Çünkü mü’min Yüce Allah’ın yeryüzünde yürüyen halifesi ve vekilidir. Bu misyonu hakkıyla yerine getirebilmesinin tek yolu da Rabbinin emrettiği şekilde davranmasından geçer.

 

Mü’min göz, kulak, dil ve diğer azalarının sorumluluğunu taşıdığının farkında olandır.

Kur’an ve hadislerde bu konu ile ilgili emir ve nehiyler mevcuttur. “Onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. “ (Mü’minun, 3) ayeti kerimesi buna güzel bir örnektir. Bu ayet kapsam açısından da son derece geniştir.

 

Salih amellere bile karışabilecek boş ve kötü hususlar olabilir. Akla gelebilecek her türlü lüzumsuz, faydasız amel bunun içerisindedir. Boş işler, boş ilgiler, boş duygular mü’minin şanından değildir. Çünkü onun zamanını değerlendireceği çok daha önemli uğraşıları vardır. Rabbine karşı, topluma karşı sorumlulukları vardır.

 

Bunu ifade ederken müminin insan üstü, hiçbir hoby, eğlence, oyun vb. Şeylerle ilgisi olmayan bunları tamamen reddeden bir tip olduğunu söylemiyoruz. Çünkü o, biricik peygamberinin eşiyle koşu yarışı yapacak kadar ince ruhlu, nam yapmış bir pehlivanla güreşecek kadar mütevazi, sokakta bir çocuğun peşinden koşarak öpücük konduracak kadar sevgi ve şefkat dolu olduğunu bilir.

 

Önemli olan ayrıntı mü’minin yapacağı işin zararlı ve yararsız olmaması ve de ya topluma ya da kendisine bir artısının olmasıdır. Ayrıntı olan bu hususların bir takım faydalarının bulunduğu da bir gerçektir. Kalbi ferahlatma, sosyal ortam sağlama v. s. Ancak bu hususlar hiçbir zaman mü’min için yaşam tarzı haline gelmez. Vaktinin çoğunu harcadığı uğraşılardan olmaz.

Allah Resulü (SAV) de söz ve davranışlarda kusur olabilecek gereksiz şeylerden nehyetmiş çeşitli tavsiyelerde bulunmuştur. Bir hadisi şerifte “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun“ buyurmuştur, hayırda mutlak fayda vardır.

 

Hayırlı bir şey konuşmayacak olan muhakkak ki zararlı bir şey konuşacaktır. Diğer bir hadiste “Mü’min; insanları kötüleyen, lanetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse değildir” buyurmuştur. Hadislerdeki her bir husus mü’minde bütünü tamamlayan bir denge ve ölçü kurmaktadır, çünkü Allah Resulü hangi noktalara değinmişse muhakkak ki o hususlarda dikkatli davranmakta bizler için çok büyük faydalar vardır.

Dengenin korunması ancak hem menfi hem de müspet tavırlar için geçerlidir. Nitekim Resulullah (SAV) “Sözde ve işte ince eleyip sık dokuyan, haddi aşan kimseler helak oldular” buyurdu ve bu sözünü üç defa tekrarladı.

 

Bu hadisten de anlaşıldığı gibi söyleyeceğimiz bir sözde veya yapacağımız bir işte hayır murad etsek bile sözün veya işin gereksiz ayrıntılarına girmemiz, olması gerekenden daha fazla önemsememiz veya büyütmemiz, beraberinde farklı sorun ve sıkıntılara yol açacağından fayda değil zarar getirecektir. Bu sebeple Resulullah’ın (SAV) hayatı irdelendiğinde, aslında bizlerin de başına gelebilecek her türlü hal için, bir güzel örnek olduğunu görürüz. Bizler bu örnekleri inceleyip hayatımıza tatbik ettikçe, hayatımızda bize yük olan bir çok gereksiz boş söz ve amellerden de kurtulma imkanı bulmuş olacağız inşallah.

SELAM VE DUA İLE. . .
ÖMER NADİ - Doğruhaber