3 Dönem milletvekilliği AK Parti açısından ne kadar olumlu bir adım?

Ben bunu yürekten destekliyorum. 14 Mayıs`ta fazilet partisinde biz de değişimin gerçekleşmesi gerektiğini söyledik. O günden beri 12 yıl geçti. Biz AK Parti`yi kurduğumuz zaman Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olmadığı için grup başkanı bendim. Arkadaşları gönlümde inanarak şunu söyledim 51 gideceğiz ama 351 döneceğiz dedim.

AK Parti Türkiye`de siyasete yeni bir boyut kazandırmıştır. O günden beri bir başarısızlık görmedik. Ama Türkiye`de siyaset genelbaşkanların karizmasıyla gücüyle bir yere gelecektir. Dünyada pek çok liderin kendisinden kaynaklanan gücün halk üzerindeki etkilerini inkar etmemeliyiz. Bunun gibi Tayyip Erdoğan`ın da Türk milleti üzerinde kahramanlık etkisi var. Onunla kimse başedemiyor. Bir takım çılgınlıkların hakaretlerin nedenide budur.

Nihayetinde Tayyip Erdoğan`da bir insan. İnsanlar belli bir noktaya kadar görevlerini yapar. Partimizde diğer arkadaşlarımızda var ama diğer arkadaşlarımızda bu bayrak yarışında ileri gitmek zorunda.

Hükümette kim olursa olsun AK Parti`ye olan güven sarsılmayacaktır. Bunu Başbakanımızda ifade ediyor biz de söylüyoruz. Bu güzel ypaılanmanın örneğini göstermeliyiz. Keşke bizde olduğu gibi CHP ve MHP`de de olsaydı. Bütün primlerini kaybeden insanlar zamanı geldğinde bir başarısızlık karşısında daha kıymetli arkadaşlar göreve gelsin deseydi. Bu partide birilerinin önünü açmak içindir.

3 Dönem görev Türkyie`de için olduğu gibi dünya için de bir ilktir. Tayyip Bey 2. olursam bu işi bırakırım dedi. Halk istikrarının sürmesi için hizmet veriyoruz ama Tayyip Bey meydan okudu ben 2. olursam bırakırım dedi. Diğerleri için de bu geçerli. Onlar da diyebilmeli.

HAS Parti`nin AK Parti`ye geçişi?
AK Parti`nin tüzüğünü biz yazarken yarışmacı siyaset üslubunu benimsedik. Yarışacağız başarılı olan kazanacak. Biz tüm personeli seçerken yarışacaksınız dedik. Kim başarılı olursa genel sekreterliğe kadar yükselecek. Dediler ki kim Meclis Başkanı olursa kendi partisinden birisini genel sekreterliğe seçecek dediler.

Ben milletvekili arkadaşlarıma her zaman söylüyorum ne istiyorsanız olursunuz. Ama Ak Parti`de bunun için hizmet edebilmeniz hak etmeniz gerekir. Yapabildiğiniz sürece her şey olabilirsiniz.

AK Parti Kongresi`nde kimler var?
Bu kongreyle hiç ilgilenmiyorum. Kimler var sorusuna cevap veremem.

Kendinize nasıl bir yol çizdiniz?
Şuanda hükümetteyim bu dönem sonuna kadar buradayım. Bittiği gün tekrar aday olmayacağım çok açık. Başkaları bunu konuşmuyor olabilir. Ben önümüzdeki seçimlerde milletvekili adayı değilim. 3 Dönem kısıtlamasına da can simidi gibi sarıldım. Bunun dışında bir beklentim yok. Gündemi tekrar okuyarak yazarak değerlendireceğim. AK Parti`nin başarısı için çalışacağım.

Belediye Başkanı olarak görev yapmak niyetinde değilim. Başka arkadaşlar görev yapabilirler. Bunda bir kısıtlama yok.

Hükümetin ekonomi konusunda bir görüş ayrılığı var mı?
Buna tatlı bir atışma diyebilirsiniz. Ben bundan bir endişe duymuyorum. Ben Sayın Çağlayan`ın Merkez Bankası`na söylediği sözleri haklı buluyorum ama Merkez Bankası hükümete bağlı değil. Sadece iki senede bir gelip hükümete hesap veriyor. Ben Merkez Bankası`nın başarılı bir performans gösterdiğini biliyorum. Bir bakan olarak faizler şurada olsa daha iyi olur diyorsam bunu takip ederiz. Paranın yönetilmesi Merkez Bankası`nın görevidir. Bankaların alacağı kararlara bizim etki yapmamız söz konusu değildir.

Cari açık konusunda aza indirilmesi düşünülüyor. Cari açıktaki açığı geriye çekme çalışmaları dikkat çekiyor. Doğalgaza - 15 gibi zam uygulanacağı söyleniyor. Bunlar bütçe dengeleri içerisinde bütçeye artı olarak yazılması gereken şeylerdir.

Avrupa`da şu kadar hükümetin düşmesinin bir kısmının borçlarını bitirememesi gibi sıkıntılarının binde birini Türkiye`de görmedik. Türkiye`deki bu atışma büyütülecek bir atışma değil.

Mit`in Başkan Yardımcısı ile Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı`nın bulunduğu bir konuşmadan bahsediliyor. MİT bunları konuşur, gerektiğinde bize de haber verir. İstihbaratın görevi örgütle bazı şeyleri konuşmaktır. Devlet mi bu işi yaptı hükümet mi yaptı o zaman konuşuldu. Biz hükümet kanadından hiç bir kimsenin PKK ile veya örgütün önde gelenleri ile konuşma yapmadığını ama Devlete bağlı MİT`in bunu yapabileceğini ve yapması gerektiğini ifade etmiştim. Devlet adına her görüşmeyi MİT yapar. 70 Yıldır bu böyledir. Bunların görevi Türkiye`nin güvenliği, tedbir almak, iç ve dış istihbaratı toplamak. Ama MİT`in görevi bugüne kadar değişmedi. Dolayısıyla Oslo`da mı görüşür başka yerdemi görüşür görüşmesi gerekiyorsa istediği yerde görüşür. Ben MİT`le bugüne kadar gidip gelmenin dışında bilgilerinizi bana aktarın gibi bir düşüncem olmadı. MİT, mutlaka Türkiye`ning üvenliğini yakından ilgilendiren ve herkesin kanayan yarası olan bu terör eylemlerinin ve bu eylemleri organize edenleri tesirsiz kılmak noktasında elinden geleni yapar. Neyi önleyebiliyorsa da o kadar başarılı olur. Her elini kolunu sallayan ben Adaya gidiyorum diyemiyor ve dememesi de lazım.

İKİNCİ BİR AÇILIM PAKETİ VAR MI?

Ben 5 Ekim`de Diyarbakır`a gideceğim. İkinci açılım paketi dediniz. Buna ikinci veya ücüncü dememek lazım. Bu bir süreçtir. Bunun sorumlusu arkadaşımız da Beşir Atalay`dır. Onun görev alanına girmek istemem. Biz açılım sözlerini o zaman bırakmıştık. Bunun adı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi`dir.

Radyo ve televizyonlar Kürtçe`nin bütün lehçelerine kadar bir yönetmelik değişikliğiyle bu şansı verdik. İnkar politikaları gitti artık bir insanın kendi kimliğini nasıl rahat ifade edecekse ona kendii ifade etme hakkı veriyoruz. Üniversitelere de bunu uygulamayı düşünüyoruz şuanda ` olarak talep görüyoruz. Kürtçe`yi seçmeli ders olarak düşünüyoruz.

Açılım yine şu bu bunların bir kısmının ipucunu pazar günkü kongrede yeni bir takım açıklamalar yapacak.

Suriye konusunda Batı`nın Türkiye`yi yalnız bırakması?
Bunda doğruluk payı var. ABD de Suriye`de yaşananları üzülerek anlatıyor ama adımlardan kaçınıyor. Açık ve basit bir sebebi var bu da Amerika`daki başkanlık seçimleri. Bu seçimler sonuçlanana kadar Obama riske giremiyor. Obama yıkımların önüne geçmek için eleştiriyor yapılanları kınıyor. Obama tekrar kazanırsa daha ciddi yaptırımları masaya koyacaktır.

Avrupa`daki ülkelerde de Suriye için söylemler var ama bunlar da sadece söylemde kalıyor. Türkiye`nin sığınmacılara sağladığı imkanlara biraz destek olsalar yeterli olur. Türkiye kapısını ölüm korkusuyla kaçan insanlara açıyor. Çok asil bir harekettir bu.

Ben Suriye`deki yönetimin bu zulmüyle mücadele edileceğine inanıyorum ama Türkiye 24 saat bu zulmü konuşamaz.

ihlassondakika