YUSUF CAN – HABER YORUM

“Bu durum herkes ve her parti için eşittir” denilebilir.

Dini bir endişesi olan, “Milli servet” denilen ülkenin gelir kaynaklarını çarçur etmeyi bir ahlaksızlık olarak gören insanlar dışında birçok kişi Türkçe’de çok kullanılan bir ifadeyle “Bal tutan parmağını yalar!” sözünde olduğu gibi fırsatları değerlendirmeye çalışır.

Bu olaylardan biri de Yalova Belediye’sinde ortaya çıkmış.

“CHP’nin elinde bulunan Yalova Belediyesi'nin muhasebe biriminde çalışan evli ve 2 çocuk babası Reşat Ergin, belediyenin kasasındaki 22 milyon lirayı zimmetine geçirip kaçtı.

Belediyenin banka hesaplarını inceleyen yetkililer, Reşat Ergin'in paravan bir şirkete belli aralıklarla para aktardığını tespit etti.

Yapılan soruşturma kapsamında Mali İşler Müdürü Şenay Reyhan Kaş ve muhasebe çalışanı Reşat Elgin yakalandı.

Sorgulanarak "zimmet ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından tutuklanmaları istemiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilen zanlılardan Reşat Ergin ve Şenay Reyhan Kaş tutuklandı.”

Buraya kadar her şey sıradanlaştırılmış bir hal almış sayılır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi her partiden birileri yolsuzluk yapabilir, hırsızlık yapabilir (Maalesef)..

Ancak bu olayın insanda yaptığı başka çağrışımlar var.

-Mesela CHP yıllarca iktidarı hırsızlıkla” suçlayarak halka “Bunların hepsi hırsızdır!” söylemiyle indi. Öyle ki bunu en önemli seçim malzemesi yaptı denilebilir.

-Hükümette veya başka bir partide birilerinin hırsızlık yapması mümkündür. Lakin bunu tüm partiye hamletmek haksızlıktır.

Ama daha önemlisi o partinin kendini tanımladığı “Muhafazakâr çevreye” böyle bir ithamda bulunmak hadsizlik olduğu kadar ancak art niyetle izah edilebilir.

Çünkü CHP’nin elindeki Yalova Belediyesi’ndeki hırsızlıktan yola çıkılıp” Tüm Kemalistler veya tüm solcular hırsızdır!” yargısına varılamayacağı gibi toplumda “Bunların hepsi hırsızdır!” propagandası yapılarak “Muhafazakâr kesimi hırsızlıkla lekelemek” hadsizliktir.