Türkiye’de son zamanlarda yaşanan olaylardan sonra akıllara adalet anlayışı ile ilgili soru işaretlerinin takılması kaçınılmaz bir duruma gelmiştir. Acaba Türkiye’de adalet var mıdır ? Tabi bu sorunun cevabı yaşananlardan çıkarak cevabı net bir şekilde aklımızda kurgulanabilir.

Adalet denildiğinde insanlığın aklına gelebilecek en anlamlı açıklaması: zengin, fakir, din ve ırk fark edilmeksizin, herkese eşit davranılması ve haklının haklıya,haksıza da cezasının verilmesidir. Fakat Türkiye’deki son zamanlarda gelişen gelişmelere baktığımızda adaletin kavramına eşit bir şekilde uygulanmadığını rahatça görebilmekteyiz. Aslında bunu ispatlamak saçmalık olur, çünkü son zamanlarda Türkiye’de ister siyasette ister siyaset dışında gelişen gelişmeler bunu ispatlayacak bir niteliktedir. Ben yinede bazı konulara değinmeden geçmek istemem. Gaziantep’te başörtülü bacımıza müdür tarafından tutulan öğrencilerin bacımıza dayak atılması ve onun kutsal örtüsüne dil uzatılması, Güllü Çevik bacımıza verilen hapis cezası ve son olarak Mustazaflar Cemiyeti’ne yapılan baskınlar sonucunda 43 kişiye verilen 205 yıl hapis cezasını örnek vererek Türkiye’de adaletin olmadığını açık ve net bir şekilde görebilmekteyiz.Ne yazık ki yaşananlar sadece bunlarla sınırlı değildir.Türkiye’de zengin zümreye adalet uygulanırken, fakir ve Müslüman kesime adaletsiz bir yönetim şekli  uygulanmaktadır. Şüphesiz ki yüce Allah bizden adaletli olmayı,fenalıktan ve hayasızlıktan uzak durmamızı emretmiştir.

Sayın Başbakan dindar nesil yetiştirmekten,dindar nesili yok etmeye doğru adım atmaktadır.Buda gösteriyor ki yıllardır gösterdiği göstermelik dindar anlayışı ile mustazafların oylarını kazanmak gayetindedir. İktidara geldiği yıllar da başörtü sorununu çözeceğini iddia eden iktidar ne yazık ki son olarak okullar da yapılan kılık kıyafet düzenlemesi ile bu sorunu çözemeyeceğini gösterdi.

Türkiye kurulduğu günden beri laiklik görüşü ile adalet sağlanmaya çalışılmıştır.Adalet tabi ki hepimizin bildiği gibi eşitliktir. Ama ne yazık ki Türkiye’de yaşananlar dan yola çıkarak eşitliğin olmadığını açık ve net bir şekilde göz önüne seriyor.

İslam’ın doğuşundan bugünümüze kadar islamı yaşayanların çeşitli dönemlerin Ebu Cehilleri tarafından işkenceye ve ölüme maruz kaldığını hepimiz tanıklık etmişizdir.İslam ümmetinin aklına gelecek ilk soru işareti şu olacaktır: Türkiye’de ki Ebu Cehil ve Ebu Lehepler kimdir.Bana kalırsa tabi ki de Ebu Cehil iktidar Ebu Lehep ve askerleri ise laiklik düşüncesinde olan partiler rol oynamaktadır. Türkiye kendini yönetemeyen ve dünyanın lanetli kavmi olan İsrail ve onun lanetli askeri olan Amerika’nın mütefiği olduğunu söyleyebilirim.Bunu kanıtlamak istersek Türkiye Amerika’nın isteği ile Afganistan`a asker gönderdiği halde neden Filistin’e asker yollamadı.Biri Türkiye’yi kullanarak onu sömürmek istemektedir.

İktidar çıkıp dönemin asrı saadetini kurmak isteyen Müslüman kardeşlerimi zindanlara atarak bitirmek istiyor.Ama şunu unutmasınlar ki her bir Müslüman ferdi o zindanları Yusuf gibi gülistan diyarına çevireceklerdir ve şunu unutmasınlar ki Allah daima Müslümanların yanındadır.

Ey hükümet size şunu sormak istiyorum:galiba mustazaf kardeşlerimin dindar nesil yetiştirmesi işlerinizin ters gitmesine mi neden oluyor acaba ?

Dindar nesil isteyen iktidar okullarda yaptığı serbest kıyafet sistemi ile dindar yetiştirmede ki tavrında samimiyetini korumadığını bir kez daha göstermiştir.Ey hükümet dindar nesil yetiştirmek başörtüyü yasaklamakla getiremezsin.On yıldır millete başörtü sorunu çözeceğinizi söyleyip oy topladınız.Hani biz başörtü sorununu çözmek için herhangi bir çaba ve emek harcadığınızı görememekteyiz.

Unutma ki ey iktidar biz halk olarak artık sizin bu uydurma sözlerine kanmayız ve sizleri yüce rabbim olan Allah’a havale etmekteyiz.

Yıllardır mustazaf ve mazlum halkı hor görüp ezdiniz.Müslümanların kutsal örtülerine hakaret ettiniz.

Sevgili Müslüman kardeşlerim sizleri sevgililerin en büyüğü olan ve Alemlerin Rabbi olan Allah’a emanet ediyorum…..
Esselamun aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu…………

 

 

RECEP KURŞUNLUKAYA / Hizmet-Der Gönüllüsü