• DOLAR 32.579
  • EURO 34.825
  • ALTIN 2416.817
  • ...
DARBE’YE BİR PAS DA ZARAKOLU’DAN!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

YUSUF CAN – HABER YORUM

Zarakolu’nun uzun yazısından birkaç paragraf , meramını anlamak için yeterli;

“Makus kaderden kaçış yok…

RTE, tarihi kendince okuyup yorumluyor ve taktiklerini belirliyor.

Bunun için de 2007 yılında darbe karşıtlarının liberal desteğini aldı, 2013 yılında Gezi direnişinin kendi 27-28 Nisanı olmasının önüne geçti ve 2015 yılında ise kendine yönelebilecek darbe potansiyelinin erken patlamasını provoke etti.

RTE’de bir Menderes travması vardı. Demirel gibi kısmen. Menderes olmamak için Demirel’in atmadığı takla, kurmadığı ittifak kalmamıştı. Kanlısı Ecevit ile bile uzlaştı.

Korona günleri, bırakın Türkiye’yi tüm dünyayı bir sorgulamaya yöneltmekte. Bundan RTE’nin ve tayfasının kaçması mümkün değil.”

Son günlerde CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun darbeyi çağrıştıran sözlerine tepkiler daha sıcaklığını korurken bu defa topa da farklı fraksiyondan bir solcunun topa girmesi insanın aklına ;
-Acaba bunlar bir yerden bir şey mi duydular?” sorusunu getiriyor.
-Hem devlet ve iktidar partisi neden bu söylemlere bu kadar kayıtsız kalıyor? Kınamayla yetinilmesi v.s

Yoksa söylem sahipleri “Aç tavuk kendini darı ambarında görür” misali kendilerini sürekli bir hayal aleminde mi görüyorlar.

Doğrusu tam olarak bilmek mümkün değil. Neden mi?

Çünkü 15 Temmuz öncesinde de ortada görünen pek bir şey yoktu. Ama bir gece aniden artık olmaz denilen bir darbeye daha tanıklık etmiştik.

Hani bu darbe imasında bulunanlar “Yeminli CHP’li, Kemalist ve solcu olmasalar” ya bu iş acaba iktidar çevresinin bir oyunu mu dedirtecek kadar absürt görünüyor.

Ama ima sahipleri CHP- Kemalistler ve solcular olunca kulaklarımızda “Ordu Göreve” sloganları çınlıyor.

Biraz daha geriye gidince aslında bu mezkur kesimindarbe teşebbüsünün sıradan bir heves olmadığını gerçekte “İdeolojik ve psiklojik bir vaka” olduğu görülüyor.

Hatırlanacağı gibi İsmet İnönü 18 Nisan 1960’ta Meclis’te yaptığı bir konuşmada “Şartlar tamam olduğu zaman, milletler için ihtilâl meşru bir haktır.” Demiş bu sözlerin üzerinden sadece 39 gün sonra 27 Mayıs Askerî Darbesi ollmuştu

Partilerinin temel ‘Mottosu’ “Halka rağmen halk için” olmasına rağmen her fırsatta halkın TERCİHİNE darbe yapmaya çalışmaları aslında İsmet İnönü’ye atfedilen bir konuşmayı anımsatıyor.

1968’deki hatıratlara dayandırılan bir olay var: İsmet İnönü'nün Kurtuluş Savaşı esnasında bir grup subaya dönerek: "sadece padişah değil, kimse işitmesin, bu millet de düşmanınızdır" dediği  belirtilir.

 Aslında sonraki yıllarda Menderes’e karşı yürüttüğü darbe çalışmalarına bakıldığında İnönü’nün Milleti/Halkı ne derece önemsediği de doğrulanmış oluyor.

Şimdilerde CHP/Sol cenahtan yükselen “DARBE” söylemlerini bu kültürün yani İnönü’nün,1960’ın,1972’nin,1980’nin ve meşhur 28 Şubat’ın devam filmi olarak okumak gerekir.

Tek fark bu defa hesap etmedikleri “Halktaki 15 Temmuz tecrübesidir”.

Bu tecrübe ışığında görünen o ki;

 Maazallah böyle bir girişim olursa ilk çiğnenecek olanlar darbeye teşvik edenler olacak!

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir