• DOLAR 32.354
  • EURO 34.996
  • ALTIN 2322.886
  • ...

Davanın avukatı, lehte kararın turistlere vize yükümlülüğünü kaldıracağı görüşünde.

Avrupa Birliği ülkelerinin, daha önce alınan Avrupa Adalet Divanı kararlarına rağmen Türk vatandaşlarına vize uygulaması uzun zamandır rahatsızlık oluşturuyor. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ortaklık hukukuna dayanan gerekçelerle konu defalarca mahkemelere taşındı. Ancak sonuç alınamadı. Türk vatandaşlarına vize muafiyetinin sağlanması amacıyla diplomatik çabalar sürerken, konu şimdi bir kez daha yargı karşısında. Leyla Ecem Demirkan adlı bir Türk vatandaşının Avrupa Adalet Divanı`na taşınan şikayeti, kilit öneme sahip bir dava olarak görülüyor.

"Hizmet alanları da kapsar"

Almanya`da yaşayan ailesini ziyaret etmek isteyen Leyla Ecem Demirkan`ın Ankara`da yaptığı vize başvurusunun reddedilmesi üzerine açtığı davayla ilgili son sözü Avrupa Adalet Divanı söyleyecek. İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas davanın önemini şöyle açıklıyor:

"Daha önce Soysal davasında Katma Protokol`ün 41. maddesine istinaden hizmet sunmak için Almanya`ya giden kamyon şoförlerinin vizeye ihtiyacı olmadığı ile ilgili bir karar çıkmıştı. Fakat hizmet sunmanın sadece hizmet sunan için mi geçerli olacağı, yoksa hizmet alanı da mı kapsayacağı konusu muallakta kalmıştı. Avrupa Birliği`yle ortaklık anlaşmamız, Katma Protokol ve sonraki ilgili kararlara bakıldığında, Adalet Divanı`nın içtihatını da göz önünde bulundurursak, hizmet serbestisinin hizmet alımını da kapsaması gerekir. O yüzden Divan kararının bu yönde çıkmasını bekliyoruz."

Davacı Leyla Ecem Demirkan`ın avukatı Rolf Gutmann DW`ye yaptığı açıklamada, Avrupa Adalet Divanı`nın iki temel soruyu yanıtlaması gerektiğini söyledi. Bunlardan ilki, turistlerin "hizmet alanlar" kategorisinde olup olmadığı. İkincisi ise ailesini ziyaret etmek isteyenlerin de bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği. Avukata göre, ilk sorunun cevabı verildiğinde, ikincisi de doğrudan cevaplanmış olacak, çünkü turistik geziler ile aile ziyaretlerini birbirinden ayırmak mümkün değil. Avukat Gutmann, gelecek yıl yaz başında beklenen kararın lehte çıkması halinde Türk vatandaşlarına uygulanan turist vizesinin hukuki dayanağının kalmayacağını belirterek, Türk turistler ile Almanya`daki ailesini ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarının vize almasına gerek kalmayacağını öne sürüyor.

Siyasi engellere dikkat çeken Çiğdem Nas ise Demirkan davasında Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin aksi görüş belirttiğine dikkat çekiyor. AB ülkelerinin siyasi olarak Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanmasından korktuğunu söyleyen Nas, bunun arkasında çok sayıda Türk vatandaşının AB`ye gelmek isteyeceği çekincesinin yattığını belirtiyor.

"Vize muafiyeti vizeden farksız"

Hem ulusal mahkemeler hem de Avrupa Adalet Divanı daha önce de Türk vatandaşları lehine kararlar vermişti. Ancak alınan mahkeme kararları uygulamaya konmadı. Örneğin 2009 yılında alınan Soysal kararından sonra "hizmet verenler" olarak görülen tır şoförlerinin yanı sıra Türk işadamları, bilim insanları, sanatçılar, sporcular için hukuki olarak vize şartı ortadan kalkmıştı. Ancak vize muafiyetinden faydalanmak sıkı koşullara bağlandı. İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, uygulamada çok da büyük bir değişiklik olmadığını vurguluyor: "Soysal davası kararı da çok fazla uygulanmadı. Mesela Almanya da vize muafiyeti uygulaması başlattı, ama bu vize muafiyeti de pratikte çok fazla olumlu bir sonuca yol açmıyor. Çünkü vize muafiyeti için yine konsolosluğa başvurmanız gerekiyor ama bunu almak da daha zor. Prosedür olarak aslında vizeden çok bir farkı olmuyor."

"Çabalar sürmeli"

Peki, ufukta Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz girilebileceği günler var mı? Ortaklık ilişkisinden doğan hakların sonuna kadar kullanılması gerektiğini belirten Çiğdem Nas, vizesiz günler için biraz daha beklemek gerektiği görüşünde: "Bir süreç sonucunda belki olabilir, çünkü şu an için kısa vadede kaldırılması pek mümkün gözükmüyor. Çünkü bu konuda büyük bir kararlılıkları var. Bunun altında yatan birçok sebep var; ekonomik sebepler var, psikolojik sebepler var, güvenlik endişeleri var, özellikle de göçe yönelik. Onun için kısa vadede bunların değişmesi çok zor. Fakat bu yolda biraz ilerlememiz gerek, davaları takip ettirmemiz gerek. Hem hukuki süreç hem de bilimsel çalışmalarımızla bunu destekleyerek bu konudaki çabalarımızı devam ettirmemiz gerekiyor."

Türkiye`nin geçen haziran ayında AB`ye kaçak yollarla giren göçmenlerin Türkiye`ye iade edilmesini öngören Geri Kabul Anlaşması`nı paraf etmesi ile birlikte, AB Konseyi de vize muafiyeti görüşmelerini yürütmesi için AB Komisyonu`nu yetkilendirmişti. Sürecin en erken 2015`te tamamlanması bekleniyor.