Diyarbakır cezaevi semtinde DTP seçim kahvesinin karşısında  oturuyordum. Derken yatsı vaktinin karanlığını nurlandıran, insanları kurtuluşa çağıran dinleyenleri mest eden, kalpleri heyecana getirip Arş-ı Ala`yı titreten Ezan-ı Muhammed`i okunmaya başladı. Hava zerreleriyle birleşen müezzinin yanık sesi, Diyarbakır semalarında adeta ALLAH`I haykırıyor, bir gül bir demet olup Arşa yükseliyordu. Amma ne yazık ki tahammül etmediler edemediler… Seçim kahvesinden şeytanı andıran bir müzik sesi, kulakları sağır edercesine çalmaya başlandı. O kutlu nidayı bastırmak istercesine… Biraz ötemde yan koltukta oturan genç, bu saygısızlığa isyan ederek ‘` Yine Ezan, yine müzik`` deyip tepki gösterdi. Evet, ‘ALLAH U EKBER` nidasına nazire yaparcasına o şeytani ses davul zurna eşliğinde tüm semti kaplamıştı. Gence dönüp ilk defa mı böyle yapıyorlar diye sordum. Hayır! Ne zaman ezan okunsa bunlar da müziği son sese verip açıyorlar, ezana tahammülleri yok ki…

Evet, camileri tiyatro salonu, namaz kılanları tiyatro oyuncularına benzetip Müslümanların ibadetleriyle alay ettiklerini biliyorduk. ‘‘ Keşke Kürtler İslamiyet`i kabul edeceklerine Hıristiyanlığı kabul etseydiler`` dediklerini biliyorduk. ‘‘ Kürtlerin asıl dininin Zerdüştlüktür, İslamiyet Kürtleri geri bıraktı, Kürtler arasında ayrışmaya Sebep oldu dediklerini biliyorduk. Birçok mitinglerinde ‘‘ Ey Ateşin Çocukları`` deyip Kürtlere sinsice Zerdüştlüğü aşılamaya çalıştıklarını biliyorduk. ‘‘ Din bir afyondur`` diyen Marksist-Leninist düşünceyi taşıdıklarını biliyorduk. ‘‘Kürt kadınını İslam`ın gericiliğinden kurtaracağız dediklerini, Kürt kadınlarını açıp saçarak maymun iştahlılara peşkeş çektiklerini biliyorduk. Bir yandan kiliseler inşa ederken diğer taraftan da Kuran Kurslarına ve İslami derneklere saldırıp yakıp yıktıklarını ve mütedeyyin insanları katlettiklerini de biliyorduk… El hâsıl İslam`a ve Müslümanlara olan garazlarından dolayı; bazen Hıristiyan, bazen Mecusi, bazen Zerdüşt, bazen de Marksist ve Leninist olduklarını da biliyorduk. Onun için ezana olan saygısızlıklarını bu bağlamda değerlendirdim ve şaşırmadım.

O anda onları takip eden alnı secdeli Kürtlere şunu seslenmek istedim: ALLAH`A düşmanlıkta aşırı giden birçok platformlarında İslam`a ve Müslümanlara kin kusan, Kemalistlerle ruh ikizi olan bu azgın topluluğu nereye kadar destekleyeceksiniz. Secdelerinize ALLAH`IN düşmanlarının kirli ellerini mi bulaştıracaksınız? Yoksa siz dininize tahammül edemeyenlere tahammül mü edeceksiniz? O zaman yarın Mahkeme-i Kübra`da çok sevdiğiniz Rabbinize ne cevap vereceksiniz?! ALLAH`A emanet olunuz…
 

Fuat SÖNMEZ