• DOLAR 32.598
  • EURO 34.797
  • ALTIN 2496.163
  • ...
İnsan Hakları Veda Hutbesi ile Başladı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DİYARBAKIR- Mustazaflar Hareketi Kurucu üyelerinden ve hareketin sözcülerinden Avukat Hüseyin Yılmaz 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla İlke Haber Ajansı aracılığı ile bir demeç verdi. Yılmaz demecinde İnsan haklarının Peygamber Efendimizi Veda Hutbesi ile başladığına dikkat çekti.
 
Bu bildirinin başlangıcına değinen Yılmaz,`` Bugün birleşmiş milletler tarafından 1948 yılında ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi`nin insani hakların ve değerlerin koruma altına alınmış olması açısından önemlidir. Fakat bizim için insan haklarının başlangıç aşaması 1948 değil, Veda hutbesinde Allah Resulünün dile getirdiği beyanlardır, iyice araştırıldığı zaman bunlar görülecektir``dedi.
 
Batı İnsanlığa Değer Vermemiştir
Batının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi`ni resmi olarak kabul etmesinin süreçlerine değinen Yılmaz,``Batı dünyasının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi`ni resmi olarak kabul etmesi ve bunu koruma altına almasının birçok süreci olmuştur. Yıllarca batı dünyası sömürgecilik yapmış, kadına ayrımcılık yapmış, insanlara gerektiği gibi değer vermemiştir, her türlü zulmü insanlara reva görmüştür`` şeklinde ifade etti.
 
Tarihte Müslümanlar her Zaman Zulme Maruz Kaldı
Batı`nın bu beyanemesinin yalnız kağıt üzerinde kaldığını belirten Yılmaz,`` Bugün geldiğimiz nokta gösterdi ki batı dünyası bu beyannameyi sadece kâğıt üzerinde ve belli başlı kişiler için öngörmektedir. Çünkü özellikle İslam Coğrafyasında yapılan gayri insani davranışlar hep görmezden geliniyor. Bugün Filistin sorunu dünyanın gözü önünde cereyan etmekte ve batı bunu hep görmezden gelmektedir. Tarihte Müslümanlar hep zulme maruz kaldı, soykırımlara uğradılar ve batı bunları her zaman görmezden geldi. Tabi bu örnekleri çoğaltmak ta mümkün, aynı şekilde Arakanda ki Müslümanlar Budistler tarafından dinsel ayrıma, soykırıma uğramaktadır. Budistlerin bu yaptıklarından kurtulabilenler ise ülkelerini terk etmek zorunda kalmaktadır. Yine yakın tarihte Avrupa`nın göbeğinde Bosna da Müslümanlar soykırıma uğratıldı ve Avrupa bunu görmezden geldi`` dedi.
 
BM ve Avrupa İçin Utanç Verici Tablo
Batı dünyası emperyalist düşünceden vazgeçmediği sürece istediği kadar insan hakları bildirisinin altına imza atsın kimse buna inanmaz diyen Yılmaz,`` Batı bugün insanlık bildirisinden söz etmekte ama Afrika`nın halini görmezden gelmektedir. Batının kapitalist yaklaşımının sonucu olarak Afrika da insanlar açlıktan ölmekte ve Batı emperyalizmi bugün insanların açlık hallerinden faydalanıp din değiştirmeleri karşısında maddiyatı teklif etmektedirler. İşte böyle bir tablo BM ve Avrupa için utanç vericidir`` şeklinde konuştu.
 
Batı Kadını Meta Olarak Gördü
Kadına yönelik ayrımcılığın devam ettiğini belirten Yılmaz,``Bugün kadına yönelik ayrımcılık devam etmektedir. Kadını özgürleştirme adına bugün kadını bir sermaye haline getirip kadından daha çok nasıl faydalanabilirimin hesabına giren batının insanları hep fazla çalıştırmakta olduğu ve haklarnı vermeyip onları sömürmekte olduğunu`` söyledi.
 
Türkiye`de de Zulüm Devam Etmekte
Türkiye dede aynı şekilde zulmün devam ettiğini belirten Yılmaz,`` Türkiye ye baktığımızda da bu zulüm devam etmektedir. Türkiye`ye baktığımızda sistemle barışık olmayan herkese ayrımcılık yapılmakta, herkes dışlanmakta ve cezalandırılmaktadır. Bugün devlet kendisiyle barışık olmayan STK lara cezalar yağdırmakta ve hatta onları kapatmaktadır. Devlet bugün kendi halkı arsında ayrımcılık yapmakta, Kürtler, Türklere verilen tüm haklardan yararlanamamakta, eşit ve adil bir paylaşım bugün söz konusu değildir. Yine bugün devlet terörle mücadele adı altında her türlü zulmü halka reva görmektedir. Roboski de kendi vatandaşlarını bombalayabilmekte ve faillerini himaye edebilmekte``dedi.
Cezaevlerindeki haksızlıklara da değinen Yılmaz,``Bugün devlet cezaevindeki hükümlülere bile eşit davranmamakta. Bazı mahkûmlara ölen ailelerini görmeleri için izin verilmezken devleti yıkmakla ithaf edilenlere her türlü imkân sağlanmaktadır. Mütedeyyin kimliklerinden dolayı ağır hasta ve raporlu olmalarına rağmen devlet bunları cezalandırmaktan geri kalmamaktadır. Devlet kendisiyle barışık olmayan herkesi ezmekte, bugün cezaevlerinde ölmeyi bekleyen yüzlerce mahkûm var ama ortada bunlara sahip çıkacak kimse yok. Devlette hukuku herkese göre işlemiyor. Böyle bir ortamda insan haklarından söz edemeyiz, insan haklarına saygılı bir devlet anlayışından da söz edemeyiz ve bu durum aynen BM deki gibi kâğıt üzerinde kalmaktan öteye geçemez bir hal almaktadır`` şeklinde konuştu.
 
Çözüm İnançlı Olmakta
Son olarak insan haklarının ancak inançlı kişilerce çözüleceğini söyleyen Yılmaz,`` İnsan haklarının hakkıyla yerine getirilebilmesi için bunu uygulayacak insanların ilk önce kendilerinin adil ve inançlı olması gerekir``dedi.(M.Sait Adiyaman-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir