Zavallı Cemil Özeren`in trajik vefatı maalesef ilk değil.

Oyuncular ve müzisyenler arasında alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklara kapılıp da sağlığından olan, yaşamını kaybeden çok isim var.

O yazıdan sonra çok sayıda e-mail geldi.

Rahmetli Cemil`in alkol nedeniyle siroza yakalandığı bilindiği halde, bazı kişiler yolladıkları maillerde siroz hastalığının sadece alkolden kaynaklanmadığını savunmuş.

Öyle olduğunu ben de biliyorum.

Ancak bu durum, alkol müdavimlerinin siroz hastalığına yakalanabileceği gerçeğini değiştirmez ki...

Üstelik rahmetli Cemil`in karaciğerinin alkol yüzünden tükenmiş olduğunu yoğun bakımdaki doktoru da açıkladı.

O yazıda aktör Yıldırım Önal`dan söz etmiştim.

Alkolün ne büyük bir bela olduğunun daha iyi anlaşılması için dramatik yaşamından biraz söz etmem gerekir.

Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısıydı.

Aynı zamanda, Türk Sineması`nın en güçlü karakter oyuncularından biriydi.

Duru, yalın konuşma stili, müthiş etkili bir ses tonu vardı. Türkçe`yi çok güzel kullanıyordu.

Şişe kırılır ve kör olur!

TRT`de seslendirme yönetmenliği de yaptı.

55 filmde oynadı.

1973`te, `Dinmeyen Sızı` filmindeki oyunculuğuyla,

Antalya Altın Portakal Film Festivali`nde `En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu` ödülünü kazanmıştı.

Ancak alkol bu dev sanatçıyı esir alır.

İşlerini kaybeder, kimse rol vermez olur.

Yaşadığı sıkıntı yüzünden kazandığı Altın Portakal Ödülü`nü bir rehinciye bırakmak zorunda kalır.

Ne acıdır ki bir daha da geri alamaz.

Bir gün içki içerken, şişeyi kırar.

Kırık camlar tek gözüne batar ve kör olur.

Bu olay onu daha da yıkar.

1982 yılında, İzmir`de beyin kanaması sonucu hayatını kaybeder.

Dev aktör, öldüğünde sadece 51 yaşındadır.

Yıldırım Önal, rehine verdiği o ödülü alamadığına o kadar üzülür ki, meslektaşları onun bu acısına hürmeten bir ilki gerçekleştirirler.

Vefatından bu yana her sene, Antalya Altın Portakal Film Festivali`nde bir sinema emekçisine Yıldırım Önal anısına, `Yıldırım Önal Anı Ödülü` verilmektedir.

Bilal Özcan - Bugün