• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.11
  • ...
Der Spiegel`den Davutoğlu`na Kritik Sorular
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bakan Davutoğlu, Alman "Der Spiegel" dergisine verdiği röportajda, Arap dünyasında yaşanan gelişmelerin olacağını daha önce tahmin edip etmediğinin sorulması üzerine, "Evet, 10 yıl önce kendi yazdığım kitaplarda Arap dünyasında 2 tarihi anomalinin olduğunu yazmıştım: 20. yüzyıl sömürgeciliği Arap toplumlarını ikiye bölmüştür. Soğuk Savaş dönemi de bölgede otokrat rejimlerin oluşmasına yol açmıştır. Doğu Bloku ülkelerinde 1990`lı yıllarda yaşanan transformasyon Arap ülkelerinde yaşanmadı. Ama şimdi değişim zamanı geldi" yanıtını verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın neden önce eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek`i istifa etmeye çağırdığı ve Libya lideri Muammer Kaddafi konusunda ise beklediği sorusuna karşılık da Davutoğlu, "Mısır ordusunun tarafsız olduğunu gördüğü için. Libya`da durum farklıydı. Burada ülkenin bölündüğünü ve halkı koruyacak bir ordunun olmadığını gördük. Burada bir katliam yaşanacağını fark ettik. Bu nedenle her iki tarafla da görüşme kanalımızı açık tutmaya çalıştık" dedi.

Burada her şeyden önce söz konusu olan şeyin para olup olmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, "Hayır, bu tümüyle yanlış. Libya`da insanlık adına çaba harcadık. Libya krizinin ilk günlerinde 63 ülkeden 10 binden fazla insanı tahliye ettik. Burada isim söylemek istemiyorum, ama ekonomik çıkarlardan söz ettiğiniz takdirde Kaddafi`nin hangi ülkeleri ziyaret ettiğini bir düşünün. Kim Kaddafi`nin elini öptü?" diye konuştu.

Dergi muhabiri tarafından "Silvio Berlusconi" şeklinde isim söylenmesi üzerine Davutoğlu, "Yorum yok" demekle yetindi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad`ın istifa etmesini neden istemediklerinin sorulmasına karşılık Davutoğlu, "Suriye`nin Ortadoğu barış süreci için en önemli ülke olduğuna inanıyoruz. Irak, İsrail, Lübnan, Ürdün ve Türkiye`ye sınırı var. Bunun yanı sıra Libya ya da Tunus`un tersine çok mezhepli bir ülke. Ama burada da kriterlerimiz geçerli: Siyasi değişim olmalı, ama barışçı şekilde" dedi.
Barışçı bir değişimin öldürülen binlerce insandan sonra nasıl gerçekleşebileceği şeklindeki bir soru üzerine Davutoğlu, "Reform süreci ocak ayında başlamış olsa her şey daha kolay olurdu. Başbakan Erdoğan o dönemde Şam`a uçmuş ve Esad ile açık bir şekilde konuşmuştu. Zaman penceresi şimdi çok az aralık bir şekilde duruyor. Yine de Suriyeli dostlarımızla görüşmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Davutoğlu, Arap ülkelerindeki değişim başlamadan önce Türkiye`nin bölgede neler başardığının sorulmasına karşılık da Irak`taki Sünni partileri siyasi sürece dahil olmaları konusunda ikna ettiklerini, 2008 yılında Lübnan`daki taraflar, daha sonra da Hamas ile El Fetih arasında, 2009 yılında da Irak ve Suriye arasında arabuluculuk yaptıklarını hatırlatarak, Suriye ve İsrail arasındaki barış görüşmelerini ise İsrail`in Gazze`ye saldırması nedeni ile başarıya ulaştıramadıklarını söyledi.

TÜRKİYE`NİN AB ÜYELİĞİ

Bakan Davutoğlu, Türkiye`nin yıllardan beri AB`ye girmek istediğinin hatırlatılması üzerine, Türkiye`nin AB`ye neden üye olması gerektiği konusunda en az 3 sebep sıralayabileceğini belirterek, "Birincisi, Türkiye yıllardan beri Avrupa diplomasisinin bir parçası. Biz Çin değiliz. İkincisi: Avrupa`nın Türkiye`ye stratejik nedenlerden dolayı ihtiyacı var. AB sadece Türkiye ile birlikte büyük bir güç olabilir. Üçüncüsü de Kopenhag kriterlerinde belirtildiği gibi merkezi siyasi değerleri paylaşıyoruz. Türkiye, demokrasiler ailesinin önemli bir üyesi" ifadelerini kullandı.

AK Parti`nin seçim programında dış politika ile ilgili bölümde "Avrupa" kelimesinin 6. sayfada ilk kez görüldüğü şeklinde bir yorum yapılması üzerine de Davutoğlu, "Bir kitabın en cazip bölümleri bazen sonunda bulunur, bunun tercihlerimiz ile bir ilgisi yok. Avrupa değişmeyen hedefimiz olarak kalacaktır" dedi.

Türkiye`nin AB`ye gireceğine inananların oranının yüzde 30 civarında olduğunu ifade eden Davutoğlu, "İnsanlar güvenini yitirdi. Bu konuda diğer Güney Avrupa ülkeleri gibi çok duygusalız. Birisinin bizi istemediğini anlayınca tepki gösteriyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan`ın daha önce aynı dergiye verdiği demecinde Avrupa`nın Türkiye`ye daha fazla ihtiyacı olduğu şeklinde görüş belirttiğinin hatırlatılması üzerine de Davutoğlu, bunun duygusal değil, çok gerçekçi bir açıklama olduğunu kaydederek, Türkiye`nin enerji ihtiyacını karşılamak için Avrupa`ya değil, Irak, İran ve Rusya`ya ihtiyacı olduğunu, ancak Avrupa ülkelerinin bir enerji koridoru olarak Türkiye`ye ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Davutoğlu, "Gerçekte hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Sadece bu sayede Çin ya da Hindistan gibi ülkelere karşı rekabet edebiliriz. Birlikte kendimize şu soruyu sormalıyız: Avrupa`nın geleceği nerede?" diye konuştu.

Türkiye`de yapılacak seçimlerde AK Parti`nin ne kadar oy alacağına ilişkin bir soruya karşılık da Davutoğlu, "Yüzde 45 ila 50 oranında olabilir. Önemli olan belirgin bir çoğunluğun olması. Türkiye`nin istikrarlı şartlara ihtiyacı var" yanıtını verdi.
Mecliste 3`te 2`lik çoğunluk sağlamaları durumunda anayasada değişiklik yapabileceklerinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, bunun bir çok şeyi kolaylaştırabileceğini, ancak hiç bir şeyi zorla kabul ettirmek istemediklerini, önemli değişiklikler öncesinde tüm halk gruplarıyla görüşmek istediklerini söyledi.

Bir soru üzerine Davutoğlu, "Parlamenter demokrasilerde başbakanın her zaman güçlü bir konumu vardır. Ancak ben uzun bir zaman Erdoğan`ın dış politika danışmanı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptım ve size şunu garanti edebilirim: Başbakan her zaman danışmalara açıktır" diye konuştu.

Davutoğlu, "Her ülkenin kendine ait gelenekleri vardır. Demokrasi Türkiye`de çok köklüdür. Bizimle bir otoriter politika olmayacaktır" dedi.

AA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir