• DOLAR 32.579
  • EURO 34.833
  • ALTIN 2507.537
  • ...
"Sorunların ötelenmesi eğitim problemlerine çözüm olmayacaktır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin sona ermesi dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.

Gök, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının birinci döneminin, geleceğe yönelik çizilen hedeflerin çok uzağında, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün yeni döneme devredilmesiyle ve köklü sorunlara kalıcı çözümler getirecek adımların beklentisiyle sona erdiğini belirtti.

Sözleşmeli öğretmenlerin yaşadıkları mağduriyetlere ve sorunlara dikkat çeken Gök, "Üç yıllık hizmet süresini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere yer değişikliği hakkı tanınması, Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağının hazırlanması, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir çalıştay yapılması gibi bazı adımların dışında beklentileri karşılayacak bir iş ve işlem hayata geçirilmemiştir. Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit haklar beklentisinin karşılanmaması, 3600 ek gösterge artışı sözünün gereğinin yerine getirilmemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili belirsizlik, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir sistemin oluşturulmaması, unvan değişikliği sınavları konusunda somut bir girişimde bulunulmaması gibi pek çok sorun çözüm bekliyor." dedi.

Erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğine tepki gösteren Gök, "Bunların yanı sıra, ücretli öğretmenlik garabeti, yer değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, öğretmene karşı giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir adım atılmaması, öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, eğitimin denetim ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi konularda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir. Mesleğin itibarını artıracak, öğretmenlerin haklarını geliştirecek kanun ivedilikle çıkarılmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçilmelidir"

Gök, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na 2023 Eğitim Vizyonunda yer verilmesiyle birlikte bir beklentiye dönüştüğünü ancak bu konuda istenilen adımların atılmadığını belirterek, şunları söyledi:

Bir an önce çıkmasını istediğimiz kanun, öğretmenlerin haklarını, yetkilerini koruyacak ve geliştirecek bir eksende ele alınmalıdır. Öğretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının ve iş güvencelerinin tanımlandığı, öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu bir an önce çıkarılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçilmelidir, istihdam modeli kadrolu olmalıdır. Sözleşmeli öğretmen istihdamı, gerek sözleşmeli eğitimciler gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar gerekse farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın ve aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin adıdır.

"Sözleşmeli öğretmenlik aile bütünlüğünü bozuyor"

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının anayasal hakları sınırladığını ve aile bütünlüğünü bozduğunu ifade eden Gök, "Sözleşmeli öğretmenlik, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakmakta, öğretmenleri işi ile eşi arasında tercihe zorlamaktadır. Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası, öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Kamu istihdam politikalarına yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak iş ve iç huzuruna kavuşmuş, anayasal hakları tesis edilmiş kamu personeli eliyle yürütülebileceğini görmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir." diye konuştu.

"Seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli"

3600 ek gösterge konusundaki haklı beklentinin küskünlüğe dönüşmeden bu konuda verilen sözün gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini belirten Gök, "24 Haziran seçimleri öncesinde vaat edilen, Cumhurbaşkanlığı İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nda ve 2023 Eğitim Vizyonunda yer verilen 3600 ek gösterge vaadi konusundaki haklı beklentinin, henüz hiçbir somut adım atılmaması nedeniyle yerini umutsuzluğa ve küskünlüğe bıraktığı bir sürecin yaşanmakta olduğunu görmekteyiz. Eğitim çalışanları verilen vaadi yerine getirecek, kamu personel sisteminde ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu görevlilerinin de ek gösterge beklentilerini karşılayacak, ek gösterge kaynaklı mağduriyetleri giderecek, çalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bütün kamu görevlilerini kapsayacak bir ek gösterge çalışması yapılmasını istiyor ve bekliyoruz. Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi başta olmak üzere, seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli, sözlerin yerine getirilmemesinin oluşturacağı sosyal maliyet gözden ırak tutulmamalıdır." diye konuştu.

"Eğitim çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme vadeden hedefler hayata geçirilmelidir"

2023 Eğitim Vizyonunun rafta ve hedeflerin de askıda kalmaması gerektiğini belirten Gök, "Ülkemizin eğitim sisteminin gelecek projeksiyonunu betimleyen 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'nin içerdiği tespitler ve hedefler her geçen gün umut olmaktan çıkmakta, belirsizlik ümitleri söndürmektedir. Vizyon Belgesi'nde yer alan takvim doğrultusunda hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik çabaların yetersiz kaldığı endişesiyle birlikte, sürecin katılımcılıktan uzak, eğitim paydaşlarının görüş ve katkılarının dışarıda bırakılarak yürütüldüğünü görüyoruz. Paydaşların görüş, öneri ve eleştirilerinin hesaba katılmadığı, istişare mekanizmasının devre dışı bırakıldığı bir çalışmanın memnuniyet katsayısı da başarı oranı da düşük olacaktır. Bakanlık, özellikle eğitim çalışanlarının özlük haklarında ve çalışma şartlarında iyileştirme ve geliştirme vadeden hedefleri bir an evvel hayata geçirmelidir." dedi.

"Şiddeti önleyecek, tehlikelere karşı koruyacak yasal düzenlemelerin yapılması artık kaçınılmazdır"

Şiddete başvurmanın bedelinin ağır olduğu yasal bir düzenleme istediklerini belirten Gök, "Şiddetin her geçen gün arttığını, farklı faillerle yeni kulvarlar bulduğunu, bedelini de eğitimcilerin ve tüm toplumun ödediğini üzülerek müşahede ediyoruz. Şiddeti önleyecek, eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak yasal düzenlemelerin yapılması artık kaçınılmazdır. Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi, eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır." şeklinde konuştu.

Eğitim kurumu yöneticiliğinin, kariyer mesleğine dönüştürülmesi ve her olumsuzluğun faturasının da yöneticiye çıkarılmaması gerektiğini belirten Gök, okul liderliğinin, yetki ve yeterlilikler yönünden güçlendirildiği gibi maddi ve manevi yönden de cazip bir meslek haline getirilmesi gerektiğini ifade etti.

"Maddi ve manevi açıdan tatminkâr bir kariyer sistemi ivedilikle hayata geçirilmelidir"

Öğretmenlerin motivasyonunu daha da artıracak bir kariyer sisteminin oluşturulması gerektiğini ifade eden Gök, "Öğretmenlerin niteliğinin artırılması bağlamında gerçekleştirilecek politika süreçlerinde kariyer basamakları sistemine yeniden işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Bu çerçevede paydaşların görüşleri ve talepleri doğrultusunda herkesin yararlanmasına açık, özgün, sadece sınav odaklı olmayan, süreç ve bireysel çaba odaklı, maddi ve manevi açıdan tatminkâr bir kariyer sistemi ivedilikle hayata geçirilmelidir. Öğretmenlerin yer değişikliği işlemlerinde mağduriyeti önleyecek adil bir süreç işletilmelidir. Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır." şeklinde konuştu.

"Unvan değişikliği sınavlarının da ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekir"

Memur ve hizmetli çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Gök, bu konuda da düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.

Unvan değişikliği sınavının bir an önce yapılması gerektiğini belirten Gök, unvan değişikliği sınavları konusunda Millî Eğitim Bakanlığı'nın somut adım atması ve unvan değişikliği sınavlarını da ivedilikle gerçekleştirmesi, görevde yükselme sınav sonuçları çerçevesinde de atama bekleyen boş kadrolara, şeffaf ve merkezi bir süreç dâhilinde atama yapması çağrısında bulundu.

"Darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir"

"Darbecilerin izleri tamamen silinmelidir, darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir" diyen Gök, "Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen değişiklik yapılmalı ve 6 yıldır sürdürdüğümüz serbest kıyafet eylemi gerekçelerimizden olan erkek kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatmasından da vazgeçilmelidir. Yarıyıl; eğitim yöneticileri için sorunlara odaklanıp çözümler üretme dönemi olmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, birinci kanaat döneminin öğrencilerimiz için aktif bir dinlenme dönemi olmasını temenni ediyor, geleceğimize verdikleri emeklerden dolayı tüm eğitim çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz." dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)                                                                                                        

 



Bu haberler de ilginizi çekebilir