• DOLAR 32.421
  • EURO 35.051
  • ALTIN 2327.379
  • ...
Doğru ve Yanlış Mücadele
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İşte Seydayê Mela Mizgin`in soru cevap şeklindeki söyleşi

Sual: Değerli Seyda! Halkımıza ne şekil de hizmet edip sahip çıkabiliriz?

Eşi ve benzeri olmayan Allah’ın adıyla, salat ve selam efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ehli beyti ve ashabının üzerine olsun.

İnsan tabiatında doğal olan; kişinin inandığı gibi yaşamasıdır. Buna binaen, Müslüman kardeşlerimiz de kendi itikat ve inançlarının gerektirdiği şekilde yaşamalılar.

Biz Müslümanların inancı madem Kur’an’ı Kerim ve Sünneti Seniyeye göre yaşamdır, öyleyse her iki temel kaynağımıza iyi bakmalı ve bize milletimizi özgürleştirmek için nasıl bir mücadele yöntemi önerdiğini iyi bilmeliyiz.

Kur’an’ı Kerim de Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

 

وَلَقَدْ بَعَثْنَا فٖى كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللّٰهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلَالَةُ فَسٖيرُوا فِى الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبٖينَ

 

“Ant olsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.” (Nahl, 36)

 

Peygamber Efendimiz (sav) peygamberliğini ilan ettiğin de Mekke halkına şöyle diyordu: “Allah’tan Başka ilah yoktur deyin kurtulursunuz.” (Kasım-i Tefsiri, Mesedde Sûresi Tefsiri/ C.Fevaid:6395)

Allah Teâlâ bu ayeti kerime ve daha nicesinde, Allah’ın Resulü (sav) de birçok hadisi şeriflerinde beyan etmişlerdir ki; Tağutlardan azat olmanın, bütün zarar ve tehlikelerden kurtulmanın yolu imandan geçer.

Bütün Peygamberler her şeyden önce kavim ve milletlerini tevhide davet etmişlerdir. Tevhide davet ettikten sonra artık kavimlerinin eksiklik ve hastalıkları neyse tedavi etme yoluna gitmişlerdir. Zira İslam dinin de her şeyin temeli imandır; şayet iman yerinde değilse artık hiçbir ibadet ve amel kabul edilmez. İnsanın hayatı imanın semeresidir. Kişi neye iman etmişse o imanına uygun yaşar. Bu insanın fıtratında vardır. Gayr-i Müslimler dahi inandıklarını güçleri yettiğince yaşarlar. Bu hususta Laik Kürd ve Türk çevrelere bakalım, bu çevreler kendi inandıkları fikriyattan başka fikriyat kabul etmez yok etmek isterler. Bunun için biz Kürd ve Türk Müslümanların yaşantısını değiştirmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.

Ne kadar, kanun, yasa ve tüzük varsa illa bir akide ve felsefeye dayanır, üzerine bina edilir.

Hazreti Musa mazlum halkının davasını yüklendi; ancak öncelikle Firavuna peygamberliğini ilan etti ve onu iman etmeye davet etti. Yani oda her Peygamber gibi davasını tevhit üzere bina etti. Tevhit davasını daima kavmi arasında canlı tuttu.

Beş vakit namazda Fatiha süresini okumak üzerimize farz kılınmıştır. Fatiha’da Rabbimiz bize şöyle emir buyurmaktadır:

اِھْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيمَ ﴿٦﴾

صِرَاطَ الَّذٖينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالّٖينَ ﴿٧﴾

 

“Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”

 

Kendilerine nimet edilenler Nisa Sûresi-69 da şöyle beyan edilmektedir:

 

وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُولٰئِكَ مَعَ الَّذٖينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّٖنَ وَالصِّدّٖيقٖينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحٖينَ وَحَسُنَ اُولٰـئِكَ رَفٖيقًا

 

“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.”

 

Bu ayete binaen mücadele ve cihadımızda, Enbiya ve ümmetin salih öncülerinin yolunu izlemeliyiz. Kâfirlerin ve nefsimizin yolunu değil.

Madem peygamber ve öncülerimiz, kavimlerini ve insanlık âlemini küfrün ve zulmün her türlüsünden azat etmenin mücadelesini verip, cihat etmişler, bizler de onlara tabi olup onların çizdiği çizgide halkımız için cihat etmeliyiz. Yapmamız gereken cihadın şekil ve yöntemini Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerim de, Resulü Ekrem’de Sünneti Seniye de bizlere beyan etmişlerdir.

Haşa, Allah Teâlâ olmasaydı ve âlem tesadüflerin eseri olsaydı o zaman keyfimizce bir mücadele yöntemi geliştirebilir ve uygulayabilirdik, madem böyle değildir, Allah’ın çizdiği yolda mücadelemizi ve cihadımızı sürdürmek zorundayız. Zira biz ve âlem Allah’ın eserleriyiz. Bizim yaratılış özeliklerimizi en iyi o bilir ve en iyi onun kitabı ve resulleri bize öncülük edebilir. Özgürlük sadece Allah’ın ferman ettiği yol üzere yürümektedir. Aksi takdir de hem dünyada hem ahirette zarar edenlerden oluruz.

 

Değinmemiz gereken üç hakikat daha vardır ki onlarda şudur:

İçinde yaşadığımız dünya bir imtihan meydanıdır. Öyleyse imtihanı yapan ne sual ederse ona cevap vermek gerekir. Şüphesiz dünya imtihanın sahibi Allah Teâlâ’dır. Muallim Hazreti Muhammed (sav)’dir. Bize sorulan sualler ise İslam dininin gerekleridir. Bu suallere cevapta İslam’a göre bir yaşamdır.
İslami mücadele yalnızca fani dünya için değildir. Bilakis daha da önemlisi ahiret saadeti içindir. Bundan dolayı dünyalık bazı menfaat ve güzellikler elden gitse de önemli değildir. Zira nihai hedef ahiret saadetidir.
Bazı kimselere “Hizmet” denilince sadece maddi hizmet akıllarına gelmektedir. Böyle kimselerin yanında imani, uhrevi ve manevi hizmetin bir değeri yoktur. Ancak Allah’ın indinde böyle değildir. Allah ve Resulü (sav)’in yanında hakiki hizmet; imani, uhrevi ve manevi hizmettir. Zira maddi hizmet ile fani bir mutluluk, manevi hizmet ile ise baki bir mutluluk hâsıl olur. Buna binaen ebedi mutluluğa vesile olan hizmet daha yücedir.

 

Sual 2: Değerli Seyda! Kariyer ve statülerine göre birçok ilim sahibi ilmi ve akademik çalışmalar yapmaktalar. Her ne kadar bu çalışmaları faydalıysa da acaba yeterli midir? Müslüman kişi, hangi statü ve kariyer de olursa olsun tebliğ ve irşat vazifesiyle yükümlü değil midir? İslam’a muhalif şeyleri düzeltmek onların vazifesi değil midir? Acaba bu hoca ve akademisyen kardeşlerimize tavsiyelerimiz nasıl olmalı?

İkinci sualinizin kısaca cevabı Asır Suresi’dir. Daha geniş bir cevap isterseniz, Peygamber Efendimizin sireti, İslam âlimlerinin hayatı; özellikle de Bediüzzaman, Şehit Hasan El Benna ve onlar gibi daha nice büyük zatların hayatıdır. Allah tümüne rahmet etsin.

bangaheq.net

Bu haberler de ilginizi çekebilir