• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.11
  • ...
SİYASETE SOYUNMAK
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kimi çevreler, bu karar`ı memnuniyetle karşılarken, kimileri de, hayal kırıklığına uğramıştır gibime geliyor. Memnuniyetle karşılayanlar, dünya gerçeğinin farkında olarak meseleye bakmaktalar; diye düşünüyorüm. Hayal kırıklığına uğrayanlar ise, neyi düşündüklerini pek çözebilmiş değilim..


Feraset sahibi olan tüm Müslümanlar şunu bilmelidir ki, bu günkü dünyada siyasetin dışında kalan kesim, kendisini hiçbir şekilde ifade edemez; dolayısıyla kala da alınmaz. Siyaset ve idarecilik yapmak Müslüman`ın işi değildir, Müslüman bu işlerden uzak durmalı düşüncesi, İslam-i değildir. Aslında kese, kasa, yasa mümin`in elinde olmalı. Mümin emin demektir. Yalana, dolana, talana, dalıp çıkana mümin dur demeyecekte kim dur diyecek… İkbal : &`;iblis, kendi kabinesine, Müslümanların inzivaya çekilmeleri bizim için en hayırlı olanıdır; demiştir” diyor. Müslüman metreyi, teraziyi elerine almasın, ticaretle uğraşmasın, parti kurmasın; demek en büyük felaket ve ihanettir…
İnsanlar bütün konularda olduğu gibi, din ve siyaset ilişkilerinde de ifrata veya tefrite gidiyor. İfrat ve tefrite girmeden, Kur`an-ı Kerim`de idare ve siyasete müteallik pek çok ayet önemli referanstır.
Allah`a karşı ubudiyet vazifelerini belirleyen, muhteva bakımından sorumluluk ifade eden ayetlerin yanında, insanın diğer insanlarla münasebetlerini düzenleyen ayetler de vardır. Her iki hususla alakalı emir ve tavsiyelerin tek kaynağı vardır, o da Allah`tır. Uluhiyet`e karşı vazife ve sorumluluklarımızı tanzim eden apaçık ayetler insanın sosyal, iktisadî, siyasî ve kültürel hayatlarıyla alakalı tanzimleri de yapmaktadır. Aynı zamanda satır aralarında veya istihrac ve istinbatlarıyla o hususların bir kısım hikmet, maslahat ve faidelerine işaretlerde bulunur. Mesela, Kur`an`ın adalet, hakka riayet, yalan söylememe, merhamet ve şefkatli olma, her işini meşverete bağlama, iffetli yaşama, kimseyi aldatmama gibi konular bu kategoriye örnek teşkil ederler. Bu kategoride olan şeylerin tümüne de siyaset denilebilir…

İnsan ilişkileriyle ilgili bu ayetler,sibak ve siyakıyla doğru okunabildiği takdirde Müslümanların gelecekte karşılaşacağı benzer problemlerin çözümü için de erbabına birer ipucu verebilir. Yorumcu ve müçtehidler, belli ölçüde analiz ve yorumları için bu kategoriyi referans noktası olarak alırlar.


İslam toplumunun problemlerini siyaset ve idare yoluyla daha rahat çözülebileceği düşüncesiyle hareket etmek lazım iken, bu mülahazalara kulak asmayarak İslam`da siyaset yoktur demek bir tuhaflık olsa gerek.

Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır. (Ali İmran 104)
Bu ayete bu şekilde giydirilen mana yanlıştır. Zira bu şekilde, meal`larını aşağıda verdiğim iki ayete ters düşmekte olup ayetler arasında tenakuz, çelişki söz konusu olur. Aşağıda meal`larını açıkladığım her iki ayette ümmetin tümü görevli addedilmekte iken, 104. Ayete verilen mealda ise, ümmetten bir gurup bu işi üslense kâfidir şeklinde bir görevlendirme söz konusu olur. Ayetin gerçek analamı:” sizden öyle bir ümmet oluşsun ki, doğruluğu emredip kötülükten alıkoysun işte başarıya erişen ümmet odur”

Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam`a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah`a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır (ali İmran 110)


Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah`ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl`e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir (bakra 143)

Böyle bir tasnifat, ümmeti param parça etme modelidir. bir kısmı kuranı yüzünden okuyacak, bir kısmı manasıyla okuyacak, bir kısmı tebliğ ile meşgul olacak, bir cemaat ve ya kurum oluşturup din hizmetinde olacak, diğer kesim ise, bundan muaf tutulacak, Ortodoks`i bir inanç ve uygulama biçimidir...


Ümmet komple, homojen bir şekilde bu iş için görevlidir... Ümmet kendi işine bakacak, onun içinden bir gurup ona tebliğ görevi yapacak diye bir yapı yoktur. Böyle bir yapıya Türkiye cumhuriyeti devletinin layık yapısı denir… İçki imalatından para kazanıyor kazandığı paranın bir kısmını diyanete transfer ederek camilerde içkinin zararlarını anlatın diyor.


Anlatmak istediğimmmmm: Bir camia yönetime talip çıkmazsa diyanetin personelinden farkı yoktur bu böyle biline... Selamlar!
Not: bazıları gibi kayıt dışı siyaset yapmaktan ise merdane siyaset yapmak mertliktir. Hoşça kalın..

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir