• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Yardım Ederken Kur`an da Gönderin!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Vakit ezanının okunmasıyla kamp mescitlerine koşan müslümanlar, aldıkları abdestin ardından cemaatle namazlarını kılıyorlar. Sabah namazının ardından da kamplardaki çocuklara Kur`an-ı Kerim dersleri veriliyor. Kamp mescitlerinin bir kısmını çocuklar için ayıran Arakanlılar, buralara sıralar halinde rahleler koyuyorlar. Her kampta yüzlerce çocuk Kur`an dersi alıyor. Çocukların bir kısmı Elif-ba cüzüyle derslerini sürdürürken bir kısmı da Kur`an-ı Kerim`den çeşitli sayfalar okuyorlar. Çocuklar az sayıdaki yırtık Elif-Ba cüzünü de değişerek kullanıyorlar. Mescit alanının yetersizliği sebebiyle çocuklar Kur`an dersini peyderpey alıyor.

KUR`AN-I KERİM`E İHTİYAÇ DUYUYORUZ

Leda Kampı`nda görüştüğüm Ebu Bekir Sıddık Mescidi İmamı Salih Ahmed, imkansızlıklara rağmen çocukların Kur`an eğitimine önem verdiklerini belirterek "Çocuklarımız bizim geleceğimiz ve onların Kur`an-ı Kerim eğitimi almalarını önemsiyoruz. Kamplarımızda çocuklarımıza temel İslami bilgiler ile Kur`an-ı Kerim okumayı öğretiyoruz. Ancak burada pek çok alanda yaşadığımız gibi eğitim konusunda da sıkıntı yaşıyoruz. Kamplardaki pek çok ailenin yaşadığı evlerde Kur`an-ı Kerim yok. Kur`an-ı Kerim olanlar okuyor, ancak olmayanlar imkansızlık sebebiyle Kur`an`dan uzak kalıyorlar. Bazı kamplarımızın mescitlerinde bile Kur`an-ı Kerim yok. O yüzden biz yapılan yardımlarda Kur`an-ı Kerim`in de olmasını istiyoruz. Türkiyeli kardeşlerimiz Arakanlı mülteci kardeşlerine yardım ederken bir tane de Kur`an-ı Kerim göndersin" diyor.

“Türkiye bizi yalnız bırakma”

Bangladeş`in Arakanlı mültecilerin üssü haline gelen Cox`s Bazar şehrine varmamız, oldukça zorlu bir yolculuktan sonra gerçekleşiyor. Önce İstanbul`dan Dakka`ya uçuyoruz, ardından Dakka-Chittagong seferini gerçekleştiriyoruz, sonrasında da 150 kilometrelik yolu 6 saatte aldığımız bir karayolu yolculuğu sonrası varıyoruz Cox`s Bazar`a!

ARAKAN`DA BANGALLİ, BANGLADEŞ`TE MYANMARLI

20`inci yüzyılın tamamında İngiliz Emperyalizmi ve Budist çetelere karşı bir sınav veren Arakanlılar`ın bu sınavı 2000`li yıllarda da devam ediyor. Tek suçları müslüman olmak olan Rohingyalar, Arakan`da devam ettiremedikleri varlık mücadelelerini Bangladeş`te sürdürmeyi deniyorlar. Yaşadıkları ikilem öylesine derin ki; bir Arakanlı bu durumu şöyle özetliyor: "Biz Arakan`da iken sırf müslüman olduğumuz için bizimle ‘Bangali Bangali` diye dalga geçiyor. Şimdi Bagladeş`e geldik ve burada da Myanmarlı diye itilip kakılıyoruz."

BANGLADEŞ DE SINAV VERİYOR

Bu durum aslında Bagladeş insanı ve Bangladeş hükümetinin de ciddi bir sınavdan geçtiğini gösteriyor. Ankara ve İstanbul büyüklüğünde olmasına karşılık 160 milyon insanı bünyesinde barındıran Bangladeş; yoksulluğunu, Arakan`a uzatmadığı yardım eli için bahane kılıyor. Bu durumda Arakanlı Müslümanları sahiplenmek ‘ümmet` bilincine sahip bazı Bagladeşli müslümanlar ve vakıflara kalıyor. Bangladeş`teki Rohingya antipatisinden biz de nasipleniyoruz. Dakka`daki pasaport kontrolünde ekipteki bazı arkadaşlar kendilerini ‘öğretmen` diye tanıtırken, bazılarımız da ‘turist` diyoruz. Kendimizi ‘gazeteci` diye tanıtmamız ülkeye girişimize engel. Benzer bir sıkıntıyı seyahatimizi beraber gerçekleştirdiğimiz İHH İnsani Yardım Vakfı`ndaki arkadaşlarımız da yaşıyor: Kendilerini ‘vakıf gönüllüsü` diye tanıtamıyorlar. Zira Bangladeş hükümeti, Türk yardım kuruluşlarının Arakanlı müslümanlara yardım etmesine izin vermiyor. Bu noktada Türk yardım kuruluşları da çalışmalarını Bangladeşli partner kuruluşları vasıtasıyla yürütüyorlar. Bangladeşli kamu görevlileriyle köşe kapmacamız henüz yeni başlıyor. Zira Cox`s Bazar`daki gezilerimizde kendimizi Türk değil ‘German`, olarak tanıtıyoruz. Bu da yetmiyor, otel lobisinde sivil polislerin fotoğraflı tacizlerine maruz kalıyoruz. Bangladeş, Arakan`la ilgili öylesine hassas davranıyor ki, bu hassasiyeti orada bulunduğumuz sırada gözümüze çarpan The Daily Times Gazetesi`nin Chittagong edisyonunda görüyoruz: "Avrupa ülkelerine kaçmak isteyen Rohingyalar`a yardım eden Bangladeşlilere tutuklama!

"KAMPLARA SIKIŞAN HAYATLARI PAYLAŞMAK

Hergün 150 civarında insanın ormanlar yahut nehir aşarak geldikleri kampları geziyoruz. Cox`s Bazar`da iki resmi kamp dışında irili ufaklı onlarca kamp bulunuyor. Kutupalong ve Leda Kampı`nda 50 bin civarında insan yaşıyor. Kampların bazısı 10, bazısı 20 yıllık. Bu, buradaki insanların yoksulluğu ve zorlu hayat koşullarını kanıksamaları anlamına geliyor. Kamplarda mutlu insanın tanımı belki de ‘kumanyasını almış insan.` Kumanya sırasını kimi zaman nemli sıcağın altında bekleyen Rohingyalar kimi zaman muson yağmurlarının altında çamura bulanarak bekliyorlar. Kumanyasını alıp, küçücük evinde ailesiyle kumanyasını açanlar bir kaç gün daha aç kalmayacak olmanın hazzını yaşıyor.

BANGLADEŞ`İN YAPAMADIĞINI ANADOLU`DAN YAPMAK

Burada atlanamayacak en büyük olgu hiç kuşkusuz Rohingya`da Anadolu`yu aramak olmalı. Hayatları boyunca Budistlerin nesnesi olan Arakanlıları, çektiğimiz bir fotoğrafın öznesi olmaları sevindirebiliyor. Dahası binlerce kilometre öteden, Anadolu`dan gelen müslümanları görmek onlar için bir umut ışığı. Burada bazı Arakanlıların Anadolu`dan gelen kardeşlerine sarılarak ağladıklarına şahit oluyoruz. Nitekim bu durumu halen orada bulunan İHH gönüllüsü Cemil Başer`in twitter`den paylaştığı fotoğrafta görmek mümkün. Arakanlı mülteciler "Türkiye ve İHH bizi yalnız bırakma", "Türkiye biz seni seviyoruz", "Davutoğlu ve İHH Arakan`a hoşgeldiniz" dövizleriyle Türkiye`ye olan sevgilerini gösteriyorlar.

BUDİST MASALI BURADA SÖKMÜYOR

Kamplarda gördüğümüz bir başka olgu, Türkiye`deki "Sevgi dini budizm" mavrasının çökmesi! Budist lobi, Türkiye`de Budizm`in ahlak, sevgi ve barış dini olduğu yalanını sayıklayadursun; Bangladeş`te bu insanların varlıkları bile Budist propagandasının yerle bir olduğunu gösteriyor. Budist cunta müslüman soykırımını devam ettirirken, önümüzdeki günlerde demokratik seçimlerin yaşanmasının beklendiği Myanmar`da Nobel Ödüllü aktivist Aung San Suu Çii`nin de cuntayla müslümanlara karşı ittifak yaptığı biliniyor. Myanmarlı Budist rahipler de belli aralıklarla Arakanlı Rohingyaların ülke dışına çıkarılması gayesiyle hükümete destek gösterileri düzenliyorlar. Şimdi gelelim kamplardaki duruma: Buradaki herkes yaşanan vahşetin Budistlerin eseri olduğu görüşünde.Arakanlı mültecilerin yaşadığı Leda Kampı Ebu Bekir Sıddık Mescidi İmamı Salih Ahmed, “Kamplardaki pek çok ailenin yaşadığı evlerde Kur`an-ı Kerim yok. Kur`an-ı Kerim olanlar okuyor, ancak olmayanlar imkansızlık sebebiyle Kur`an`dan uzak kalıyorlar. Bazı kamplarımızın mescitlerinde bile Kur`an-ı Kerim yok. O yüzden biz yapılan yardımlarda Kur`an-ı Kerim`in de olmasını istiyoruz. Türkiye`den gelen yardımlardan çok memnunuz. Türkiyeli kardeşlerimiz Arakanlı mülteci kardeşlerine yardım ederken bir tane de Kur`an-ı Kerim göndersin” diyor.

Yeni Akit

Bu haberler de ilginizi çekebilir