• DOLAR 32.378
  • EURO 35.004
  • ALTIN 2326.01
  • ...

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi ile Suriyeli Alimler Birliği tarafından "İslam Ekonomisi Sorunlar ve Fırsatlar" konulu konferans düzenlendi.

Konferansta konuşan Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İslam İktisadı Uzmanı Doç. Dr. Ashraf Mohamed Dawaba, İslam'ın imani kalkınmayla beraber, iktisadi kalkınmayı da hedeflediğine dikkat çekti.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen konferans Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

İslam'ın hayali bir din olmadığını, İslam iktisadının da gerçekçi sistem üzerine kurulduğunu dile getiren Dawaba, "İslam gerçekleri görerek, yorumlayarak ayağa kalkmıştır. İslam iktisadı sadece Müslümanlar için değil, insanlar için uygun sistemi gerçekleştirmek üzere vardır. Uluslararası bir sistemdir." dedi.

"İslam ekonomi metodu tüm insanlığa yöneliktir"

Dawaba, Müslüman ülkelerin İslam ekonomi sistemini kullanmadıklarını ancak batılı ülkelerin krizden çıkmak için İslam iktisadına yöneldiklerine işaret ederek, şunları söyledi:

"İslam ekonomi metodu tüm insanlığa yöneliktir, adalet üzerine tesis edilmiştir. 2008'de uluslararası ekonomik kriz çıktığında Vatikan'da Papa, İslam ekonomisinden yararlanmak gerektiğine değindi ve 'krizden çıkmak için İslam'ın getirmiş olduğu prensiplere dayanabiliriz' demiştir. O dönem İtalya'daki gazeteciler, o zaman İslam'ı uluslararası krizin tek çözümü olarak yazdı. Faiz oranlarını sıfıra düşürdüler, ucu açık olan satışı durdurdular. İslam iktisadına aykırı olan her şeyi kendi sistemlerinden uzaklaştırdılar. Bence bu ekonomi, batılıların İslam iktisadını anlamaları için hayırlı oldu. Sadece İtalyanlar değil, Ruslar da Sovyetler Birliği dağıldığında İslam iktisadına yöneldi. İslam ekonomisine hayran kaldılar. Müslümanlara, 'elinizde böyle mükemmel bir sistem varken nasıl geri kalırsınız?' diye sorduklarında Müslüman ülkelerin bu sistemi kullanmadığını öğrendiler."

Batılı devletlerin alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed'e hakaretler yağdırdığında hiçbir Müslüman ülkenin yaptırım yapmadığını ancak veliahtlara hakaret içermeyen eleştiriler bile yapıldığında ekonomik yaptırımlar uyguladıklarını belirtti.

Türkiye'nin coğrafi konumu ve görüş açısı bakımından bütün dünyada İslam iktisadında merkez olacak konumda olduğunu ifade eden Dawaba, konuşmasının devamında İslam iktisadının tanımı, dayandığı temeller, karşılaştığı problemler ve oluşabilecek fırsatlar konusunda da katılımcıları bilgilendirerek, Türkiye'nin bu fırsatları değerlendirmesindeki rolü hakkında görüşlerini dile getirdi.

"İslam finansının uygulanabilir 20 çeşidi var"

Dawaba, konferansın devamında İslam finansı, tanımı, önemi, prensipleri, yöntemleri ve piyasadaki tatbikatı hakkında bilgi verdiği konuşmasında şunları aktardı:

"İslam finansı alanında kullanılan finansal ürünler çok çeşitlidir. İslam finansının uygulanabilir 20 çeşidi olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda hali hazırdaki bankaların ihtiyaç duyduğu metotlar bunlar. Bankaların üç uygulama yöntemi var. Bu uygulamadaki olumsuzlukların giderilmesini istedik. En önemli problemlerden birisi murabaha sistemi, taksitli satış, sipariş ve istisna denilen bir sistem var. Yine aynı şekilde satın almayla biten kiralama sistemi bir de ortaklık, sermaye ve emek ortaklığı şeklinde. Bu sistemler kalkınmayı sağlayabilecek güçtedir. Bu sistemlerden bankalar, kişiler, firmalar ve devlet faydalanabilir." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)