• DOLAR 32.372
  • EURO 34.968
  • ALTIN 2325.31
  • ...
Asırlık dedenin Kur’an aşkı imrendiriyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Çiğdemalan (İğik) köyünde dünyaya gelen Ramazan Geldegül, ibadetlerine ve Kur’an okumaya olan aşkı görenleri imrendiriyor. 50 yaşına kadar köyde kalan Ramazan dede, kıtlıklar başta olmak üzere, birçok hayatın zorluklarıyla mücadele ederek bu günlere gelmiş.

Ramazan dede, yaşadığı tüm zorluklara ve çektiği hayatın çilelerine rağmen ibadetlerinde taviz vermemiş, 7 yaşında başladığı Kur’an okumayı hiçbir şekilde terk etmediğini söyledi.  

97 yaşında olmasına rağmen 3 günde bir bazen de hafta da bir hatim yapan Ramazan dede, Kur’an’sız geçen her gününü ölü sayıyor, yaşamak içinde her gün Kur’an okuyor. 75 yıldır beraber yaşadığı eşiyle tek bir münakaşa etmeyen Ramazan dede, bunu İslam’ın ahlakına borçlu olduğunu belirtiyor.

97 yıllık hayat tecrübesini İLKHA muhabirine anlatan Ramazan dede, gençlere önemli tavsiyelerde bulundu.

“Kıtlık dönemleri çok zordu fakat daha sonrası köyler, daha yaşanılabilir bir hal aldı”

Köyde yaşadıkları kıtlık ve çektikleri o sıkıntılı dönemleri anlatan Ramazan dede, “97 yaşındayım.  Hayatımın ilk 50 yılı köyde geçti, geri kalanı ise Bitlis merkezde. Allah’a hamdolsun hâlâ iyiyim ve dimdik ayaktayım. Köyde hayatımız yoktu. Yaprak kesiyor, hayvan besliyorduk. Hayatımız hayvancılık yapmakla geçiyordu. Sonbahar mevsiminde ceviz, yağ, ceviz içi yerli mahsulleri toplayıp, kentte getirip satıyordum. Bahar mevsiminde ise hayvanları toplayıp satıyordum. Zor şartlarda yaşıyorduk. O zamanlar ayağımızda ayakkabı bile yoktu, çarıklar vardı. Ekmek yoktu, kıtlık vardı, çaresizdik vardı. 9 nüfusu bu şekilde büyüttüm. Kıtlık dönemleri çok zordu fakat daha sonrası köyler daha yaşanılabilir bir hal aldı.” dedi.

“Hayatın tüm zorluklarına rağmen ibadetlerimi asla ihmal etmezdim”

Köy hayatının tüm zorlu ve imkânsızlıklarına rağmen ibadetlerini aksatmadan yaptıklarını belirten Ramazan dede, şunları söyledi:

“Bu zorluklara rağmen namazlarımı aksatmıyordum. Taşların üzerinde namaz kılıyordum. Köyümüzde imam yoktu. Cuma namazını kılmak için kilometrelerce yayan yürüyerek, başka köylere gidiyordum. 20 yaşındayken elime para geçtiği gibi hac vazifesini yapmak için kutsal topraklara gittim. Daha sonra kent merkezinde taşınınca yine para elime geçti ve hacca gittim. 4 ay sürdü hac yolculuğumuz. Ondan sonra eşimi de alarak gittim. 3 defa Allah hac yapmayı nasip etti. Bitlis’e taşınınca dükkân açarak çalıştırdım. İyi bir iş yaptım o dönemde. İmkânımız yoktu ama ibadetlerimizi yapacak imanımız vardı.”

“Eşim ile 75 yıldır devam eden huzurlu birlikteliği İslam’ın ahlakına borçluyum”

75 yıllık evlilik hayatında eşiyle hiç münakaşa yaşamadıklarını dile getiren Ramazan dede, bu huzur ve mutluluğu İslam’ın güzel ahlakına borcu olduğunu söyledi.

Ramazan dede, “O dönemlerde para yoktu. Bir kuruş para altın değerindeydi. Ondan dolayı gençler bazen geç vakitte evleniyorlardı imkânsızlıklarından dolayı. Ama buna rağmen 27 yaşında evlenebildim. Yemek için ekmek bulamıyorduk. 75 yıldır evli olduğum eşimle aynı yastığı paylaşıyoruz. Bu 75 yılık zaman zarfında eşimle ile tek bir münakaşam olmadı. İnsanlar, komşular eşlerine hakaret edince müdahale ediyordum. Niye kızıyorsunuz?  Diye bırakmıyordum. Allah’a hamdolsun bugüne kadar eşime fiske bile atmış değilim. Köydeyken bir ton tütün ekiyorduk. Tek başınaydı eşim. Bırakmıyordu ben çalışayım. Diyordu ‘Sen ibadetlerini yap, işleri ben yaparım.’ öyle biriydi. Gece namazlarımızı hiç kaçırmazdık. Ama şu an eşim hasta gece namazlarını kılamıyor. Eşim çok dürüst ve ahlaklıydı, ibadet ehliydi. Fakat şu an insanlar camiye geldiğinde namazı kılıyor, imam selam verince hemen camiyi terk ediyorlar. Şimdiki insanlar tok yemiş, bolluk içindedirler. Bundan dolayı namazlarını, ibadetlerini unutmuşlar. Bir tane ağabeyim vardı, sürekli ibadeti, namazı tavsiye ederdi. Namaz kılmayan komşulara kızardı. Hamdolsun ev halkımız ibadet ehliydi. Şu anki gençler ibadetlerinde çok gevşektirler. Çok geç vakitte evleniyorlar. Bu doğru değildir.” diye konuştu.

“90 yıldır Kur’an okumadığım günü hatırlamıyorum”

“7 yaşında Kur’an okumaya başladım. 10 yaşına varınca Kur’an-ı hatmettim. Yaklaşık 90 yıldır Kur’an okumadığım günü hatırlamıyorum.” diyen Ramazan dede, Kur’an okuma azmini şöyle anlattı:

“Bugün 6 cüz okumuşum. Bazen 3 günde bir hatim yapıyorum. Özellikle Cuma akşamları hatim yapmazsam ölüyorum. 90 yıldır Kur’an okuyorum. Dağda odun kesiyorduk, hayvan besliyorduk ama Kur’an okumayı asla ihmal etmiyordum. Ama şu an daha çok okuyorum. Artık yaşlandık vaktimiz daha çoktur. Gençliğimde de tarlayı sürerken bile eve gelir gelmez oturur Kur’an okurdum. Hiçbir gün Kur’an’ımın ağzı kapalı kalmadı. Her Cuma akşamı hatim bağışlamazsam ölüyorum. Sanki Azrail üzerime geliyor, düşüyorum, bitiyorum. Günde beş vakit namazımı camide cemaatle kılarım. Sadece son bir yıldır TOKİ’ye taşındım. Gözlerim artık fazla görmediği için sabah namazlarında camiye gelemiyorum. Dünyada en çok sevdiğim, iman, kelimeyi şehadet ve Kur’an’dır. Kur’an üst kimliktir. Âlimlerden duymuştum, ‘Kur’an, kıyamet günü onu terk etmeyenlerin üzerine gölgelik yapar. Kim Kur’an-ı terk ederse, Kur’an’da kıyamet günü onu terk eder.’ Ben sürekli gördüğüm çocuklara, ‘Okulunuzu da okuyun, camiye gidip, Kur’an’da okuyun. Sonra medreseye gidin ilim öğrenin.’ tavsiyesinde bulunuyorum. 97 yaşındayım dünyada anladığım tek şey, kıldığım namaz ve okuduğum Kur’an oldu.” (Şükrü Tontaş-İLKHA) 

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir