Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Sayın Mahmut Abbas Siyonist dindarlar karşısında İsrail’in hayatta kalmak için var olduğunu söyledi. Siyasi bilimlerde doktorası olan Abbas’ın siyasi bir olguyu tarihi olguyla ilişkilendirmesi ve bu irtibat neticesinde çıkaracağı bir sonuçla kamuoyu karşısına çıkmasını zorunlu kılıyor.

Sayın Abbas tıp bilim adamlarının insan bedeninin yabancı maddeleri dışarıya atmasıyla ilgili tespitlerini duymuştur. Tıp literatüründe en mahir doktor, nakil yapacağı bedene en uygun olan organı bulan doktordur. Çünkü naklettiği organ bedenle uyuşmazsa beden onu kabul etmez ve atar. Sonuç olarak da hasta önceki elemin daha fazlasını yaşamaya başlar. İslam dünyasında var edilen “İsrail” adındaki işgal yönetiminin durumu bu tıbbi kaidenin dışında değildir. Arap ve İslam dünyasındaki halklar bu konuda ne kadar ikna edilmeye çalışılırsa çalışılsın işgal yönetimi uyduruk bir varlıktır; er ya da geç bu coğrafya onu içinden atacaktır.

Bazıları Arapları defalarca hezimete uğrattıkları, devletlerini de kolayca inşa ettikleri ve Arap-İslam coğrafyasında kendilerini efendi yaptıkları için Yahudilerin oldukça zeki olduklarını söylüyor. Yahudiler zeki oldukları için bir başarı sağlamadılar. Onların başarısına asıl katkıyı zayıf, hain, ajan ve piyon Arap liderler sağladı. Yahudiler zeki değil, tersine liderleri bütün Yahudileri sonu korkunç olacak bir katliama götürecek kadar basiretsiz. İsrail’in tarih boyunca dayanamayacağı ve ayakta kalamayacağı bir gerçektir. Tarih ise sürekli hareket halinde ve yenileniyor. O zaman da Yahudiler Müslümanların rahmetine muhtaç olacaktır. Liderlerinin gönlü geniş olursa bu halk da kurtulacak ve daha önce geldikleri ülkelere tekrar geri dönme yolu açılacaktır. Fakat liderleri bunu yapmazsa o zaman sonları çok korkunç olacaktır.

İsrail Arapların zafiyeti nedeniyle güçlü. Hâlbuki coğrafya açısından onu ayakta tutacak stratejik bir boyutu bulunmamakta. Alanı dar ve kendisine yönelecek güçlü bir darbeye karşı koyamayacak durumda. Nüfusu az; çıkamayacağı bir alana sıkıştırılması mümkün. Ekonomik açıdan da güçlü değil. Araplarla Filistinliler onun ürünlerini almazsa ciddi sıkıntılar çeker. Dış destek açısından da sorunlu. Çünkü Amerika ve Avrupa öncelikle kendi güvenliklerini ve çıkarlarını önceliyor. Arap ve İslam dünyasının ekonomik çıkarlarını vuracak güçlü bir darbe karşısında işgal yönetimine sırtlarını döneceklerdir. İşgal rejimi ayakta kalma dinamiklerine de sahip değil. Askeri gücünün kendisini koruyacağını sananlar yanılıyor. Askeri güç, güçlü bir coğrafyaya, güçlü bir nüfus, güçlü bir ekonomi, ahlak, asker ve dostların askerine ihtiyaç duyar. İşgal yönetiminin Arap dünyasındaki dostları azınlıktadır ve bunlar bazı piyon liderlerle sözde aydın denen kişilerdir.

Bir devletin ayakta kalması için askeri güç yeterli değildir. Aksine, bir devleti kendini ahlaki değerleri, başkasıyla iyi ilişkileri, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri gibi dinamikler korumazsa en kısa zamanda yıkılır. İşgal yönetiminin varlık sebebini Müslümanlara kabul ettirmesi ve bu konuda onları ikna etmesi gerekir. Bu da kendisinin yapamayacağı bir şey. Çünkü iknanın kendisi bile içinde yok olma nedenlerini barındırmaktadır. Durum böyle olunca işgal rejimi varlığıyla uyumlu bir çevre ve ahlaki güçten yoksun olduğu gibi, başkasıyla güzel ilişkiler geliştirme gücünden de yoksun. Demek ki işgal rejimi kendisini kabul etmeyen bir atmosferde ortaya çıkmış. Buna göre çevresi tarafından hüsnü kabul görmesi mümkün değildir. Dolayısıyla işgal rejimi, Yahudileri korkunç bir gelecekle karşı karşıya getirecek çok tehlikeli bir maceradan ibarettir.

O nedenle Ebu Mazin (Mahmud Abbas)’den hesabını gözden geçirmesini istiyorum. Şayet kendisi bu sözleriyle Yahudilerin dindarlarının duygularını okşayabileceğini ve onların da çelimsiz bir Filistin devleti kurulmasını destekleyeceklerini sanıyorsa; onların Filistinlileri aşağılık ve pis olarak gören duygulardan başkasına sahip olmadıklarını ve rablerini razı edebilmek için Filistinlilerden kurtulmak gerektiğine inandıklarını bilmelidir. Filistin halkına liderlik ettiğini söyleyen birinin konuşmadan önce defalarca düşünmesi gerekir.

Dr. Abdüssettar Kasım

filistinhaber