• DOLAR 32.33
  • EURO 35.091
  • ALTIN 2296.814
  • ...
Her Alanda Başörtüsüne Özgürlük İstiyoruz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
İSTANBUL - Eğitim Bir Sen ve Memur Sen, Türkiye genelinde yaptığı eylemlerle kamuda uygulanan başörtüsü yasağını ve kılık kıyafet yönetmeliğini protesto etmeye devam ediyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yapan Eğitim Bir Sen ve Memur Sen üyeleri, kamuda başörtüsü yasağını protesto etti.
 
`Kamusal alan koca bir yalan`, `Başörtüsü takanda değil, Başörtüsüne takanda sorun var`, Ne ayrıcalık, Ne ayrımcılık, hakkımı istiyorum`, `Seçmeye gelince vatandaş, seçilmeye gelince uzaklaş, komedi bitsin artık!`, `Başörtüsü inancımın gereğidir`, `Zulüm varsa direniş de var`, `Yasak duruyor, zulüm sürüyor`, `Sorunuma ders merkezli değil, hak merkezli yaklaş` yazılı döviz taşıyan sendika üyeleri, `Başörtüme dokunma` yazılı büyük bir pankart açtı.
 
Devlet Kadına Şiddet Uyguluyor
Kamunun tüm kesimlerinde başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasını isteyen Eğitim-Bir-Sen üyeleri, yaptıkları basın açıklamasında, "Devletin şiddet gören kadını koruyor. Ancak aynı devlet, kadının başını kapatarak TBMM`ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendisi kadına şiddet uyguluyor" ifadelerine yer vererek devletin yaptığı bu ayrımcılık ve ötekileştirmeye son vermesi çağrısında bulunuldu. Eyleme, Bem-Bir-Sen, Özgür-Der, Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şubesi, Marmara İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu (MİNHAP) ve birçok STK destek verdi.
 
Başörtülü Kadınlara Özgürlük İstiyoruz
Eğitim-Bir-Sen İstanbul Şubeleri Kadınlar Komisyonu adına Saadet Birol ve Gülsüm Peker tarafından okunan basın açıklamasında, "Biz gerçek anlamda "özgür bir toplumda" düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin zenginlik olduğuna inanıyoruz. Bunun için hiçbir otoritenin toplumsal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi gerektiğine inanıyor, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istiyoruz. Biz eşitlikten, insanların kategorize edilmemesini; başarılı olmak için fırsat ve imkânların herkese eşit bir şekilde sunulmasını anlıyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarım iade etmesini, özde ve sözde vatandaş ayrımına biran önce son vermesini istiyoruz" denildi.
Mevcut İktidar Bu Ayıptan Kurtulmalı
Üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlarımıza başörtüleriyle kamuda görev yapmanın yasak olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar bunu ne bize ne dünyaya ne de kendilerine izah edebilir. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan `kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan` vazgeçmelidir. Anayasa`da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi Anayasa`ya uygun olması gereken düzenlemelerle neden var ediliyor? Anayasa`da korunan bir hak, neden yönetmeliklerle yok sayılıyor?" ifadelerine yer verildi.
 
Artık Yeter! Sayın Başbakan
Başbakanın yaptığı konuşmalarda `hiç kimse, iç düşmanlar ihdas ederek milletin hukukunu çiğneyemez` denilmesine rağmen vesayetçi bürokrasinin çıkarttığı yönetmeliklerle devam ettirildiğine vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi: "Artık yeter! Akıllara, ruhlara giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine hayır diyoruz. Sayın Başbakan, "Hiç kimse, iç düşmanlar ihdas ederek milletin hukukunu çiğneyemez.
Bu ülkede artık kimse sırtını devlete dayayıp işkence yapamaz, faili meçhullerin üzerini örtemez" diyor. Peki, biz de şunu soruyoruz: Biz kadınları bu vesayetçi bürokrasinin çıkarttığı yönetmeliklerle yargılamaya, ötekileştirmeye devam edecek misiniz? O yönetmelik gereği olarak başörtülüleri Meclis`ten, kamuda çalışmaktan men eden yasakları korumaya devam edecek misiniz? Devlet artık, hala bürokratik oligarşinin mi yoksa milletin devleti mi olduğuna karar vermek zorundadır."
 
Başörtüsü Yasağı İnsanlık Ayıbıdır
Başlarını örten kadınlara yıllardır reva görülen hukuksuz uygulamaların bir ötekileştirme olduğu ve artık bu uygulamaya son verilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Kadınların imanî, insanî değerleri, evrensel hukuktan kaynaklanan hakları görmezden gelinerek üretilen bu yasak açık bir insanlık ayıbıdır. Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir.
 
Devlet dediğimiz yönetim aracına ve çalışma hayatına hükmeden oligarşik azınlığın zorbalığına derhal son verilmelidir. Siyasi iktidarın hedefleri arasında yer verdiği gibi, vatandaş iradesinin devletin bütün kurumlan üzerinde belirleyici etkiye sahip olduğu özgürlükçü demokrasi istiyoruz. Akademide, yargıda, eğitimde, sağlıkta, sporda ve siyasette başörtülü- başı açık ayırımı yapılmaksızın, herkesin eşit vatandaşlık hakkını kullanmasını istiyoruz." şeklinde açıklamada bulunuldu.
 
Hükümet Başörtüsü Yasağını Meşrulaştırdı!
Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı yönetmelikle başörtüsü yasağının meşrulaştırıldığına dikkat çekilen açıklamada son olarak şöyle denildi; "Milli Eğitim Bakanlığı yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlamıştır. Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır. Buradan sesleniyoruz: İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele, omuz omuza bu çağdışı yasağı kaldırmalıyız.
 
Başörtüsü, politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, başörtülü arkadaşlarımız suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Başörtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır."
`Kamusal alan koca bir yalan` şeklinde slogan atan sendika üyeleri, basın açıklamasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünden ayrıldı. (Şükrü Gündüz / İLKHA)

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir