DİYARBAKIR- Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi, Roboski katliamının birinci yıldönümü münasebetiyle Cuma Namazından sonra tarihi Ulu Cami önünde kitlesel bir basın açıklaması yaparak, yıllardır topraklarında kanın, gözyaşının ve zulmün eksik olmadığı Kürdistan Coğrafyasında yaşanmış bir trajedinin yıl dönümü olduğu hatırlatılarak, 28.12.2011 tarihinde insanlığın tüm değerlerinin ayaklar altına alındığının altı çizildi.

 

Roboski`de Devlet Katliamına Hayır, Devlet Suçüstü Yakalandı, Roboski`nin Failleri Bulunsun Katiller Cezalandırılsın dövizlerinin açıldığı basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi adına okuyan Cemil Cahit Ünsal, Roboski katliamının, yıllardır süren asimilasyon ve inkâr politikalarının geri bırakılmışlığın neticesi olduğunu söyledi.

 

Tekbir sloganlar eşliğinde Ünsal Daha sonra, "Başlangıcından bugüne halkına Zilan, Dersim,33 kurşun olayı ve daha adı tarihin kanlı sayfalarında yerini almış nice katliamları yaşatan rejim acımasız yüzünü bir kez daha gösterdi. Aradan geçen zamanda halkından bir özrü bile esirgeyen rejimin yeni savunucuları maddi tazminatlarını lütuf gibi göstererek adeta acılı ailelerle alay ettiler. Katliam sonrası yaptıkları açıklamalarla yarısı çocuk olup katledilen 34 vatandaşımız hakkında mazeret üretme yarışına girdiler" dedi.

 

Ünsal, basın açıklamasının devamında, geçimlerini sınırdan yaptıkları ticaret ile sağlamaya çalışan, cüzi bir miktar karşılığı tehlikeli ve zor şartlarda ekmek derdinde olan masum insanların tonlarca ağırlıktaki bombalarla acımasızca katledildiğine vurgu yaptı. Ünsal, Onları kaçakçılıkla suçlayan devletin, acaba hangi alternatif şartları oluşturdu da o gençler okul harçlıkları için yollara düştüler diye sorarak basın açıklamasını şöyle sürdürdü: "Olaydan bir gün sonra Genelkurmay Başkanlığı olayla ilgili yaptığı açıklamada şunlara yer vermişti: `Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün kamplarının konuşlu olduğu sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir` Genelkurmayın bu açıklaması tamamen kendini haklı çıkarmaya yöneliktir. Aksine olay ne bahsedilen kamp yakınlarında ne de Irak`ın kuzeyinde yaşanmıştır. Olay, köyden 4,5 km uzaklıkta karakol ve gözetleme kulelerine yakın düzlük bir tepede gerçekleşmiştir. Bu olayın kasıtlı yapıldığına dair bu ve benzeri tespitler olay ardından bölgeye giden araştırma komisyonunun raporunda yer aldığı ve üzerinde durduğu noktalardandır."

 

Aradan tam bir yıl geçtiğini hatırlatan Ünsal, ama hala olayın sorumlularının ortaya çıkarılmamış olmasının tam bir rezalet olduğunu söyledi. Meclis araştırma komisyonu hazırladığı raporda olayın sorumlularını neden açıklayamadı diye soran Ünsal,"Katliamın gerçekleştirilme sebebi sır olmaya devam etmektedir maalesef! Meclis, Hükümet ve yargı erki birbirlerine topu atarak bir karambol oluşturarak bu acı olayın içinden sıyrılmaya ve bu vahim hadiseyi unutturmaya ve kurtulmaya çalışmaktan öte bir şey yapmamışlardır. En son olarak hükümet ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu`nun işin içinden çekilerek olayı sadece yargı erkine hamletmeleri kabul edilir bir durum değildir. Zira bu yargı erkinin geçmişi pak ve berrak değildir. Bu yargı sistemi değilimdir ki günahsız on binlerce insanımızı Engizisyon mahkemeleri mesabesinde olan İstiklal mahkemelerinde ve DGM`lerde yargısız infazlara tabi tutmuş ve kimilerini darağaçlarında sallandırtmış kimilerine ömür boyu hapis ve zindanları yaşatmış ve kimilerini sürgün üzerine sürgünlere maruz bırakmıştır" ifadelerini kullandı.

 

Ünsal açıklamanın devamında, "Fıratın kenarında kuzuları kurt kaptı mı bilinmez ama analarının kuzusu küçücük bedenlerin üzerine sizin jetleriniz bombalar yağdırdı sayın Başbakan" diyerek daha sonra şu ifadeler ile basın açıklamasını sürdürdü: "Masum bedenlerin yanmış, parçalanmış hallerini de izlediniz mi acaba. İnsansız hava araçları ile tam seçemediğinizi söylediğiniz o insanların seçilebilen görüntülerine baktınız mı? Baksaydınız insanlığınızdan utanıp gözyaşlarına boğulmanız gerekmez miydi ? Ama siz hala ekranlarda bu olayın avukatlığına soyunuyorsunuz. Savcısı olduğunuzu söylediğiniz davalarda neler yapabildiğinizi gösterdiniz. Sakın bizlere gücünüzün yetmediğini, yapacak bir şey olmadığını, yargı sürecini beklemek gerektiğini söylemeyin. Süreci zamana yayarak olayı soğutmaya çalıştığınızı Roboski sözcüğüne bile tahammülünüzün olmadığını bütün kamuoyu bilmektedir. Suskunluğunuz suçluluğunuzdandır elbet. Zalimleri diktatörleri dışarıda arayıp kınama yarışına girmekle yorulmayın. Roboskinin katillerini ortaya çıkarmadan cezalandırmadan olayın üstünü örterseniz tarih sizi de o zalimlerin arasına yazacaktır elbet."

 

Roboski katliamının bir sonuç olduğunun altını çizen Ünsal, yıllarca ırkları ve dinleri nedeni ile horlanmış, ezilmiş, geri bırakılmış, türlü türlü zulümlere maruz bırakılmış Kürt halkının yaşadığı ilk katliamı olmadığını ve son katliam da olmayacağını söyledi.

 

Ünsal, halkın adına devlete seslenerek isteklerini ise şöyle sıraladı:
-Meclis insan hakları komisyonuna güçlü bir şekilde işlerlik kazandırmalısınız.
-Hükümet olarak üzerinize düşeni ivedilikle yapmalı, bu acı olayın bir bakıma belli olan faillerini -kökü nereye kadar dayanıyorsa dayansın-acilen tespit etmelisiniz.

- Bağımsız müfettişler eli ile Bu menfur hadisenin ortaya çıkış sebebinin köküne kadar inmeli, hangi karanlık odakların elbirliği neticesinde meydana geldiğini aydınlatmalısınız.
Yargı erkinden güvenilirliğini yitirmemiş olan bir mahkeme heyetine failleri teslim etmeli ve hak etikleri cezaya tabi tutulmalarını sağlamalısınız.

 

Ünsal açıklamanın sonunda

Son olarak katliamda hayatını kaybeden 34 şahısa Allah`tan(cc)tan rahmet dileyerek, "Bu katliama sebep olan ve gerçekleştirenleri en üst perdeden kınıyor ve zalimlerin zulmünü Kahhar olan Yüce Allah`a havale ediyoruz" ifadelerini ile basın açıklamasını bitirdi.