• DOLAR 32.443
  • EURO 35.32
  • ALTIN 2326.446
  • ...
Bangladeş`te İlk İdam Cezası Açıklandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

`Bangladeş Uluslararası Suç Mahkemesi`, Cemaat-i İslami partisinin kurucularından Ebulkelam Azad`ı, 1971 yılında Pakistan`la Bangladeş arasındaki savaş sırasında ``insanlığa karşı suçlar işlediği`` gerekçesiyle idam cezasına mahkum etti.

Ebulkelam Azad hakkındaki idam kararının, aynı suçlamayla yargılanan Cemaat-i İslami liderleri arasında verilen ilk idam kararı olduğu açıklandı.

Cemaat-i İslami partisinin kurucularından Ebulkelam Azad, geçen yıl Nisan ayında Pakistan`a kaçtığının söylenmesinin ardından gıyabında yargılandığı mahkemede idam cezasına mahkum edildi. Ebulkelam Azad`ın ülkeyi terk ettiğinin açıklanmasından sonra iki oğlu ve damadı gözaltına alınmıştı. Ebulkelam Azad`a verilen idam kararı ilk resmi idam kararı olarak önem taşıyor. Mahkemenin, kapalı kapılar ardında Cemaat-i İslami lideri Gulam Azam ve arkadaşları hakkında idam kararı verdiği ve bunu Bangladeş`in bağımsızlık yoldönümü olan 26 Mart`ta açıklayacağı öne sürülüyor.

Cemaat-i İslami hareketi 1971`de Bangladeş`in Pakistan`dan ayrılmasına karşı çıkmıştı. Bangladeş yönetimi, Cemaat-i İslami`yi bağımsızlık savaşı sırasında Pakistan`a yardım etmekle suçluyor.

Bangladeş Cemaat-i İslami hareketinin lideri Gulam Azam da aynı suçlamalarla yargılanıyor. Yakında Azam hakkında da idam kararı verilmesi bekleniyor.

Öte yandan, Bangladeş`te ``savaş suçu`` ithamıyla yapılan yargılamalar ve bu yargılamalarda takip edilen hukuki süreç, uluslararası insan hakları grupları tarafından eleştirilere konu oluyor. Davalarda savunma tanıklarına yer verilmediği belirtiliyor.

Geçen ay da, benzer başka bir mahkemeye bakan hakim, İngiltere`de yayın yapan The Economist gazetesinin, hakimle Bangladeş asıllı Belçikalı bir avukat arasındaki davayla ilgili Skype ve email haberleşmelerini yayınlamasının ardından istifa etmişti.

MAHKEME ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

Aralık ayında Bangladeş`e bir heyet gönderen Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB), ülkede yaşananlarla ilgili bir rapor hazırladı.

UHUB Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Refik Korkusuz, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina`nın, seçim propagandasında bağımsızlık savaşında katliama ortak olanları yargılama sözü verdiğini hatırlatarak, ``Hasina, 2009 yılında seçimleri kazanmasının ardından 2010 yılı başında Pakistan askerlerini yargılamak için 1973`de çıkartılan kanunu yeniledi ve bu çerçevede tutuklamalar gerçekleştirildi`` dedi.

Şeyh Hasina`nın yargılama için hükümetin dilediğini hakim, savcı ve soruşturmacı olarak atadığını ve bunu kanunla meşrulaştırıldığını dile getiren Korkusuz, ``Başbakan Başdanışmanı yargılamanın adil olduğunu söyledi ancak yargılamanın adil olduğuna dair sorularımıza tatmin edici cevaplar alamadık`` ifadelerini kullandı.

Korkusuz, mahkemenin eski başhakiminin Belçika`daki başka bir Bangladeşli hukukçu ile mahkeme süreci ve kararlarına dair yaptığı görüşmelerin Economist dergisinde yayımlandığını, buna rağmen mahkemenin bir değişiklik olmadan devam ettiğini hatırlatarak, ``Görüşmeler sırasında basına sızan görüşmeleri sorduk, ancak bu sorular cevaplanmadı. Bir hakimin başka bir hukukçudan talimat alması uluslararası hukuka aykırı`` diye konuştu.

TANIK, MAHMEYE GİDERKEN KAÇIRILDI

Korkusuz, UHUB olarak raporda edindikleri bulguları şöyle açıkladı:

``Mahkeme, `Bangladeş Uluslararası Suç Mahkemesi` (BUSM) ismiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi`nden (ICC) esinlendiğini söylüyor, ancak ICC`nin maddeleri çok detaylıdır. ICC`ye göre, bir ülke kendi vatandaşlarını yargılamak için savaş suçu mahkemesi kuramaz ve idamla yargılama da yapamaz. Fakat BUSM 12 kişiyi idamla yargılıyor. Bangladeş hukuk sistemine göre, ara kararlar temyize gitmesine rağmen bu mahkemenin temyiz hakkını almak için özel bir karar çıkartılmış. Bir diğer önemli husus da, mahkeme, sadece kendi onayladığı tanıkları kabul ediyor, savunma tarafının gösterdiği tanıkları kabul etmiyor. Sanık avukatları ile dava avukatlarına eşit delil sunma hakkı da tanınmıyor. Bu süreçte medya da baskı altına alınmış, eski başhakimin yazışmalarının basına sızmasıyla Economist dergisinin 7 temsilcisi göz altına alınmış.``

Korkusuz, bir tanığın ifade vermek üzere mahkemeye geldiği sırada kaçırıldığını hatırlatarak, bu meseleyi mahkemeyi destekleyen hükümet tarafına sorduklarını ve her birinden farklı cevaplar aldıklarını, bunun da karışıklığa yol açtığını kaydetti.

Hukuki yanlışlar neticesinde mahkemenin sona ermesi gerektiğini ve davanın ICC`ye havale edilmesi gerektiğini savunan Korkusuz, şu ifadeleri kullandı: ``Eğer idamlar gerçekleşirse, bu ülkenin sosyo-politik yapısını etkileyecek, belki de iç karışıklığa yol açacak. Biz 27 Mayıs`ı, 28 Şubat`ı yaşadık, idamların ne olduğunu biliyoruz ve Bangladeş`te bunların yaşanmasını istemiyoruz. Fakat maalesef, şu an Bangladeş`te yaşananlar, 28 Şubat`tan daha kötü.``

Korkusuz, ``Bangladeş`te bir hukuksuzluk olduğunu biliyorduk ancak haksızlığın bu denli olduğunu tahmin edemezdik`` diyerek, ``Sanıkların Bangladeş`in ulusal günü olan 16 Aralık`ta idam edilmesi amaçlanmış ve maalesef İslam dünyasından bizim dışımızda bu davayı incelemek için Bangladeş`e giden yok`` dedi.
 

dünya bülteni

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir