Diyarbakır Kültür Merkezinde (DKM), üniversiteli öğrencilerin ve kursiyerlerin katıldığı bu haftaki üniversite seminerinde “İbadet” konusu işlendi. Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi Mehmet Çelik’in sunduğu seminer geniş katılımla gerçekleşti.

Seminerini üç başlık altında ele alan Çelik, ilk başlığında ibadetin tanımına değindi. İbadetin, dergah-ı ilahide abdin, kendi kusurunu, aczini ve fakrını görüp Allah’a sığınması olduğunu ve kulun bu ilahi dergahta hayret ve muhabbetle secde etmesi olduğunu söylerken, aynı zamanda Allah’ın emirlerini yerine getirip nehiylerinden sakınmanın da ihlasla yapılan her iyi amelin de ibadet olduğunu söyledi. İbadetin mahiyetine de değinen Çelik, Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahuekberin ibadetlerimizin çekirdeği hükmünde olduğuna değindi.

İbadetin çeşitlerine de değinen Çelik, iki tür ibadetin olduğunu bunlardan birincisinin müsbet ibadet ikincisinin ise menfi ibadet olduğunu söyledi. Müsbet ibadetin namaz kılmak, oruç tutmak gibi aşina olduğumuz ibadetlerden oluştuğunu, menfi ibadetin ise hastalık ve musibetlerde kul olarak acizliğimizi ve fakirliğimizi anlayıp Allah’a sığınmak anlamına geldiğini, bu durum karşısında Cenab-ı Allah’a sabır ve dua ile şükretmemiz manalarını taşıdığını ifade etti.

“Niçin ibadet ediyoruz?” sorusunu değerlendiren Çelik, Allah’ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı olmadığını aslında kul olarak bizim ibadetlere şiddetle ihtiyacımız olduğunu söyledi. Çelik, Risale-i Nur’daki doktor-hasta örneğine değindi. Ayrıca kainata baktığımızda insanın diğer cansızlardan, bitkilerden, hayvanlardan farklı ve üstün kılan şeyin de, insanı eşref-i mahlukat yapacak şeyin de ibadet olduğuna ve insanın ancak ibadetle değerini bulabileceğine değindi. İbadetin bir çok faydasına da değinen Çelik, İbadetin, itikadi ve imani hükümleri kalp ve ruha yerleştirerek sabit hale getirdiğini belirtti. Nitekim bu gün milli gelirleri çok yüksek olan, maddi hiçbir sıkıntıları olmayan bazı batı toplumlarında intihar oranlarının yüksek olmasının, maddiyatın insanın içini doldurmaya yetmediğini gösterdiği ve bu durumun da intiharları netice verdiğini söyledi.

İbadetin kabul şartlarının olduğunu belirten Çelik, Bütün ibadetlerimizin özünün, ruhunun ihlas olması gerektiğini söyledi. İhlas risalesinde geçen, en yüksek haslet en safi ubudiyet ve en makbul duanın da ihlas olduğunu hatırlatan Çelik, ihlasın ise yapılan ibadetlerin yalnızca Allah rızası için yapmak olduğunu söyledi. Birilerini hoşnut etmek için yapılan ibadetin Allah indinde bir değerinin olmadığını, bu ibadetin karşılığını Allah’tan beklemenin derin bir hezeyan olduğunu belirtti.

risale haber