• DOLAR 32.562
  • EURO 35.034
  • ALTIN 2430.275
  • ...
Yenilen Pehlivan Güreşe Doymaz!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mısır’da ilk aşaması 17 Aralık’ta gerçekleşen anayasa referandumunu kaybeden muhalifler klasik bahanelerle süreci zorlamaya çalışıyorlar. Çok farklı kesimlerin bir araya gelmesiyle oluşturulan muhalif cephe seçim öncesi Mursi’nin anayasal yetki kararnamesini bahane ederek ülke genelinde şiddet atmosferi meydana getirmişti. 10’u İhvan üyesi olmak üzere 11 Mısırlının ölümüne yol açan bu şiddet eylemlerinde 1.000’den fazla kişi de yaralanmıştı.

Tüm bu azgınlığa rağmen referandumu iptal ettirmeyi başaramayan muhalifler şimdi de referandum sonuçlarını hazmetme sıkıntısı içine girmiş görünüyorlar. Bir yandan seçimlerde usulsüzlükler yapıldığı iddiasını gündeme taşımaya çalışırken, bir yandan da katılım oranının düşük olduğunu, dolayısıyla bu kadar düşük katılımlı bir seçimin anayasa gibi tüm ülkeyi etkileyecek bir konuda meşruiyet sorunu yarattığını iddia ediyorlar. Buna dayanarak bugünden başlayarak halkı protesto eylemlerine çağırıyorlar.

Seçimlerde usulsüzlük yapıldığı iddiası hemen her ülkede seçimi kaybeden tarafların alışılagelen bir itirazı. Mısır seçimlerinde basit eksikler, hatalar dışında organize bir usulsüzlük olduğuna dair bir gözlem söz konusu değil.

Öte yandan katılım oranı üzerinden açılmaya çalışılan meşruiyet tartışmasının da bir temeli yok. % 40’a yakın bir katılım oranı ile gerçekleşen referandum Mısır seçimlerinin genel ortalamasından çok farklı bir sonuç değil. Mübarek diktası döneminde % 10’lar civarında katılım oranıyla seçimlerin yapıldığı Mısır’da Mübarek sonrası yapılan seçimlerde de zaten katılım oranları hiç % 50’yi bulmamıştı. Ülkede yoksulluk, okuma yazma oranının düşüklüğü vb. nedenlerle zaten halkın geniş bir kesimi seçim vb. siyasi süreçlerden uzaklar. Buna rağmen teknik yetersizliklere, zorluklara rağmen milyonlarca Mısırlının oy kullanmak için uzun kuyruklar oluşturduğu, saatlerce oy sırası bekledikleri de görmezden gelinmemeli.

Muhalifler “hayır” oyu kullanan % 43,5 luk kesimi halkın yarısına yakını olarak niteleyebiliyor ama “evet” diyen % 56,5 luk kesimi değerlendirirken ise katılım oranı üzerinden meşruiyet tartışması açmaya çalışıyor. Ne var ki, tüm bu tezler gelinen noktada bir şey ifade etmiyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir