• DOLAR 32.567
  • EURO 34.917
  • ALTIN 2436.218
  • ...
Erdoğan`dan Gündeme Dair Önemli Açıklamlar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Başbakan Erdoğan son kez aday olacağı ve kadrosunu yenileyeceği büyük kongre öncesi canlı yayında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Acet`in yönetimindeki İskele Sancak Özel programına konuk oldu. Mehmet Acet`in yönetiminde Ülke TV ile Kanal 7 ortak yayınında gerçekleşecek programda Star Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk ve Yeni Şafak Yazarı Salih Tuna da yer aldı.  Başbakan Erdoğan, 30 Eylül Pazar günü gerçekleşecek ve son kez genel başkanlığa adaylığını koyacağı kongre öncesi canlı yayında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Programda cevabı aranacak bazı sorular şöyle;

Mehmet Acet, Fehmi Koru, Hasan Öztürk ve Salih Tuna soruyor, Başbakan Erdoğan İskele Sancak Özel yayınında yanıt veriyor.

Başbakan Erdoğan,  İskele Sancak`ta. Erdoğan,  Neşet Ertaş ile geçmişte  görüşmüşlüğü olduğunu katıldığı bir televizyon programında kendisine sigara konusunda telkinde bulunduğunu ancak döndüremediğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, 92-93 yıllarında 6500 -6600 dolayında eylem düzenlendiğini, bugün ise 1300 dolayında eylem düzenlendiğini ifade etti.

2012 yılı itibari ile  olay sayısı 1926, toplam hayatanı kaybedenlerin sayısı 144, asker 107, polis 24, köy korucusu 13,  ölen PKK`li sayısı 239

PKK Şemdinli`de başarılı olamadı,  diğer başka yerlere girme hesapları da bozuldu. Bizim güvenlikte en büyük zaafiyetimiz mayın konusunda oldu. Terör şu anda bitecek diye birşey söz konusu değil. Bazıları İngiltere, İspanya Srilanka ile görüştüklerini söylüyorlar. Srilanka`yı yerle bir edip terörü çözdüklerini söylüyorlar. Biz ise hukuk çerçevesinde olayı çözmek istiyoruz. Hukuktan anlamayana da Şemdinlide olduğu gibi gerekli cevabı vereceğiz.

Biz Beşir Bey`i ilgili ülkelere gönderdik incelemelerde bulundu. Emre bey ve Hakan Bey dönemlerinde ilgili taraflarla görüşmelerimiz oldu. Kesilmenin nedeni de iletişimde samimiyetsizlik yüzünden oldu.

Bölücü terör örgütü yanlış ve yalan haberi terör örgütü ifşa etti. Kendilerine göre hazırladıkları belgeyi bazı yazılı ve görsel medyaya servis ettiler. Belki görüşülenlerden bazıları da o metin içinde vardı. Önce Hakan Beyin üzerine gidildi, sonra da benim üzerime geleceklerdi. Ben o dönem Müsteşarımın üzerine neden gidiyorsunuz benim üzerime gelin demiştm. Biz devlet yönetiyoruz, bakkal yönetmiyoruz. O ülkedeki yönetim adi suçlarda anarşi ile ilgili tüm suçlarda onları kullanır, görevleri de budur. Çözüm için ne gerekiyorsa bunu yapmak durumundayız. İstihbarat teşkilatı başındaki arkadaşlarda bize önerileri olmuştur.

Başbakan Erdoğan, CHP ile yapılan görüşmelere değinirken CHP`ye iki parti arasında ortak çalışma yapılması teklifinde bulunduklarını, MHP`den olumsuz tavrına karşın CHP`nin hala bir cevap vermediklerini ve atılan bir adım olmadığını söyledi. Biz yine de CHP`ye aynı teklifi yineleyeceğiz. Bu arada İmralı ile görüşmeler yine olabilir.  İmralı`da avukatlarını kendisi de kabul etmiyor, zaman zaman bizim de kabul etmediğimiz de oldu. Çünkü görüşmeleri maniple edilerek dışarıya haberler aktadıldı.

Başbakan Erdoğan, teröre karşı 1 milyon kişinin katılacağı bir yürüyüşe karşı çıkmayacağını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, İmam Hatip Lisesi, 4+4+4 gibi konular, zamlar ve değiştiği yönündeki sorulara ilişkin şunları söyledi

Eğer Ankaralılaşmak gibi bir şey olsaydı o zaman 4+4+4 gibi birşeyi yapamazdınız. Bundan sonra da çalışmalarımız aynen devam edecektir. Akaryakıtta normal zamanda fiyatı piyasa belirliyor. Ancak 2009`daki zam gibi bir zam yapmadık. Şu anki zam dengelerle ilgili bir zamdır. Doğalgazda dünyada büyük maliyetlere çıktı. Bu zamları yapmadığımız zaman bugün komşularımızda neler yaşıyorsa onlar da bugün bizde yaşanabilir.  Biz vatandaşımızı zora sokmadan birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Biz mutfak tüpüne zam yapılmasını istemedik. Hem mutfak tüpünde hem sanayide katlanacağız. Ama diğerlerinde bu zammı yapmak durumundayız.

Doğalgaza kış sezönu öncesinde birşeyler yapılmak durumunda.

Medya ve TÜSİAD ile ilgili konularda sert çevap verdiğine ilişkin değerlendirmede ise, medyada insaf dışı yaklaşımlar var. Ankaralı yaklaşımı benim şahsımla alakam yok. Ankaralılık  statükoya teslimse Erdoğan`ın buna cevabı 4+4+4`tür, Eğitimde sağlıkta enerjide atılan adımlar alışılmış statükonun değişimidir.

Biz statükoyu adaya ve Osloya danışmanımızı göndermekle kırdık. İki tarafa da göndererek neler olup olmadığını görmek istedik.  Bazıları statükocu olmakla suçlarken kendilerinin geçmişte neler yaptığını unuttular. Biz geçmişte OHAL`i kaldırdık. bunların ne denli güçlü adımlar olduğunu da iyi anlamak gerekir.

Bugün Güneydoğu ile Ortaanadolu ve batı adeta ayırma çabası var. Oraya yatırım yapmaya gerek yok denildi. Kürt Kürttür Türk Türktür bölünmesine götürmeye çalıştılar. Bölünmenin hassasiyetle olmasını isteyen çevreler var. Biz orda da statükoyu gördük. Bölücülerin Kürt kardeşlerimin derdi ile dertlenme niyeti yok. Onların içinde başka ülkelerden insanlar da var. Bugün bazı batılı ülkeler Türkiye`deki terörü hızlandırnmanın gayreti içinde oldular. Eğer bugün Avrupa`nın değişik ülkelerinde terör örgütünün üyeleri çok rahat dolaşabiliyor, konuşmalar etkinlikler yapıyor, ve akla hayale gelmedik gelir elde ediyorlarsa bunun iyi görülmesi gerekir, Bu ülkelerin başında da Almanya geliyor. Orada cebren vatandaşlarımız  soyuluyorlar.

İşin askeri ve güvenlik boyutunda değişikliğe gidileceği yönündeki soruya değinen Erdoğan, bizim tezimiz silahlar sussun değil silahlar bırakılsın olayıdır. Biz güvenlik boyutunda da düzenlemeye gidiyoruz. Silahların susması konusunda Leyla hanıma da aynı konuyu söyledim. Silahların bırakılması gerekir. Askerin silah bırakması söz konusu olamaz. Onların asli görevi silahı taşımasıdır. Operasyonlar noktasında sıfırlanma noktasına gidebilir.

Genelkurmay Başkanı`nın liderlerinin peşindeyiz açıklamasına da değinen Erdoğan, ona strateji taktikler diyebiliriz, bu tür eylemlerde liderlerini ele geçirme mümkün olursa örgütün alacağı darbede ona göre farklı olur düşüncesiyle Genelkurmay başkanını bunu söylediği kanatindeyim.

Başbakan Erdoğan,  AK Parti`nin yeni kongresine ilişkin değerlendirmeler için şunları söyledi

AK Parti olarak Parti yönetimi ve teşkilatlarla ilgili yeni bir süreç başlayacak.  3 dönem olayı AK Parti`nin gerçekleştirecektir. Kongre`de katılım olmayacaktır. Ancak yeni katılımlar parti toplantılarında yapılacaktır. Has Parti kendini feshederek katılım gerçekleşti. Süleyman bey de katıldı. gelenlerin hepsine MKYK`da yer vermemize imkan yok. Ama omurgayı da güçlü tutmamız gerekiyor. Biz hücre tazelemesi yapacağız. Genel başkan yardımcılarımızın yanında yardımcıları var, onları da güçlendirmiş olacağız.

Osman Can`ın AK Parti`ye katılmasını da değerlendiren Erdoğan,  Alacağızım arkadaşların ehliyeti çok iyi, yeni gelecek arakadaşların da konularında uzman isimler. Özellikle uluslararası alanlarda önemli noktalardaki isimler de bizimle olacak.

Kadın kotasında da en az yüzde 30 olacak. Asıl ve yedekde de bu oran korunmuş olacak.

Partiye katılımlarla birlikte Erdoğan kendisinin yerine isimler arıyor, bugün 3. dönem kararı gereklimi sorusuna da değinen erdoğan,

Bu soruyu kendime çok sordum. Arkadaşlar da bu konuyu dile getirdiler. MKYK`ya olayı gönderirsek bu omurgalı bir duruş olmaz. MKYK istediğini alır istediğini gönderir. Bizim burda ağırlıklı olan başkanlar ve üst düzey yöneticilerdir. Böyle birşey olursa başkanlar kendilerini koruma altına alır orda çakılır kalırlar. Milletvekilleri içinde  iki dönem yapanlar oldu. 3. dönem içinde olanlar da var. Biz son seçimde 169 arkadaşımızı aday göstermedik. Biz bu arkadaşlarımızı bir kenara koymak art niyet değil ilkeler üzerinden hareket ettiğimiz için bunu yaptık. Bizim bu duruştan taviz vermemenin adresi de AK parti olmalıdır dedik böyle hareket ettik. Bu konuda arkadaşlarla mutabakata vardık. 

Her yeni isim sizin halefinizmi sorusuna ise

Yeni isimler parti ile ne kadar uyumlu olduğuna bakmak gerekir. Bu kişiler parti ile ne kadar uyumlu olur iyi bir noktaya giderse bu güzel olur. Biz ben merkezli değil biz merkezli ve kollektif akıl üzerine bina etmeye çalışıyoruz. AK Parti`de 3 dönemlik arkadaşlar gidince yerini 2 dönemlik arkadaşlar görev alacak. Ben bu davanın neferi isem, partim bana ne görev verirse yerine getirmeliyim. Lojistik destek konusunda kamuoyu araştırmaları vakıf çalışmaları ile aktif hale geliriz. Clinton kendine, ABD başkanlıktan sonra bir vakıf oluşturmuş hem ABD`de hem de uluslararası camiada hizmetini veriyor. Aile adına olsun başka ada olsun hizmet aksatmadan sürüyor. Bunun örnekleri dünyadavar Türkiye`de de bunun yapılması gayet normaldir.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusuna da değinen Erdoğan şunları söyledi:

Cumhurbaşkanılığına daha var. Ancak malesef Abdullah bey ile aramızı açmaya yönelik birçok adımlar atıyor, bizim Abdullah Bey ile arkadaşlığımız çok başka noktalardadır.  Bugün bir gazetede çıkan anketle ilgili olay da benim nezdimde hiçbir önemi yoktur. Sipariş üzerine yapılan anketlerin hiçbirine itibar etmeyiz.  Abdullah Bey Çankaya`da görevinin başında ben de Başbakanlık`ta görevimin başındayım.

Erdoğan,  gazetelerde çıkan haberler ve 3. kongreye katılacak konukların isimlerini de açıkladı:

Ben her gazeteyi okumuyorum. Her gazeteyi okuyarak demoralize olmamıza gerek yok. Okuduğum şeyin kıymeti harbiyesi olması lazım. Arkadaşlardan bazı konularda özet alıyorum. Ama okumuyorum. Okuduğum 10a yakın gazete var onları okuyarak güne başlıyorum.  Kongre için, Barzani, Maliki, Muhammed Mursi, Kırgızistan Cumhurbaşkanı, Irak Meclis Başkanı, Almanya`dan Schröder, Pakistan eski başkakanı Gilani, Pakistan`dan Peşaver eyaletinden Şahbaz Şerif gelecek. Halid Meşal gelecek. Gannuşi geliyor. Onlar da gelecekler. Bunların yanında yabancı siyasi parti liderlerinden gelenler olacak. 40 dolayında yabancı konuk gelecek. Bunlardan 15 dolayında kişi konuşma yapacak.

Biz de balkon konuşmaları diye isim yapmış olan konuşmayı aratmayacak belki de onun daha da ileri gidecek bir konuşma olacak. Bu benim kongrede yapacağım son konuşma olacak. Bu konuda çok büyük çalışma yaptık. Uzun bir konuşma olacak delegeler bizi mazur görür.

Balyoz Davası kararını da değerlendiren Başbakan Erdoğan sürecin yargı boyutunun devam ettiğini söyledi. Erdoğan, avukatların hakarete varan tavrının da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Olayın doğrudan muhatabı olduklarını buna rağmen yine de olaya müdahale edici bir tavırları olmadığını söyledi. 

AK Parti`nin yargı ve YAŞ kararları ile önemli adımlar attığını ancak hukuki süreçte eksiklikler olduğu konusuna da deginen Erdoğan, bu işin bir süreç işi olduğunu, Başbakanlık Takip Kurulu`nda çok önemli şeyler yaşandığını dile getirerek Biz göreve geldikten sonra Başbakanlık Takip Kurulu bizden sonra işlevsiz hale geldi. EMASYA vardı kaldırıldı. Herşey zamanı geldikçe yapılıyor. Genelkurmay`ın konumu da zamanla yerini bulacak. İrtica konusu geçmişte büyük kabustu. Benim bazı arkadaşlarımı atayamaz haldeydim. Evine gidip kontroller yapılıyordu. Evine gidip ayakkabılarını nerde çıkardığına bakılıyordu.

Mehmet Şimşek`i Merkez Bankası`nın başına getireceğim, kararımızı gönderdik, sonuç olumsuz, Cumhurbaşkınımıza niye yapmıyoruz diye sordum. Çünkü kalite bir arkadaş, eşi Müslüman da değil dedim, ben böyle düşündüm dedi Cumhurbaşkanımız bende saygı duymak durumundayım. O yüzden yeni alternatif bulduk onun da ayakkabıları ile uğraştılar. Bunlar bize çok zaman kaybettirdi. Birçok atamalarda zaman kaybedildi. Biz Abdullah Bey dönemindeki gibi hızlı adımlar atabilseydik çok önemli mesafeler alırdık. Yerindelik hakkı bize ait olmasına rağmen bu hak elimizden alınmış oldu. Mücadele mücadele bu noktaya geldik. Birçok alanda konular olgunlaşarak yerine gelecek, yeterki meyvenin olgunluk dönemini kaçırmayalım.

Başbakan Erdoğan, Ekonomi bakanları arasında yaşanan "gaz-fren` diyaloğu ve görüş ayrılığına değinirken yeri geldiğinde gaz yeri geldiğinde frene bastıklarını dile getirdi. Erdoğan, Avrupa ülkelerinin ekonomideki durumları gözler önünde. Bu durum tedbirli olmamızı gerektiriyor. Ancak Arap ülkeleri ve Afrikaya yönelik yeni açılımlar yapmak durumundayız. Bu konuda Zafer Beyin görüşüne katılmamak elde değil. " dedi,  faizler konusuna da değinen Erdoğan,  Türkiye`nin ağırlıklı olarak yatırıma ihtiyacı olduğunu, kredi faizlerinin yüksek olması halinde yatırım yapmamın imkansız olduğunu dile getirdi. Piyasa faizlerinde yüksek  olması halinde vatandaşın borçlanma faizi yüksek olacak durum içinden çıkılmaz olacak. İşletme faizinin yüksek olması durumunda da yatırımcı yatırıma yanaşmıyor. Bizim faizi iyi görmemiz lazım. Faizi iyi bir yerde tutamazsak enflasyon sıkıntısını aşamayız. Enflasyon sebep netice ilişkisidir. Enflasyon netice, faiz ise sebeptir. Faiz ne kadar düşerse enflasyon o kadar düşecektir. Geçmişte bunun tam aksini savunanlar enflasyonu yükselterek faizi düşürmeyi düşündü enflasyon çok daha yükseklere çıktı. Bütün kötülüklerin altında da yüksek faizden kaynaklandı.

Başbakan Erdoğan, TÜSİAD Başkanı`nın `Korkmuyorum` sözüne ilişkin değerlendirmede "Sizden birileri korkmalımı` sorusuna değinirken de " Bir hanfendinin benden kormasını doğru bulmam" Ben bir hanfendiyi korkutacak hale de gelmem. Sadece benle ilişkisinde karşı tavır koyarım. Ben TÜSİAD`a gelin yerli otomobil yapalım dedim. Vergi veriyorlar ancak olması gereken yerde değiller. Yerli otomobil yapmamak için ellerinden ne gerekiyorsa onu yapmışlardır. Aklıma TÜSİAD içinde olan devlerden birinin lafı geldi. Ben böyle birşeyi yapmasam da ithal ederim" demişlerdir. Böyle bir zihniyet bu ülkenin değerleri noktasında ülkeyi sıçratmaz. Bu ülkeyi frene basmaktır. Kendi otomobilimizi yapalım, hem kendimiz kullanalım, hem de ihraç edelim. Ben sanayici değilim, siyasetçiyim, başbakan ufuk verir, biz devleti ekonominin içinden çektik, gelin bu işi siz yapın dedik. Ekonomik konsey olarak onlarla konuştuk, teşvikse teşvik dedik, bölgesel teşvikler yaptık. Birçok yerde faizi sıfırladık, vergide sıfır vergi getirdik. Yatırım yapılsın dedik. Başkan, bir gazeteci sorsa bile o başkanın o cevabı vermemesi gerekirdi. Benim tavrım kurumsaldır. Kendilerini normalleşme içine sokmadıkları sürece tavrım devam edecektir. 

Türkiye`nin Suriye politikasıda Türkiye nereye kadar insanları misafir edecektir. soruna değinen Erdoğan: Suriye konusu bizim iç meselemiz derken çok uzun bir sınır komşuluğumuz, kız alıp verilme durumları var. Tarihi açıdan bakıldığında olay çok daha başka boyutta. Olay kültürü dini değerler itibarı ile biriz beraberiz, göreve geldiğimizde sıkıntı çok büyük boyuttaydı. Bu sıkıntıları attık, iyi ilişkileri başlattık. Ancak daha sonra içerden çok büyük eleştiriler geldi. Tek parti zulmü altındayız diyorlardı. Arabaya alıp gezdirdiğinde belli gruplar Esad taraftarında ilişkin sloganlar atıyorlardı. Ancak Hatay`da dinlediğimiz insanlar ise 15-17 yıl yargılanmadan içerde olan insanlar olduğun duyduk.  Bunun üzerine kendisine uyarılarımız oldu. Bizden yardım istediler. Biz de yardım ettik. Kenilerine her konuda yardım etmeye başladık. Ancak verilen sözlerin hiçbiri yerine gelmedi. Yine kendisini uyardık. Ardından Mısır patladı, yine de temsilci gönderdik. Enson Ahmet beyi gönderdik, 6-6.5 saat görüşme yaptılar. Bize proje göndereceklerini söylediler. Özel temsilcilerden oluşan bir ekip gönderdik. Ramazanda kendisini telefonla aradım. Yarın Cuma, bir talimat verin, vatandaşınız müslüman kardeşiniz öldürülmesin dedik. Ama onlar terörist diyor. Ona Camiden çıkan senin vatandaşın, bunlar nasıl terörist olur dedik. Sonra ölümler devam etti, biz de ilişkiyi kestik. Biz de buradan gelenler ne kadar olursa olsun bizim misafirimizdir dedik. Biz 100 bine kadar hazırlığımız yapalım dedik, Şu anda 90 bini buldu. Orada ölenlerin sayısı 30 bini aştı, Zulm ile abad olunmaz er veya geç gidicidir. Rusya da Çin de İran da gideceğine inanıyor. bize birşey soruyorlar, bundan sonra kim, Putin bunu sordu, Ben de halkın iradesi kimi isterse o olsun dedim. Ancak bu konuda da adım atılmadı. Biz de üzerimize düşen lojistik destek ne ise onu vermeye devam edeceğiz.

Başbakan Erdoğan, İslama ve Hz. Peygambere haraket filmine ilişkin, değerlendirmede bulunurken, Müslümanlara yönelik böyle bir filmin kabul edilmesinin imkansız olduğunu, bunun için uluslararası camiada yeterli kararlar alınmadığını dikkat çekerken, Obama`nın kendisine bu konudaki hassasiyetini dile getirdiğini açıkladı. Başbakan Erdoğan, dine hakarete karşı dünyada birçok ülkenin cezai müeyyide uyguladığını, hükümet olarak da bu konuda gerekli değişikliğin yapılması için çalışma talimatı verdiğini söyledi. Hakaret içeren filmden dolayı doğabilecek tepkilerden dolayı cezanın daha da ağırlaştırılmasından yana olduğunu söyledi. Hakarete karşı olayı sabırla karşılayamayız.

Bu haberler de ilginizi çekebilir