• DOLAR 32.548
  • EURO 34.932
  • ALTIN 2427.286
  • ...
ÖLÜ SAYICILIĞIN KİMSEYE FAYDASI YOK!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Doğruhaber
PKK ile baş etme politikasında imha yolunu seçen devlet, buna karşılık kanlı eylemler gerçekleştiren PKK ve her iki tarafın “ölüm sayıcılığı” yapması “Bu kaos kime yarıyor?” sorusunu akıllara getiriyor.
 
İki yanlışın bir doğru etmeyeceği gibi bir tarafta inkar ve asimilasyon politikası güderek, halka olmadık sıkıntılar yaşatan, insanları evlerinden, köylerinden ve yurtlarından eden bir sistem; öte yandan güya Kürd halkının haklarını savunan ama fark gözetmeden bütün halka şiddet uygulayan bir örgüt
İki tarafın yaptıklarının sonucu olarak; Ümmetin aslî unsurlarından olan Türk ve Kürt halkları birbirine soğuyor, aradaki güçlü duygusal bağlar gittikçe zayıflıyor.
 
Bu, birilerinin umurunda olmayabilir ama Ümmet bilincine sahip her Müslüman’ı derinden üzüyor ve endişelendiriyor. Ölü sayıcılık, artık askeri veya örgütsel bir başarı olmaktan çıkmış, Müslüman Türk ve Kürd halkalarının kalbini yaralayan, kaygılandıran bir hal almıştır. Ölü sayıcılık, ancak Ümmet bilincini yitirmiş, cahiliye taassubuyla yanıp tutuşan “malum çevrelerin” gönlünü ferahlatmaktadır.

KİRLİ SAVAŞIN TARAFI OLMAYACAĞIZ
Son olarak Bingöl’de meydana gelen olay tırmanan gerginliğin ulaştığı boyutları gözler önüne serdi. Bingöl-Muş karayolu Kardeşler Köyü mevkiinde askeri konvoy, saldırıya uğradı. Saldırıda on asker yaşamını yitirirken 70 asker de yaralandı.
 
Yaşanan olaylarda hem hükümetin hem de PKK’nin üstünlük sağlama adına yaptıkları açıklamalar “Bu ölü sayıcılık kime yarıyor” sorusunu akıllara getirdi. Bölgedeki İslami Sivil Toplum Kuruluşları ise yaşanan şiddet olaylarını kınayarak, hiçbir şekilde bu kirli savaşın tarafı olmayacaklarını çünkü bu ‘ölü sayıcılığı’nın kimseye faydası olmadığını ilan ettiler.

ŞİDDET EYLEMLERİNE DERHAL SON VERİLSİN
Bölgede artan şiddet olaylarına karşı Bingöllü İslami Sivil Toplum Kuruluşlarından tepki geldi. “Silaha Dayandırılan Hiçbir Arayışı Kabul Etmiyoruz” denilen açıklamayı STK`lar adına Kalem-Der Başkanı İbrahim Dağılma okudu. Bingöl`ün huzurunu kaçırmaya yönelik her türlü eylemin karşısında olduklarını belirten Dağılma, böylesi eylemleri şiddetle reddettiklerini söyledi.
 
“Ne olursa olsun haklılığını güce ve silaha dayandıran hiçbir eylemi, ortamı terörize eden hiçbir arayışı kabul etmediklerini belirten Dağılma, sözlerini şöyle sürdürdü:“Eğer insanlar, kirli bir savaşın içinde ölüyorsa; yerleşim alanlarına korku salınıyorsa bunun öznesi kim olursa olsun zulümdür. Böylesi durumlarda halkımızın tüm kesimleri ve sivil toplum kuruluşları birlik ve beraberlik içinde hareket etmeli, sağduyuyu elden bırakmayarak, marjinal grupların provakatif eylemlerine karşı dikkatli olmaları gerekir.” dedi.

MİLLİYET ÜSTÜNLÜĞÜ ADINA ADAM ÖLDÜRMEK HARAMDIR
Ümmetin asli unsurlarından olan Türk ve Kürd halklarını kutuplaştırmaya yönelik girişimleri şiddetle kınadıklarını vurgulayan Dağılma, “Tarafı kim olursa olsun Bölgede ve ilimizde son zamanlarda tırmandırılmaya
 
çalışılan şiddet içerikli, tahrik edici ve provakatif olayların tümünü ve buna bağlı olarak halkı kutuplaştırmaya yönelik çabaları şiddetle kınıyoruz.” dedi.

BİRİLERİ KANDAN BESLENİYOR
Yaşanan kaos ve şiddetin derin yapılara ve dış güçlere yaradığını belirten Mustazaflar Hareketi Kurucu üyelerinden Sait Şahin de, devamlı mağdur olanın ise Müslüman Türk ve Kürd halkı olduğunu belirtti. Birilerinin akan kandan beslendiğini vurgulayan Şahin, “Birileri bu kan üzerinden devamlı besleniyor. Bu kan üzerinden birileri halkı devamlı kutuplaştırıyor.
 
Bu olaylar üzerinden seçim yatırımları yapılıyor, derin yapılar gizli hesaplar yapıyor, dış etkenler bu olaylardan kendine pay çıkarıyor. Kısacası dökülen bu kan sadece halkı mağdur ediyor. Böylece bölge, devamlı bir kaos ortamında tutuluyor” dedi.

ÇÖZÜLMEYEN SORUN ZULME DÖNÜŞTÜ
Öte yandan sorunun çözümü konusunda gerek devlet ve gerekse PKK tarafından ciddi projelerin olmadığını anlatan Şahin, “Sorunun çözümü konusunda iki tarafın da olumlu projeler ortaya koyduğu söylenemez. Çok ciddi hataların yapıldığı ve buna bağlı olarak binlerce masum insanın hayatını kaybettiği bir mesele. Bu olayların ortaya çıkışındaki masumane sebepler artık ortadan kalkmış ve karşılıklı zulme dönüşmüştür” diye konuştu.

İSLAMİ UNSURLAR GÖRMEZDEN GELİNDİ
Sorunun çözümü konusunda devletin bölgedeki asli unsurlardan olan İslami yapıları görmezden gelerek sorunu çözümsüzlüğe sürüklediğini vurgulayan Şahin, İslami yapıların devre dışı bırakılmasının büyük bir hata olduğunu belirtti. Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Sorunun çözümü konusunda devlet toplumun asli unsurları olan İslami yapıları görmezden geldi, devre dışı bıraktı.
 
Sözde çözüm arayışları bağlamında bölgede hiçbir tabanı olmayan ve toplumu yansıtmayan rotari kulüpleri, lions kulüpleriyle görüşüldü. Ayrıca Kürt sorununun çözümüyle ilgili sadece örgütle irtibat kurulması, görüşmeler yapılması ve İslami yapıların devre dışı bırakılması çok ciddi hatalardı. Böyle geniş konsensüslü yaklaşımla çözüm yoluna gidilmedi, böylece sorun çıkmaza sokuldu.”
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir