi ve rapor veriyorlar.

2011 yılında ıslahat için kabul edilen programa göre bakanların meclise karşı sorumlu olmaları öngörüldüyse de, başbakan, savunma bakanı, dışişleri bakanı ve ekonomi bakanı gibi bazı bakanlar bundan muaf tutuldular. Bunlar krala karşı sorumlu sayıldılar. Islahat programının kapsamlı olmaması ıslahat isteyenlerin rahatsızlıklarına yol açmaktadır.
Göstericilerin isteklerinin temelinde ise saray ile hükümetin ayrılması bulunmaktadır. Bakanlara karşı yapılan her türlü eleştiri, yakın oldukları saraya eleştiri sayıldığından bu sistemin değişmesini, başbakanın ve bakanların meclise karşı sorumlu olmasını istiyorlar. Ülke bütçesinin yüzde 15’i saraya gitmektedir. Silah alımı ve savunma siyasetiyle ilgili kararları Umman Sultanı almaktadır. Ekonomik yolsuzlukları kontrol edecek bir mekanizma bulunmamaktadır. Maskat’ta yaygın olan söylenti, bu şehirde inşa edilen yeni havaalanı inşaatı bahanesiyle milyonlarca doların götürüldüğü ancak mali yolsuzluğun üzerine hiçbir kurumun gitmediği yönündedir.

Bununla birlikte ülkedeki gaz ve petrol projeleri hiçbir kontrole tabi değildir. Batılı bir şirket günde 150 bin varil petrol çıkarmak için bir milyar dolara kuyu açma anlaşması imzalamaktadır. Parasını alıp işini tamamlamakta, oysa daha sonra buradan çok az miktarda petrolün çıktığı görülmektedir. Bunun da kontrolsüzlükten kaynaklandığı söylenmektedir. Bütün bu ekonomik ve siyasi sıkıntılar ciddi bir kontrol mekanizmasının bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bazıları ise sultanın baskı yapması durumunda kontrolü yitireceğinden korktuğunu ileri sürmektedirler.

Umman, zor bir durumla karşı karşıyadır. Islahatçılar geniş çaplı ıslahatlarda bulunması için sultanı sıkıştırıyorlar. Eski sistemin köşe başlarına tezgâhlarını kuranlar ise sistemin devamını istiyorlar. Halkın seçtiği belediyelerin ne kadar etkin olacakları belli değil. Yol ıslah için mi açılacak, yoksa ıslahat durumu sona erip ülke Şubat 2011’den önceki duruma mı kayacak, göreceğiz.

Yazan: Cumana Ferhat
Kaynak: Sayté Asnoor
Çeviren: Hanefi Aydın/doğruhaber

 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir