• DOLAR 32.599
  • EURO 34.831
  • ALTIN 2494.605
  • ...
KARDEŞİM SEN ÖZGÜRSÜN!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ

Siyonistlerin uşağı Sisi tarafından darbe ile cumhurbaşkanlığından edilen ve yıllarca zindanda kaldıktan sonra mahkemede şehid olan Mısır direnişinin kahraman Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tüm Müslümanların hüznü oldu. Dünya genelinde Şehid Mursi için taziye mesajları yayınlanırken Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülkede de gıyabi cenaze namazları kılındı.

NAAŞI BİLE DARBECİLERİ KORKUTTU

Mısır'da özgür yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Şehid Muhammed Mursi'nin cenazesi, yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te alelacele bir şekilde defnedildi. Mursi'nin cenazesi, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi. Defin işlemine, Şehid Mursi'nin ailesi ve avukatlarının dışında kimsenin katılmasına izin verilmedi. Mursi'nin naaşının aile kabristanına defnedilmesi yönündeki talep, cunta yönetimi tarafından reddedilmişti.

MURSİ SAVUNMALARINDA NELERİ HAYKIRDI?

Şehid Muhammed Mursi, muhakemesi boyunca bazen konuşturulmadı, bazen hakarete maruz kaldı ancak hiçbir zaman cesur tavrından geri durmadı. Yargılandığı davaların bazılarından idam, bazılarından da onlarca yıl hapis cezalarına çarptırılan ve hakkında açılan birçok davanın da sürdüğü Mısır’ın demokratik seçimlerle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı Mursi, muhakeme sürecinin haksız olduğunu “Ben hala bu ülkenin cumhurbaşkanıyım. Anayasaya göre sıradan mahkemeler bana soruşturma açma yetkisine sahip değil.” sözleriyle tepki göstermişti. Mursi, son olarak yüksek güvenlikli Burc El-Arab hapishanesinde tek kişilik hücrede tutularak, tamamen dış dünyayla bağlantısı koparılmış, tam bir tecrit altında bırakılmış, hatta birçok defa savunma heyeti ve ailesiyle görüştürülmemişti. Mısır makamlarınca tutukluların giymesinin zorunlu kılındığı “beyaz elbiseyi” giymeyi reddeden Mursi, Kasım 2013’te çıktığı duruşma esnasında "Rabia işareti" yaparak, mahkeme başkanına, "Senin meşru başkanın benim, hükmü geçersiz olan sensin" dedi.

DEVRİMİN EN YAKIN ZAMANDA ZAFERLE SONUÇLANACAĞINA İNANCIM TAM

Askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Mursi Haziran 2014’te Mısır halkına yazdığı mesajında, "barışçıl beyaz devrim mücadelesine devam" çağrısında bulundu. Mursi, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabında yayımlanan mesajında, "Allah şahidimdir. Görevim boyunca yolsuzluk ve suçlarla mücadeleden geri durmadım. Doğrularım da oldu hatalarım da. Ancak bana verdiğiniz emanete ihanet etmedim ve etmeyeceğim. Yıllarımı onların suçlarıyla mücadele için harcadım, yaşadığım müddetçe de mücadeleme devam edeceğim" ifadelerini kullandı. Mısır halkına "Birlik içinde olun ayrılmayın. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve gücünüz, devletiniz elden gider." çağrısı yapan Mursi mesajında şöyle devam etmişti: "Ey devrimci halk! Kutsal devrimimize bu büyük zorluklarla mücadele etmeyi takdir eden Allah, Mısır'ın diğer ümmetler karşısında iftihar ettiği kadın, erkek gerçek devrimcileri bu zorluklar için hazırladı. Özgür devrimciler! Barışçıl beyaz devrim yolunda dağ gibi dimdik, titretircesine kararlı yürümeye devam edin. Devrimin en yakın zamanda zaferle sonuçlanacağına inancım tam."

“ALLAH'IN ZAFERİNE, DAVAMIZIN ADALETİNE VE SİZLERE GÜVENİYORUM”

"Özgür devrimcilere", "barışçıl beyaz devrim mücadelesine devam" çağrısında bulunan Mursi, mesajını şöyle tamamlamıştı: "Mısır'ın devrimci gençleri. Dünyayı kendinize hayran bıraktınız. Siz bugünün, yarının, şimdinin ve geleceğin gençlerisiniz. Hatta siz vatansınız. Azim ve sebatınızla bu devrim sancağını kaldıracağınıza ve onu onurlu zafere ulaştıracağınıza inanıyorum. Devrim, devrim. Sabır, sabır. Şimdiden, bizden sonraki yeni nesillere nasıl sabrederek kazandığınızı, neleri feda ederek bu mücadeleyi kazandığınızı anlatırken görüyorum. Şehitlerin kanı, yaralıların ve tutukluların verdiği mücadele heder olmayacak. Bu, zor bir yol biliyorum ama Allah'ın zaferine, davamızın adaletine ve sizlere güveniyorum."

Mısır'ın demokratik seçimlerle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Mursi, Kasım 2017’de görülen davada "Cam kafesin içindeki yansımalar başımın dönmesine neden oluyor. İçerideki ışıklandırma sisteminden dolayı gıyaben yargılanır gibiyim." dedi.

“DURUŞMA SALONUNDAYIM ANCAK GIYABEN YARGILANIR GİBİYİM”

Kahire Ceza Mahkemesi'nde görülen 28 sanıklı "Hapishaneler baskını" davasının duruşmasında söz alan Mursi ayrıca mahkeme şartlarını eleştirerek şunları kaydetmişti: "Duruşma salonundayım ancak gıyaben yargılanır gibiyim. Mahkeme heyetini göremiyorum. Onlar beni görüyor mu bunu da bilmiyorum. Savunma heyetimin neler söylediğini de ancak kesintili şekilde duyabiliyorum. Aylardan beri avukatlarımla da görüşmedim."

İHVAN: DARBECİLER HER YÖNÜYLE SORUMLUDURLAR

İhavn-ı Müslimin Cemaati resmi sitesinden Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin şehadetine ilişkin bir açıklama yayımlandı. Mursi'ye kasten suikast yapan darbecilerin onun ölümünden her yönüyle sorumlu olduğuna vurgu yapılan açıklamada, Mursi'nin çok kötü koşullarda tek kişilik hücrelerde tutulduğu, en basit hakları olan tedavi, ilaç ve doktora görünmeden mahrum bırakıldığı ifade edilerek, içinde darbe rejiminden kimsenin olmamasıyla birlikte vefatın gerçek sebebinin anlaşılması için insani, hukuki kuruluşları ve uluslararası bir komisyon tarafından bu konunun tahkik edilmesi ve edinilen sonucun tüm dünyaya duyurulması talebinde bulunuldu. Ümmete de çağrıda bulunulan açıklamada, "Önümüzdeki cuma günü şehidimiz Muhammed Mursi için gıyabi cenaze namazı kılmaları ve tüm meydanlarda ve Mısır konsolosluklarında basın açıklamaları ve yürüyüşler düzenlemeleri çağrısında bulunuyoruz." denildi.

"MUHAMMED MURSİYE BİR SUİKAST OLDUĞU KESİN GİBİ"

"İhvan-ı Müslimin Cemaati Başkan Muhammed Mursi'yi Allah'ın indinde bir şehit olarak görüyor." Denilen açıklama şöyle devam etti: "Ona kasten suikast yapan bu askeri darbeciler onun ölümünden her yönüyle sorumludurlar. Çok kötü koşullarda onu tek kişilik hücrelerde tuttular. En basit hakları olan tedavi, ilaç ve doktora görünmeden mahrum bırakıldı. Uzun süre ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmedi. Şehit Muhammed Mursi gereksiz mahkemelerde defalarca sağlık sorunlarının tehlike arz eden durumlara geldiğini ve bu hainlerin her defasında bunu ertelediğini ifade etmişti. Onun, ailesinin ve avukatlarının kendi malından olmasıyla birlikte defalarca özel bir hastanede yakın tedaviye muhtaç olduğuna dair taleplerin ve ısrarların karşılıksız bırakılması bunun Şehit Muhammed Mursi’ye bir suikast olduğunu kesinleştiriyor."

"MURSİ BİR ŞEHİT OLARAK GİTTİ ANCAK KAHRAMANCA YÜRÜYÜŞ BİTMEDİ"

Açıklamada son olarak "Muhammed Mursi bir şehit olarak gitti. Ancak onun mısır ve halkı için giriştiği kahramanca yürüyüş bitmedi. Allah'ın izniyle durmayacak da. Mısır özgürleşene dek Mısır halkının özgürleri ve ümmetin hepsi bu aht üzere kalacak. Ve Mısır halkı hak ettiği özgürlük, istiklal ve insani haklarını elde edecektir." denildi.

ŞEHADETİNE DÜNYADAN TEPKİ YAĞDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, kendisi aslen doçentlik seviyesine kadar yükselmiş bir mühendis olan Muhammed Mursi'nin Müslüman Kardeşler Hareketi içinde yürüttüğü mücadele ile öne çıktığını söyledi. Tüm Müslümanların, merhum Mursi'yi son nefesine kadar yürüttüğü onurlu mücadele ile hatırlayacağını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Şu anda bildiğiniz gibi yüzlerce, binlerce kardeşi ile beraber Mısır cezaevlerinde bu süreci yaşıyordu Mursi. Ama onlar asla pes etmediler, pes etmemek suretiyle de bugüne kadar orada da dışarıda da direndiler. Bana da çok teklifler geldi ve bu tekliflerin hiçbirini de asla kabul etmedim. 'Onun oturduğu masada asla oturmam.' dedim, 'Onunla görüşme asla yapmam.' dedim. Zira, bizim zalimlerle bu noktada hele hele kardeşlik seviyesinde farklı dayanışmamızın olduğu bir kardeşimiz Mursi'nin adete katili durumunda olan kişi ile bir araya gelmemiz mümkün değildi. Bugüne kadar da gelmedik. Bizim gözümüzde Mursi, inandığı dava uğruna verdiği mücadele sırasında hayatını kaybeden bir şehittir. Tarih, onu cezaevine atıp, idamla tehdit edenleri ve şehadetine yol açan zalimleri asla unutmayacaktır. Bu vesileyle bir kez daha Muhammed Mursi'ye Allah'tan rahmet, ailesine, Mısır halkına ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum."

ALTI SENEDİR ONU PARÇA PARÇA ÖLDÜRDÜLER

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Ahmed er-Raysuni ise "Mursi'nin ölümü, sessiz kalarak iş birlikçi haline gelen Arap liderlerine bir ayıp ve utançtır. Muhammed Mursi, altı yıldır hapishanelerde işkence görüyor ve acınılacak, maskara halindeki mahkemelere götürülüyor. Altı senedir onu parça parça öldürdüler." şeklinde konuştu.

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, yaptığı açıklamada, "Mursi ölmedi! Azgın bir grup tarafından yavaş yavaş öldürüldü. Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. Hakların zayi olmayacağı bir yere gitti. Kendisine zulmedenleri ve katillerini, kudretli ve güçlü olan Allah'a şikâyet edecek. Akan kanlar boşa gitmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.

HİZBULLAH REHBERİ GÜMÜŞ'TEN MURSİ İÇİN TAZİYE MESAJI

Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş, cunta mahkemelerinde ruhunu Rahman'a teslim eden Muhammed Mursi için yayımladığı taziye mesajında Mursi’nin şehadetinin dava arkadaşlarına mukavemet ve çalışmalarına bereket katmasını temenni etti. Gümüş, mesajında şunları kaydetti: "Muhammed Mursi’nin vefat haberi üzerine ailesine ve dava arkadaşlarına yönelik söyleyeceğimiz fazla bir şey yoktur. 80 yıldır muhaceret, işkence, zindan ve şehadet ile karşı karşıya gelmiş ve yaşıyorlar. Böylesi olayların mücadelenin gereklerinden olduğunu herkesten daha çok biliyorlar. Muhammed Mursi’nin mücadelesinin özellikle son altı yılı Müslümanların önüne açmaya vesile olacaktır inşallah. Kendisine yapılan teklifleri kabul etmemesi, dik durması, eğilmemesi ve taviz vermemesi, kafir, zalim ve münafıkların yüzlerinin güneş gibi açık bir şekilde görünmesine sebep olmuş. Müslümanların bundan ders çıkarmasını, bunları tanımasını ve buna göre hayatları boyunca tavır ve tepki göstermelerini bekliyor ve diliyoruz. Muhammed Mursi’nin şehadetinin dava arkadaşlarına mukavemet ve çalışmalarına bereket katmasını diliyoruz."

İTTİHADUL ULEMA'dan Şehid Muhammed Mursi mesajı

Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, "Ömrünün son dönemlerini eziyet ve kahırla geçiren Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefat haberini aldık. Allah'u Teâlâ kendisini nebilerle, şehitlerle, sıddıklarla beraber haşretsin. Kendisini bizlere şefaatçi kılsın!" ifadelerine yer verdi.

HÜDA PAR'DAN MUHAMMED MURSİ'NİN ŞEHADETİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

HÜDA PAR Genel Merkezi, "İslam ümmeti, aziz İslam davası var olduğu müddetçe, şehid Muhammed Mursi'ye bu duruş ve direnişi için minnettar kalacak ve yolunu sürdürecektir." denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi; "Mısır'ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi, zulüm ve diktatörlüğün icra edildiği mahkeme salonunda şehit olmuştur. Kendisi yıllardan beri zalim Sisi cuntasının zindanlarında en ağır işkence ve kötü muamelelere karşı onurlu ve izzetli bir mücadele ortaya koymuştur. Mursi, yüze yakın İhvan-ı Müslimin lideri ile birlikte aziz İslam bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyerek diğer tevhid kahramanları gibi bir duruş ortaya koymuştur." Son olarak tüm İslam âlemine taziyenin sunulduğu mesajda, "Bu vesile ile HÜDA PAR olarak Muhammed Mursi'nin şehadetini tebrik ediyoruz. Direniş ve kararlılık timsali aziz ailesi, dava arkadaşları ve ihvan-ı Müslimin Cemaati başta olmak üzere bütün İslam ümmetine taziyelerimizi iletiyoruz." denildi.

HAMAS: GAZZE MURSİ’NİN ONURLU DURUŞUNU ASLA UNUTMAYACAK

İslami Direniş Hareketi (HAMAS), Mısır’ın seçilmiş ve meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin dün (17 Haziran Pazartesi) duruşma sıradında vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayınladı. Mursi’nin vefatını Allah’ın kaza ve kaderine tam teslimiyetle karşıladıklarını ifade eden Hamas, Mursi’nin Mısır halkına ve ümmetine hizmet mücadelesiyle dolu bir hayatı olduğuna işaret etti. Mursi’nin Filistin davasına her düzeyde destek olduğunu, Kudüs ve Mescid-i Aksa için çok şey yaptığını kaydeden HAMAS, Gazze’nin Mursi’nin onurlu duruşunu asla unutmayacağını belirtti. HAMAS, 2012 yılında işgal ordusunun Gazze Şeridi’ne açtığı savaşa Mursi’nin direnişinin altın harflerle yazılacağını söyleyerek, söz konusu tavrın Filistin halkının ve ümmetin vicdanında ebedi olarak yaşayacağını kaydetti. Mısır halkına, ailesine, yoldaşlarına ve sevenlerine taziyelerini sunan HAMAS, Mursi’ye de Allah’tan rahmet diledi.

SEÇİLMİŞ İLK VE TEK CUMHURBAŞKANI MURSİ NUR İÇİNDE YAT

Ürdün'ün eski Kraliçesi Nur el-Hüseyin, resmi sosyal medya hesabı üzerinden, "Mısır'ın demokratik yollarla, seçilmiş ilk ve tek cumhurbaşkanı Mursi nur içinde yat" şeklinde açıklamada bulundu. Kuveyt Meclisi Başkan Yardımcısı Muhammed ed-Dellal da sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Meşru bir şekilde demokratik yollarla seçilen Mısır'ın ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye Allah gani gani rahmet eylesin. Allah katında onun hak üzere ve sabır içinde vefat ettiğine inanıyoruz. Cenab-ı Allah'tan onu kullarının yanında cennetine kabul etmesini, ailesinin ve sevdiklerinin ecrini artırmasını niyaz ederiz." ifadelerine yer verdi. Libya'daki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Mursi'nin ölümünün, "yıllar süren bir suikast operasyonu" olduğunu belirterek, "Suikast, meşru yönetime darbeyle başladı sonra tecrit hücresi ve son olarak da tedavi dahil en temel hakların mahrumiyetiyle sonlandı. Mursi, bu dünyanın adaletinden, yeryüzü ve göklerin adaletine intikal etti." ifadelerini kullandı.

MISIR'IN MAZLUM VE MEŞRU CUMHURBAŞKANINA ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUZ

Fas eski Başbakanı Abdulilah Bankiran da yayınladığı mesajında Mursi'nin ailesine başsağlığı diledi. Bununla birlikte Fas’ta İslami hareket liderleri Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı üzerine taziye mesajları yayınladı. Fas’taki büyük İslami hareketlerden biri Adalet ve İhsan Hareketince yapılan açıklamada, "Mursi’nin gıda ve tıbbi ihmal sonucunda sistematik olarak yavaş ölüme maruz bırakıldığı" kaydedildi. Fas hükümetindeki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tebliğ ve davet kanadı "Tevhid ve Islah Hareketi" eski Başkanı Muhammed Hamdavi ise "Mursi’nin zulme karşı büyük bir sabır gösterdiğini, Allah’ın iyilik yapanların mükâfatlarını zayi etmeyeceğine" ilişkin paylaşımda bulundu. Cezayir'deki en büyük İslami eğilimli parti olan Barış Toplumu Hareketi lideri Abdurrezzak Mukri, Mursi'nin ailesine taziye dileklerini iletti. Mukri, yayımladığı taziye mesajında, "Meşru Cumhurbaşkanı Mursi'nin ailesi, Hürriyet ve Adalet Partisi'ndeki kardeşleri, Mısır halkına başsağlığı diliyoruz. Mısır'ın mazlum ve meşru cumhurbaşkanına Allah'tan rahmet diliyoruz." ifadelerini kullandı. Yine Gazze’deki Filistinli alimlerden de Mursi’nin vefatına ilişkin taziyeler ve açıklamalar yapıldı. Gazze’deki Filistinli Alimler Birliği'nin açıklamasında “Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı dolayısıyla İslam ve Arap dünyası, Filistin halkı, kardeş Mısır halkının başı sağ olsun” ifadeleri yer aldı.

MURSİ ONURLU YAŞADI, ŞEHİT ÖLDÜ

Ürdün'deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin "ilkelerinden sapmadan, hakka bağlı kalarak şehit olduğunu" paylaştı. Muhammed Mursi'nin ülkesi, halkı ve hakkını savunurken hayatını kaybettiği kaydedilen açıklamada, "Mursi onurlu yaşadı, şehit öldü" ifadeleri kullanıldı. Ürdün İhvan'ı da Mursi'nin ölümünden Mısır yönetiminin sorumluğu olduğunu belirtti. İran Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde, Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatına ilişkin yayınlanan yazılı mesajda Bakanlık Sözcüsü Abbas Musevi, "İran, büyük Mısır halkının görüşlerine saygıyla Muhammed Mursi'nin vefatı nedeniyle Mısır halkı, ailesi ve geride kalan dostlarına başsağlığı ve merhum için Allah'tan rahmet ve yakınlarına sabır dilemektedir." ifadeleri kullanıldı. Mesajda ayrıca, Mursi'nin Mısır halk hareketinin zaferi sonrası cumhurbaşkanlığına seçildiği vurgulandı.

"MURSİ'YE GÖSTERİLEN MUAMELE KORKUNÇTU"

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine, Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin Mısırlı makamların soruşturulması çağrısı yaptı. HRW'den yapılan açıklamada, "Bir sonraki oturumu 24 Haziran'da gerçekleştirilecek BM İnsan Hakları Konseyi, Mısır'da yaygın kötü muamele ve Mursi'nin de ölümünü içeren büyük çaptaki insan hakları ihlallerine ilişkin bir soruşturma açmalıdır." ifadesine yer verildi. Mursi'nin fiziksel durumunun açık bir şekilde kötüye gitmesi ve tedavisi için yapılan ısrarlı taleplere Mısır hükümetinin duyarsız kaldığı belirtilen açıklamada, "Mursi'ye yapılan kötü muamele, Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Mücadele kapsamında işkence seviyesinde olabilir." değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada görüşlerine yer verilen HRW Ortadoğu ve Kuzey Amerika Direktörü Sarah Leah Whitson, Mursi'nin yıllarca sert hapishane koşullarının ardından yaşamını yitirdiğini belirterek, "Mısır hükümeti, Mursi'ye en minimum standartlardaki mahkumiyet haklarını vermeyi reddederek, vahim hak ihlallerinde bulundu. Mısır hükümeti, kasıtlı olarak eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi kötü muameleye ve izolasyona tabi tuttu. Mursi'nin siyasi görüşleri ne olursa olsun, gösterilen muamele korkunçtu. Bunun sorumluları soruşturulmalı ve gereken ceza verilmelidir." ifadelerini kullandı.

DİMDİK AYAKTA DURDU

Ana muhalefet partisi Pakistan Müslüman Ligi-Navaz'ın (PML-N) yöneticilerinden de açıklamalar yapıldı. Eski İçişleri Bakanı ve PML-N yöneticisi İhsan İkbal, açıklamasında, "Mısır'ın demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, tarih tarafından cesareti ve esaret altında gösterdiği haysiyetli duruşuyla hatırlanacak." ifadelerini kullandı. Pakistan Cemaati İslami lideri Siracül Hak da yaptığı açıklamada, Mursi'nin diktatörlüğe boyun eğmediğini söyleyerek, "Doktor Mursi, onu görevden alanlar ve Mısır ile Filistin halkının temel hakları için verdiği desteği engellemek isteyenlere karşı dimdik ayakta durdu. Diktatörlük rejimi Mursi'nin sinirlerini yıpratmakta sefilce başarısız oldu." dedi.

Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah, "Mursi, görevi müddetince Mısır'ı uzun yıllar süren otoriter yönetimden uzaklaştırmak ve ülkede gerçek demokrasiyi inşa etme yolunda büyük cesaret ve dayanıklılık göstermiştir. Mısır'da demokrasi ve adalete yönelik katkıları hatırlanacaktır." ifadelerini kullandı.

AVRUPA, MURSİ'NİN ŞEHADETİNE SESSİZ KALDI

Geleneksel olarak vefat eden üst düzey yetkililer ve siyasilerin ardından taziye mesajı yayımlayan AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin şehadeti karşısında sessiz kaldı. AA muhabirinin AB Komisyonundan Mursi'nin ölümüne ilişkin genel bir tepki ya da açıklama talebi de yanıt bulmadı. Gerek gazeteciler gerek siyasi mahkumlar için "demokrasinin sesi" olduğunu iddia eden ve bu kişilerin haklarını korumak için sürekli olarak açıklamalar yapan AB'nin, Mısır'ın ilk demokratik yöntemlerle seçilmiş cumhurbaşkanının şehadetini görmezden gelmesi göze çarptı. Avrupa'da demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü savunmakla yükümlü Strazburg merkezli Avrupa Konseyi de benzer şekilde Mursi'nin şehadeti karşısında sessizliğini korudu.

AVRUPA ÜLKELERİ ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYA DEVAM EDİYOR

3 Temmuz 2013'te dönemin Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah es -Sisi tarafından yapılan darbeyi "darbe" olarak tanımlamayan AB kurumları, yetkilileri ile üye ülkelerin hükümetleri bugün de Mursi'nin vefatına kör, sağır, dilsiz kaldı. Sisi'nin darbesini "darbe" olarak tanımlamayan ve seçim çağrısı yapan Fransa, bugün de tepkisiz kaldı. Keza darbenin ardından "olan oldu" diyen ve kınamaktan kaçınan İngiltere'den de Mursi'nin ölümüne ilişkin tepki gelmedi. Darbenin ardından Mursi'nin serbest bırakılmasını talep etmekle yetinen Alman yetkililer de diğer üye ülkeler gibi sessizliğini korudu. AB'nin darbeyle iktidara gelen Sisi ile kurduğu yakın ilişki, büyük tepki toplayan idamlara ve insan hakları ihlallerine karşı sessiz kalmasının yanı sıra bugün de Mursi'nin vefatına ilişkin sergilediği tutum, Birliğin demokrasi konusundaki çifte standardını bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir