• DOLAR 32.582
  • EURO 34.894
  • ALTIN 2432.141
  • ...
LAS TESİS
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

FARUK KUZU – HABER YORUM

İstanbul Kadıköy’de ilki gerçekleştirilen danslı gösteride katılımcı kadınların devleti, hâkimleri ve polisi “Katil ve tecavüzcü” olarak nitelemesi nedeniyle polis müdahale etti.

Gösteriler önce İstanbul Beşiktaş’a  daha sonra TBMM’ye sıçradı. Zincirin (şimdilik) son halkası İzmir oldu.

“İzmir Alsancak'ta bir araya gelen yaklaşık bine yakın kadın, Las Tesis dansıyla kadına yönelik şiddeti protesto etti.”

Kadınlarla ilgili hemen her konuda “Kadın Dayanışması” adı verilen duygusal paylaşım ve yardımlaşmanın var olduğu bilinen bir gerçek. Ancak “Las Tesis” ile başlayan sürecin öyle kadın dayanışmasıyla bir ilgisinin olmadığı söyleniyor.

Dans eşliğinde yapılan bu gösteride kullanılan sözleri;

“tecavüzler
cezasız katiller
şüpheli ölümler
kadın cinayetleri
suç bende değil
tecavüzcü sensin
öldüren sensin
polis
hâkim
devlet
ve başkan..

Benim bedenim benim kararım,

Benim bedenim benim hayatım,

İnadına isyan inadına özgürlük,

Susmuyoruz, korkmuyoruz…

Asla yalnız yürümeyeceksin”

Bu sözler kadını savunma adına ve masumca söylenmekte. Ancak işaret edilen kesimler devletlerin güvenlik bürokrasisi ile en tepedeki yöneticisine bir itham yapılmaktadır.

“Benim bedenim benim kararım…” dizeleri Pkk’li kadın göstericiler tarafından sık sık kullanılan sözlerle benzerliği ilginç değil mi?

Ayrıca bu işi kimin, kimlerin organize ettiği de sorgulanmalıdır. Başta Feminist hareketlerin yürüttüğü ve oldukça iyi organize olmuş danslar eşliğinde yapılan protestolar gariptir ki aynı başarılı organizasyonlarla birçok büyük şehirde yapılıyor.

Latin Amerika veya Batı ülkelerinde kadınlarla ilgili kim ne savunma yapar bilinmez ama İslam ülkelerinde kadın haklarıyla ilgili  CHP/HDP ve benzer anlayıştaki kesimlerin savunma pozisyonunda görünmeleri İslami kesimler için bir ZUL’dür.

Dünyanın "Kaotik Anarşizme" doğru adım adım götürüldüğü söylenirken yaşanan her aykırı gelişme haliyle şüphe oluşturuyor.

Bu arada kadınların haklarını savunmak ayrı bir şey G.Soros gibi “Küreselci” karanlık bir aklın vakıf ve dernekleri tarafından finanse edilen hareketlere odun taşımak ayrı bir şeydir.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir