Suriye’deki kanlı çatışmaların etkileri Türkiye sınırında da kendini hissettirmeye başladı. Muhalefet ile hükümete bağlı birlikler arasındaki çatışmalardan kaçan yüzlerce Suriyeli Türkiye’ye sığındı. Türk makamları mültecilere yardım amacıyla sınır kapılarında alınan tedbirleri arttırırken Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi iç savaşa sürüklenen Suriye’nin barış ve huzura kavuşturulması için atılabilecek adımları görüştü.

Suriye’deki baskıcı Esad rejimini protesto hareketinin kanla bastırılmaya çalışılmasını konu alan BM Güvenlik Konseyi oturumunda Batılı ülkeler bir an önce karar çıkartılmasında ısrar ederken daimi üyelerden Rusya ve Çin, Şam yönetimini kınayıcı ve yaptırım içeren bir karar alınmasına sıcak bakmadığını belli etti.

Öncelikle İngiltere ve Fransa, Şam yönetimi üzerindeki baskının arttırılabilmesi için Güvenlik Konseyi’nin ittifakla karar almasını sağlamaya çalışıyor.

`Seyirci kalınamaz`

Güvenlik Konseyi`ne Fransa ile birlikte ortak karar tasarısı sunan İngiltere’nin başbakanı David Cameron parlamentoda yaptığı açıklamada, göstericilere karşı aşırı kuvvet kullanan resmi güvenlik birimlerinin en az bin kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini ve güvenilir kaynaklardan, en az on bin Suriyelinin tutuklandığına dair bilgi aldıklarını söyledi. Protestoların kuvvetle bastırılmasının kabul edilemeyeceğini belirten David Cameron bu duruma seyirci kalınamayacağını ifade etti. İngiltere Başbakanı, kararın Güvenlik Konseyi’nde veto edilme ihtimali karşısında, ‘bu adımı atacak devletleri vicdan muhasebesi yapmaya davet ederim’, dedi.

İngiltere’nin BM daimi temsilcisi Mark Lyall Grant Güvenlik Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklama, Suriye’deki gelişmeler karşısında daha fazla susulamayacağını ve kararın en kısa zamanda ve oy birliğiyle alınmasını umduğunu söyledi.

İngiltere ve Fransa’nın ortak karar tasarılarında, muhalefetin kuvvetle bastırılmasına ve kentlerdeki kuşatmalara son verilmesi, siyasi reformların başlatılması ve Suriye’ye silah ambargosu uygulanması talep ediliyor.

Mutabakat yok

Veto hakkına haiz Çin ve Rusya’nın dışında geçici üyeler Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’nın da karar karşısındaki çekimserlikleri sürüyor. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitali Çurkin, onaylanması istenen kararın diyaloğu teşvik edip şiddete son verilmesini sağlayacağı kanaatinde olmadıklarını ve kararın tam aksi gelişmelere yol açmasından endişe ettiklerini belirtti. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice, ‘karar aşamasında doğru tarafta duracaklarını ve Suriye aleyhindeki kararı engellemek için Libya’daki olayları çarpıtarak örnek gösteren devletlerin büyük sorumluluk üstlenmiş olacağını’, ifade etti.

`Dördüncü Tugay` dehşet saçıyor

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Cisr Eş Şuğur kasabasındaki katliam sivillerin Türkiye’ye sığınmasında önemli rol oynamıştı. Şam yönetimi 120 güvenlik görevlisinin silahlı çeteler tarafından öldürüldüğünü duyururken, muhalefet çevrelerinden yapılan açıklamada, güvenlik görevlilerinin sivillere ateş açmayı reddettikleri için Suriye ordusu tarafından infaz edildiği belirtilmişti. Bu olay üzerine, Suriye ordusunun bölünmeye başladığına ve isyancıların silahlandığına dair spekülasyonlar çıkmıştı.

Merkezi Washington’da bulunan Şam İnsan Hakları Enstitüsü’nün direktörü Rıdvan Ziade, Cisr Eş Şuğur katiamıyla ilgili olarak şunları söyledi: `Cisr Eş Şuğur’daki hadise, Suriye silahlı kuvvetlerinin bölünmekte olduğunu gösterir. Daha önce de bazı birlikler sivillere ateş açmayı ret etmişti. Bunun üzerine Dördüncü Tugay emirlere uymayan askerleri kurşuna dizmeye başlamıştı. Cisr Eş Şuğur’da infaz tugayına karşılık verildiği için ölü sayısı yüksek oldu. Bu olayın suçlularının bulunması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvurunun, Suriye’nin kuruluş anlaşmasını imzalamamış olması nedeniyle BM Güvenlik Konseyi kanalıyla mahkemeye iletilmesi gerekiyor.`

DW