• DOLAR 32.604
  • EURO 35.019
  • ALTIN 2425.274
  • ...
Ama Artık Çok Geç…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Özcan/Analiz
 

Esad, babasından ders almadı. Babasının yaptığı katliamların benzerlerini halkına yaşatarak koltuğunu koruyacağını zannetti ancak çok geçmeden yanıldığını anlamış olmalı ki düzeltmek için bocalıyor, ama çok geç…

Çünkü babası dahil komşu diktatörler, geçmişte sürekli sesini yükselten halklarını hep susturmayı başarmış, katlederek yollarına devam etmişlerdi. 1982’de Hama’nın dış dünyayla ilişkisini kesen baba Esad, 40 bin kişiyi katletmemiş miydi? Geçmişteki acılar unutulacak gibi değil. Diasporada yaşayan 1982 katliamından kaçan 800 bin, bugünkü nüfusuyla 2 milyon Suriyeli, geçmişte yaşanan zulmü en acı bir şekilde hatırlıyor ve anlatıyor.

Ancak dünya değişti. Uzaya çıkılabilen çağımızda telefon, internet, kamera, televizyon gibi iletişim türü cihazların çok iyi kullanıldığı günümüzde teknolojinin geldiği nokta ortada. Ve de temellerinde geçmişte verilen zorlu bir İslami mücadelenin belki de eseri olan Arap dünyasındaki halk ayaklanmaları, internet, telefon, televizyon gibi teknolojilerin etkin rolüyle Tunus ve Mısır’da 40 yıllık Bin Âli ile Mübarek diktasını devirmiş tarih sayfalarına göndermişti.

Bu canlı örneklere rağmen Esad ve rejiminin bulunduğumuz tekno çağda kalkıp hem eski usul yöntemlere, katliamlara başvurması ve üstelik sanki hiçbir şey olmamış gibi hem de yoluna devam ederek rahat bir yaşam sürdürmeyi düşünmesi hiçte akıllıca değil…

Suriye`de akıl almaz katliamlar geçmişte yaşandığı gibi bugün de yaşanıyor. İşte akli dengesi yerinde olmayan 18 yaşındaki Dera`lı Mürşid Rakan Abazid`in korkunç hikâyesi, ülkede yaşananları anlatması açısından güzel bir örnek teşkil ediyor.

Mürşid, yaklaşık bir ay önce evinin önünde dururken keskin nişancılar tarafından yaralandı, hastaneye kaldırıldı ve başarılı bir operasyon geçirdi. Ancak Esad’ın güvenlik güçleri onu hastanede de rahat bırakmadı, Mürşid`i gözaltına aldılar ve kendilerinin hazırladığı bir ifadeye imza atması için ona korkunç işkence ettiler.
Mürşid`in akli dengesi yerinde değildi, ama bu gerçek, güvenlik güçlerini yıldırmadı, dikişlerini açıp ona işkence etmeye, hatta kafatasını kırmaya kararlıydılar. Ta ki son nefesini verene kadar. Mürşid`in cesedi birkaç gün önce ailesine teslim edildi. Akli dengesi bozuk gence bunu reva gören Esad rejiminin askerleri, Mürşid gibi daha birçok Suriyeliyi işkencelerden geçirdi, gözünü kırpmadan katletti.

Laik-Nusayri bir yapı ve zihniyete sahip olmasına rağmen sırf israil düşmanlığı nedeniyle HAMAS’a ev sahipliği yapan, İran ve Hizbullah’la birçok alanda sıcak ilişkiler içinde olan Esad’ın İslami kesimlere dost çizgisi, Batı’nın hesabına gelmezken İslam dünyasının teveccühünü kazanıyordu.
Ancak Esad’ın dışarıya gösterdiği iyi profil içeriye pek yansımıyordu. 2000’lerde başa geldikten sonra yapacağı değişiklikler noktasında sürekli umut vadeden Esad, maalesef kendisinden beklenen neredeyse hiçbir yeniliği, iyileştirmeyi gerçekleştirmeyerek sözünde durmadı. Aksine halkın yapılan bu son özgürlük isteğine kulak tıkayıp rejim olarak insanları katletmeyi seçti.

Stratejik konumu ve jeopolitik yapı göz ününe alındığında Suriye’de bir kaos çevre tüm ülkeleri etkileyecek belki de içine çekecektir. Bu nedenle gönül isterdi ki Esad’ın yıllardır beklenen ve yapılması gereken tüm değişiklikleri yaparak babasının yaptığı katliamların diyetini ödercesine ülkesini refaha kavuşturmasıydı. Fakat Esad rejimi, aslında ülkede yapacağı değişiklikler sonucunda saltanatının kısa süre içinde sona ereceğini çok iyi biliyordu. Ve tek korkusu da belki bundandı. Tıpkı diğer giden ve gidecek olan saltanat sahibi diktatörler gibi…

Peki, Esad’ın bu saatten sonra yapabileceği hiç mi bir şey yok derseniz? Elbette var, ancak o kadar hızlı kararlar alıp uygulamaya koymalı ki, işkenceye uğramış, katledilmiş zulüm görmüş halkın haklı isyanını ancak dindirebilir belki...

Bu uygulamaların başında yapılması gereken ilk şey Esad’ın babasından kalma ve kendi akrabaları olan tüm yöneticilere yol vermesi olacaktır…


Özellikle emniyet, istihbarat ve askeri kadroyu lağvetmelidir…


Boşalan önemli kurum ve kuruluşlara halkın istediği ve sevdiği kişileri getirmelidir…


Olağanüstü hali sözde değil özde kaldırmalı ve halkın kaldırılan sıkıyönetimin yerine özgürlüğü hissetmesini sağlamalıdır…
Cezaevlerinde bulunan tüm siyasi mahkûmlara af çıkarmalıdır…


Yurtdışında yaşamak zorunda bırakılan iki milyon civarında Suriyelinin istedikleri vakit ülkelerine özgür bir şekilde dönebilme garantisini vermelidir…


İhvan üyeliğine idam öngören 49. maddeyi iptal etmelidir…


Ülkede yaşayan Kürtlere tüm vatandaşlık hakları iade edilmeli ve bir kısım zararları tazmin edilmelidir…


Siyasi parti kurmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve mümkün olan en kısa sürede ülke genel bir seçime gitmelidir…

Evet, Esad acil olarak bu maddeleri sözde değil özde ve de halkın görüp anlayabileceği, inanabileceği bir şekilde yerine getirirse belki o zaman kendini affettirebilir. Ama yine de yönetimi elinde tutabilir mi? Onu da zaman gösterecek…

Doğruhaber


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir