• DOLAR 32.512
  • EURO 34.924
  • ALTIN 2422.666
  • ...
Erdoğan AK Parti Grup Toplantısında Konuştu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Başbakan Erdoğan `Meclis`i etkin bir şekilde çalıştırmak öncelikle bizlerin AK Parti grubunun görevidir. Bütün engelleme çalışmalarına rağmen gündemimizdeki konuları ihtiyacımız olan kanunları kararları meclis organlarında görüşmeye ve sonuçlandırmaya devam edeceğiz. Bu konuda sizlere önemli görevler düşüyor. Bu haftaki meclis çalışmalarınızda başarılar ve kolaylıklar diliyorum.

Geçtiğimiz hafta yoğun görüşmelerimiz oldu. Çarşamba günü AÜ, Cuma günü YTÜ yeni eğitim yıllarının açılışlarına katıldık. Hocalarımızla öğrencilerimizle birlikte olduk onları dinledik kendi görüşlerimizi ifade ettik. Cuma günü yine afet riski taşıyan binalarımızın yıkımını İstanbul Esenler`de yapılan törenle başlattık. 35 İlimizdeki toplam 3,169 afet riski taşıyan binanın yıkımını buradaki attığımız adımla gerçekleştirdik. Kimini iş makinalarının kimini patlayıcıların yardımı ile başlatmak kaidesi ile Türkiye`nin en büyük kentleşmesinin startını verdik. Amacımız Türkiye`yi Japonya gibi afetler karşısında hazırlıklı bir duruma getirmektir. Bunu kararlılıkla sürdürecek hedefimize ulaşacağız. Birilerinin olmaz nasıl olacak gibi yaklaşımlarına bunu nasıl gerçekleştireceğimizi attığımız adımla gösterdik.

Cuma günü yine en modern hastanelerden biri gerçekleştirdik. Pazar günü ise Ataköy`de Arıtma Tesisi açılışını yaptık. Türkiye`nin en büyük arıtma tesisini istanbula kazandırmış olduk. Bu şu yönüyle de çok önemli. 1994 Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul`da oldum ve Haliç`i temizleyerek dereleri ıslah ederek bir çevrecilik anlayışını ülkemizde seslendirdik uygulamya koyduk. Bu bir seferberlikti onun diğer ayağını da ondan sonraki süreçte hızla uygulamaya devam etmek suretiyle bu adımı attılar. 650 milyon TL`lik bir yatırımdı. Çevredeki 7-8 ilçenin tüm arıtma işlemini burada gerçekleştiriyoruz. O gün orada şişeler içinde eski alınmış suyu ve bir de tümüyle tüemizlendikten sonra geldiği hali gösterdim. Türkiye Cumhuriyeti bölgesinden korkanların değil yedi düvele meydan okuyanların omuzlarında yükselmiştir. Selçuklu`yu Osmanlı`yı Türkiye`yi kuran ruh, onurunu, bayrağını, sancağını, vatanını, namusunu çiğnetmeyen herşeyini geride bırakabilen bir ruhtur. AK Parti iktidarı insanımızın menfaatini elbette büyük bir hassasiyetle gözetir ama AK Parti hükümeti aynı zamanda ülkemizin egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü insanlarımızın can güvenliğini herşeyin üzerinde tutar. Bu yüzden biz ekonomide, dış politikada Türkiye`yi büyütecek ve daha ileri taşıyacak çalışmalara devam edeceğiz. Geçtiğimiz hafta Meclis`te kabul edilen tezkere ile TSK`nın ihtiyaç halinde yurt dışına gönderilmesi için hükümete izin verildi. Bu görüşmeler esnasında ibretlik görüntüler ortaya çıkmış bazı muhalefet partilerinden esef verici görüntüler ortaya çıkmıştır.

Yaşanan tartışmaların siyasetin kırılma noktalarından biri olarak tarihte yerini aldığına inanıyorum. Bir defa ana muhalefet partisinin çarpıklığı zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Zamanı geldiğinde bu ana muhalefet partisi ne kadar marifetliymiş göreceksiniz. Türkiye`ye komşu ülkeden silah doğrultuluyor her gün ateşleniyor insanımız hayatını kaybediyor CHP çıkmış saldırganın, zalimin ağzıyla konuşuyor onun avukatlığını yapıyor. Bu nasıl bir şuursuzluk, izansızlıktır. CHP zihniyetinin Suriye`de katledilen her türlü zulme maruz bırakılan haklarını karşılık Esed`e arka çıktığını görüyoruz.

SURİYE TEZKERESİ

Biz bu tezkere ile dünyaya savaş açabilirmişiz. Şimdi o işin perde arkası açılır açılmaz. Onu yeri zamanı geldiğinde konuşuruz. Efendim blöf yapıyorlarmış. Blöfün de ne olduğunu yeri ve zamanı geldiğinde görürsünüz. O gece misliyle hakkı verilerek netice alınmıştır. Siz hangi asırda yaşıyorsunuz ey Kılıçdaroğlu. ABD`ye meydan okuyorsun, hadi siz de ABD`ye canın cehenneme diyebiliyor musunuz bu sokak ağzı. Siz ABD`nin karşısında el pençe divan duran adamlarsınız. Biz sizin cemaziyel evvelinizi biliyoruz. ABD Başkanı orada masada otururken sizin devamlı takdir ettiğiniz liderler el pençe duruyordu. Biz böyle bir tabloyu yaşamıyoruz. Bu milletin onuru neyi gerektiriyorsa o tabloyu o görüntüyü veriyoruz. Siz hiç mi İstiklal Marşını okumuyorsunuz. Biz milli marşımızdan aldığımız ilhamla hareket ediyoruz. Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım.... Ey CHP, ey CHP`nin Genel Başkanı bu milli marş geleceğe de ışık tutuyor. Onun için bu parlamentoda saatlerce alkışlanarak onaylandı öyle geçti bu tezkere. Siz destek verin ya da vermeyin Türkiye Cumhuriyeti topraklarına, milletimize, bayrağımıza yönelecek her türlü tehdit karşısında bmizi bulacaktır. İhlassondakika anlamayanlar, anlamak istemeyenler için tekrar özetliyeyim. Esed`in askerleri bizim topraklarımıza top mermisi atıyor, biz de karşılık veriyoruz. Angajman kuralları neyi gerektiriyorsa yapıyoruz. Artık karşılıksız bırakmak asla yok. Hazırlıklarımızı yapıyoruz tezkere de bu hazırlıklardan biridir. Biz bugünden tedbirimizi almakla mükellefiz. Elimizdeki bütün imkanları, diplomasinin bütün araçlarını kullanarak ülkemizin çıkarlarını savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Diplomasinin bittiği yerde diğer araçları devreye almak büyük devlet olmanın gereğidir. Böyle bir durumda konunun önemine ve aciliyetine binaen hükümetin böyle bir yetkiye sahip olması gerekiyor.  Suriye verdiğimiz notalara rağmen saldırgan tutumunu sürdürünce fiili karşılık vermemiz kaçınılmaz olmuştur. Bugün Genelkurmay Başkanımız ekibi ile birlikte bölgede ve çalışmalarını sürdürüyor. Durmak yok. Böyle büyük bir devleti, milleti CHP yönetiminin keyfine, kaprislerine mahkum edemeyiz, buna asla izin veremeyiz. Böyle bir milli meselede ortaya milil bir duruş koyamayacak kadar CHP farklı bir yerdedir. CHP`ye gönül veren kardeşlerime de bunu hatırlatmak istiyorum. ÇHP``nin hangi amaca hizmet ettiğini bir çok kişi biliyor ama CHP`nin Esed aşkını anlamamk mümkün değil.

Suriye`de her gün onlarca insan ölmeye devam ediyor. Bu ölümler sorunu daha da derinleştiriyor. Çözümü daha da derinleştiriyor. TV ekranlarında görüyoruz. Nitekim bugün bir TV kanalında gördüm. Vatandaşlar çektikleri zulmü anlatıyorlar. O TV`nin kameraman ve muhabirleri ile mücadeleyi sürdürürken oraya nasıl düştüklerini anlatıyorlar. Bunlarla akrabalıklarımız var, buna nasıl sessiz kalırız yahu. Bunun tarihi sorumluluğu var bizim üzerimizde. Suriye`deki gelişmeleri bütün uluslararası kuruluşlar takip ediyor hatta attığımız adımı, verdiğimiz cevabı o fiili attığımzı adımı herkes destekliyor haklısınız diyor ama türkiyenin ana muhalefet partisi karşımıza dikiliyor. Türkiye`de bu sorunu bu noktada malesef karşı durmak suretiyle ortaya bu kadar garip bir tablo ortaya koyan bir ana muhalefet var. Biz Suriye konusunda ileri gitmekle suçlayanlar büyük bir yanılgı içindedirler. Türkiye`nin böyle bir olaya seyirci kalması mümkün değildir. Komşusundaki yangına gözünü kulağını kapatanlar sadece kendilerini kandırırlar. Komşumuzdaki her gelişme isteseniz de istemeseniz de sizi de etkiler. 10 Binlerce insan dost ve kardeş gördüğü ülkeye geldi. Bir yerden destek gelmiyor bu hususta. Tüm elimizden geleni yapıyoruz. Bütün mücadelemizi veriyoruz vereceğiz ve o kardeşlerimizi en iyi şekilde ağırlamaya devam edeceğiz.
Bu millet ta Hint yarım adasına bir kişi için donanma gönderen bir millettir. Biz böyle bir milletin torunlarıyız. Bu bir insanlık testidir, samimiyet testidir. Türkiye bundan böyle de aynı erdemli tavrı sürdürmeye devam edecek. Suriye bizim için herhangi bir ülke değil, o halk herhangi bir halk değildir. Suriye`de kan bağı ile bağlı oldğumuz pek çok akrabamız var. Suriye halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Onların içinde herhangi bir ayrım söz konusu değil. Arabı ile, Türkmeni ile Kürdü ile hepsi bizim kardeşimiz. Her birimiz kendi öz kardeşimizin başı dara düştüğünde bütün imkanlarımızla onun yanında yer almıyor muyuz? Suriye halkı konusunda da aynı tepkileri veriyoruz. Biz geçmişte 1990 yılında Saddam`ın zulmunden kaçan kardeşlerimize tereddüt etmeden kucağımızı açmıştık. O zaman gelenlerin sayısı 750 bin civarındaydı. Bunlara da ev szahipliği yaptık. Bulgaristan`da zulme uğrayanlara da tereddütsüz kucağımızı açtık.

Sınırın bu tarafındaki vatandaşlarımız huzur içinde güven içinde yaşıyor diye Halep`teki Dara`daki kardeşlerimizin hunharca katledilmelerine göz mü yumacağız? Bu insanlar bize ecdadımızın emanetidir. Gidin Şam`a Osmanlı`nın eserlerini göreceksiniz. Camileri ile kervansarayları ile herşeyleri ile. Biz böyle iç içe girmişiz. 1400 Yıla yakın zamandır aynı medeniyet pınarından beslendiğimiz kardeşlerimize bugün arkamızı dönmemiz mümkün mü? Yüreklerimiz hala ileri sürebileceğimiz hiçbir bahane ve mazaretimiz yoktur. İhlassondakika bizden soğuk savaş döneminin reflekslerine dönmemizi bekleyenler bunların farkında mı? Biz, tarihi milli ve insani sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Kardeşlik hukukumuz açısından Kilis ile Halep`in, Urfa Akçakale ile Şam`da yaşayanların bir farkı yok. Biz, Suriye`de yönetim değiştiğinde aradaki siyasi ve fiziki engeller gevşediğinde milletçe önce Suriye`ye koştuk. Suriye`yi orada yaşayan kardeşlerimiz bağrımıza bastık hasret giderdik. Biz Beşar Esed`e yol gösterdik ama Esed bize kulak vermek yerine bizi oyalamayı tercih etti. Uzun yıllar Hafız Esed`in zulmü altında inleyen Suriye halkı, Baba Esed Humus`ta 30 bin kişiyi katletti. Biz Suriye halkını korumayı Türkiye`nin borcu olarak görüyoruz. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok. Tek amacımız Suriye halkının bu yıkımdan kurtulup barışa ve refaha kavuşmasıdır. Şunu iyi bilin, Suriye halkı bizim canımız ciğerimizdir bizim Suriye`nin başındaki yönetimle rejimle sorunumuz vardır. Şuandaki ana muhalefetin de mevcut yönetimle barışık dolaştığı halkla karşı karşıya olduğu tezkere ile ortaya çıkmıştır. Eğer topraklarımıza atılan bombalara bu derece metanetli cevaplar veriyorsak sebebi Suriyeli kardeşlerimize zarar vermekten kaçınmamızdır. Biz Suriye ve Suriye halkını düşman olarak göremeyiz. Bizim anlayışımızda zulmü alkışlamak zalimi sevmek asla yoktur. Biz biliyoruz ki zulm ile abad olunmaz.

Kılıçdaroğlu`na şunu hatırlatmak istiyorum. Dış politikanın belirlenmesinde hiçbir zaman mezhep konusu etkili olmamıştır. Arap baharı olarak ifade edilen süreçte yönetimden düşenlerin çoğu sünni idi. Yakın siyaseti iyi oku bırak tarihi anı oku. Biz bunlar sünnidir diye zalimleri diktatörleri desteklemedik. Sünninin içinden de diktatör zalim çıkar. Nereden çıkarsa çıksın hepsinin karşısındayız. Nükleer enerji konusunda İran`ın üzerine gelinirken ABD`ye rağmen biz İran`ın yanında olduk. Senin bunlardan haberin yok mu? Nükleer enerji konusunda Brezilya Devlet Başkanı ile ikimiz orada gayet dik durduk BM Güvenlik Konseyi`nde geçici üyeydik hemde. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun önce aynaya geç bak bakalım. Kimsin nesin bak bakalım. Bizi eleştirenlere soruyorum. Suriye`de olup bitenlere sırtımızı dönmek Türkiye`ye kazandırır mı kaybettirir mi? Son seçimlerde CHP Hakkari`de Türk Bayraklarını bir kenara koymak suretiyle terörün uzantısı ile birlikte miting yapmadı mı? Seçim sonuçlarında da ortaya çıkmadı mı? Gerçek ortada kiminle el ele verdiniz ama buna rağmen aldığınız netice ortada. Türkiye 1980-90`lı yıllarda görmedim duymadım bilmiyorum politikası izlendi. Bugün biz, Suriye`ye sırtımızı dönüp oradaki zulmü görmezden geldiğimizde ülkemizin çıkarlarını daha iyi savunmuş olmayacağız tam aksi olacaktır. Biz dün Esed ile kol kolaymışız dün aynı zamanda Suriye halkıyla da kol kolaydık. Eğer dün kol kola olduğumuz ihanet ediyorsa onu olduğu yerde bırakırız. Esed`e verdiğimiz destek Suriye halkının hak ve özgürlüklerini hayata geçirmesi içindi. Esed bizi de kaybetti, hukuki meşruiyetini de kaybetmiştir. Esedr şuanda koltuk değnekleri ile ayakta tutmaktadır ki o koltuk değneklerinin markasını da biliyorsunuzdur. Onlar düştüğü anda Esed de düşecektir. Bizim Suriye ile ilgili, suriye halkı ile ilgili hissiyatımızda temennilerimizde hiçbir değişiklik yok. Duruşu bozulan, ekseni değişen Esed`dir.

Terör örgütünün son aylarda gerçekleştirdiği alçakça saldırılarda sonuç alamadı ve yine hüsrana uğradı. Terörden bir an önce kurtulup barış içinde yaşama hedefimizden zerre kadar sapmış değiliz. Elinde silah olan, kan döken can alan tehdidi yöntem olarak benimsemiş hiç kimseye en küçük müsamahamız yoktur olamaz. Onları savunamaz onlarla el ele olamayız. Biz, evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist içinde ağlamadık ağlamayız. Bunu da çok açık net söylüyorum. Bu bizim hem insani hem vicdani görevimizdir. Bunu böyle bileceğiz. Burada, bu mücadelede bütün ölenlerimiz bizim ağlama sebebimizdir. Biz onun için diyoruz anaların gözyaşı dinsin. Anaların gözyaşına kimsenin gözyaşı ilave etmesine hakkı yoktur. Elbette dağa çıkışları durdurmak için her türlü sosyal projeyi hayata geçirdik geçiriyoruz. Allah aşkına GÜneydoğu`da Doğu Anadolu`da Cumhuriyte tarihinde bizim yaptıklarımıza benzer en ufak birşey oldu mu? Kürt kelimesini ağzına alamayanların olduğu bu ülkede kürt kardeşlerimiz ifadesini ağzına alan ilk hükümet iktidar biz olduk. Ana muhalefet partisi bunları yapabildi mi? Biz her doğanı doğduğu gibi kabul eden bir medeniyetin mensuplarıyız. Hepsi bizim canımızdır ciğerimizdir. Ancak ölüm makinalarına karşı da devletin Kahhar yüzünü göstermekten çekinmiyoruz. Bugünlerde şen şakrak oynayan bazı gazeteler hemen şunu söyleyeceklerdir Erdoğan`dan milliyetçi söylem. Evet bu milliyetçi söylemse evet milliyetçiyim. Çünkü artık onlar da benim ezberim oldu. Biz Türkiye`nin bütün sıkıntılarını sorunlarını milletimiz ile birlikte çözüyoruz. Kürt kardeşlerimizin sorunlarını da başka kimseyle değil başka bir yerle değil bizatihi onlarla çözeceğiz. BDP`nin olduğu yerdeki halkıma sesleniyorum güllük gülistanlık yerde mi yaşıyorsunuz yoksa pislik içinde mi yaşıyorsunuz? Sizi insan yerine koyupta hizmet eden bir yerel yönetim var mı yok çünkü onların derdi başka. Yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de çok iyi biliyoruz. KCK operasyonlarının nedeni Kürt kardeşlerimizin hakkını hukukunu farklı yönlere çeken yönetimlere yapılmıştır. Bunlar çok açık net ortada. Belediye Başkanları, başkanlık yapmıyor yanlarına gönderilmiş oan elemanlarla belediyeler yönetiliyor. Bugüne kadar geçmişte beklenti olarak ifade edilen bir çok meseleyi biz çözüm yoluna koyuyoruz.

Bunlar utanmadan sıkılmadan biz tehdit ettik de iktidar onun için bunu yaptı diyor. Biz daha yola çıkarken birşey söyledik. BDP`nin bu oyunlarına gelmeyin diyorum. Terör örgütü AK Parti`nin attığı adımları yapacaklarını kıramadı sıkıntı burada.

KÜRESEL MALİ KRİZ

Bugün hükümetimziin 2013-2015 dönemi ekonomi politikalarını içeren program açıklandı. Ali Babacan bey açıklamayı bir basın toplantısı ile gerçekleştirdi. Avro bölgseindeki yavaşlama Çin başta olmak üzere pek çok gelişmekte olan ülkenin ihracat ve gelişme çalışmalarını olumsuz etkiliyor. Hükümet olarak önümüzdeki dönemde daha çok vatandaşımıza istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bunna göre politika uygulayacağız. Hükümet olduğumuzdan bu yana tavir vermediğimiz mali disiplin anlayışımızı önümüzdeki dönemde de uygulamaya devam edeceğiz. Bu alanda 2012 yılında kaydettiğimiz gelişmeyi çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız. Önümüzdeki dönemde de mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Enerjide kaynak çeşitliliğini arttırarak dışa bağımlılığı azaltacağız. Türkiye`yi bir destekleyeceğiz ama pir destekleyeceğiz. Sağlık hizmetlerine erişilebilirliği arttırırken koruyucu sağlık hizmetlerini arttıracağız. Çalışabilecek olan her vatandaşımızın üretken hale gelmesinin yolunu açacağız. Bu programı titizlikle dikkate alarak hazırladık. 2013-2015 dönemi programının uzun vadeli hedeflerimize ulaşmada önemli bir girdi olacağını düşünüyorum. Programda emeği geçen tüm arkadaşlarımı da kutluyorum ayrıca. Bu vesile ile Hac yolculuğuna hazırlanan, yolda olan mübarek topraklara varmış bulunan bütün kardeşlerimzin Hac`larının makbul ve kabul olmasını diliyor, sizleri de sevgi ve saygı ile selamlıyor başarılarla dolu hayırlı bir hafta diliyorum` dedi.

 ihlassondakika

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir