Kimin İzindeyiz?
Ne zaman başladı bu zor zaman diye sorarsak cevabını bulmamız epeyce vaktimizi alır. Zor zaman diyoruz;
Çünkü iman ve din kavramlarının devre dışı bırakılmaya çalışıldığı bir çağda yaşıyoruz. İnsanı kurtuluşa götürecek yegâne yolu tıkamaya çalışanlar dur durak bilmeden etrafımızı kuşatmaya çalışıyorlar. Buldukları her fırsatta ve her yoldan, gerek açıkça ve gerek sinsice içimize işliyorlar. En büyük silahları da kadınlar...
Sağlıklı ve verimli bir toplumun temelinde aile kurumunun olduğunu hepimiz tartışmasız kabul ediyoruz. Aile kurumunda "anne" rolü çok önemlidir. Çocuğun zihinsel ve duygusal bakımdan sağlıklı yetişmesi, annenin ilk andan itibaren ona verdiği eğitim ile doğrudan ilişkidir. Anne, çocuk için ilk örnek, ilk eğitimci olduğundan çocuk, annenin hareketlerini, konuşmalarını taklit ederek hayata ilk adımlarını atmaya başlar.
Anne motifi bu kadar önemliyken neden kadınlarımız gerçek rollerini unutup başka şeylere ilgi duyuyorlar? Yoksa onlara asıl işlerini unutturanlar mı var? Onları kullanıp kendi fikirleri doğrultusunda toplumlar yetiştirmek isteyenler mi var?
Evet, bir çalışma, bir planın etrafımızda döndüğünün farkındayız. Birileri bizi, yine bize unutturmak istiyorlar. Bacılarımız, genç kızlarımız bir "moda" kavramını tutturmuş gidiyorlar. Bayanların bir meta olarak kullanıldığı bu çağda herkesin zihnine, normal bir şeymiş gibi, "hicabsızlık" yerleştiriliyor. Bunlar canımızı yakıyor elbette; ancak bunu normal karşılayanları görünce canımız kat be kat yanıyor. Mağaza vitrinlerinde boy gösteren cansız mankenler gibi giyinen bacılarımız, bu durumlarıyla iftihar ederken; kendileri gibi olmayan arkadaşlarına da sanki kabahat işlemiş kişiler gözüyle bakmaya başlıyorlar yavaş yavaş. Bir oyunun içine doğru çekiliyoruz ve bunu gördüğümüz halde buna seyirci kalıyoruz.
Neden bile bile bu iğrenç tuzaklara düşüyoruz diye sormadan edemeyenlerimiz vardır mutlaka. Evet, neden? Çünkü... Çünkü biz anneler çocuğumuza merhamet edelim derken ona zarar verdiğimizi fark etmiyoruz. "Biraz daha uyusun" diye sabah namazlarını ona unutturarak; "Hevesini alsın" diye uygun olmayan elbiseler giymesine izin vererek; "Zaman değişti" denilip bize dayatılan, İslami değerlerden uzak yaşantılara atılmasına izin vererek aslında ona ne kadar kötülük ettiğimizi görmüyoruz. Çünkü biz bayanlar yeterince okumuyoruz. Bizden öncekiler nasıldı, sahabenin eşleri nasıl insanlardı, faziletleri nelerdi, annelerimiz nasıl eş, anne ve kadındı... Bunlardan bihaber kaldık ve bu konuda merak duygumuzu yitirdik.
Çünkü biz genç kızlar kimi örnek alacağımızı şaşırdık. Kadınların efendisi olarak nitelendirilen Asiye, Meryem, Hatice, Fatıma gibi büyük şahsiyetler dururken, televizyonlarda şaşaalı hayatlar içinde sahte mutluluklarla içi boş kahkahalar atan ne olduğu belirsiz kişilere karşı daha iştiyaklı hale geldik, getirildik... Zaman değişmedi, zemin değişmedi, değerler de değişmedi aslında; sadece insanlar değişti ve fikirler sinsileşti. Biz hala "biz" olmaktan vazgeçmedik biiznillah. Kim olduğumuzu kimin çocukları olduğumuzu unutmadık. Bu yüzden Siyonist güçlerin oyunlarına karşı Asiye gibi güçlü olmalı, her türlü sözlerine karşı Meryem gibi temiz olmalı, her türlü sıkını ve ezaya karşı Hatice gibi sağlam durmalıyız ki yeryüzünde Asiye`ler, Meryem`ler, Hatice`ler nihayet bulmasın.
Bizim böyle kutsal değerlerimiz varken ne diye içi boş, amaçsız ve bizi Rızayı-ı İlahi`den uzaklaştıracak davranışlara meyil gösterelim? Unutmayalım ki " Fatıma`lar yetiştirmemiz için Hatice`ler olmamız şarttır."
Meryem Aslan / Batman - Yaş: 19
Not: Doğrugenc`e gelen yazılar imla tashihinden geçmeden olduğu gibi verilmektedir. Bundan dolayı imla hataları tamamıyla yazıyı gönderenden kaynaklanmaktadır.
Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.