• DOLAR 32.383
  • EURO 35.112
  • ALTIN 2326.35
  • ...
Siyonistler Kimin İzinde?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Hüseyin Kaya-Analiz- Doğruhaber

Siyonistler, şimdilerde müzeye dönüştürülmüş eski bir camide şarap festivali düzenleme hazırlıkları yapıyorlar.

Müslümanlar doğal olarak tepki gösteriyorlar bu rezalet girişimine.

1948 Filistin İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Kemal el-Hatib, yaptığı açıklamada, söz konusu festivalin camide yapılmasını engellemek için sadece yasal yollara başvurmayacaklarını, geniş çaplı protesto gösterileri düzenleyeceklerini belirtmiş.

“İçki festivalinin camide yapılması, Israil’in ne derece çirkinleştiğini ortaya koymaktadır” diyen Hatib, Israil’i “Dini ve mukaddesatı bilinçli olarak kirletmeye çalışmakla” suçlamış.

Hatib, “Israil Yüksek Mahkemesi’nin bu caminin İslam müzesine dönüştürülebileceği yönünde verdiği karara karşı çıkmıştık. Beersheba Belediyesi bununla kalmayıp şimdi de camide içki festivali düzenlemeye çalışıyor” demiş.

Osmanlı’ya ait söz konusu Beersheva Camii, 1948 yılında Israil devletinin kurulmasının ardından müzeye dönüştürülmüş.

Müslümanlar tepki gösteriyor dedik de her şeye maydanoz olan liberal taifesinden bir eleştiri yok Siyonist rejime yönelik.

İslam dünyasındaki kiliseleri dillerinden düşürmeyenler buna ses çıkarmıyorlar.

Aslında bunu pek de garip karşılamamak gerekir.

Siyonistlerden beslenenlerden farklı bir tavır beklemek saflık olur.

Ben buradan yola çıkarak daha farklı bir konuya değinmek istiyorum.

Siyonistler mezkur camiyi müzeye çevirdiklerinde acaba kimi örnek aldılar dersiniz?

Hatırlayamadınız mı?

Biraz daha düşünün isterseniz.

Ayasofya’nın müzeye ne zaman çevrildiğini biliyor musunuz?

Evet, Siyonistler, yaklaşık 500 yıl cami olarak iş gören Ayasofya’yı 1935’te müzeye dönüştüren Türkiye Cumhuriyetini örnek almışlar.

“Olur mu öyle şey” demeyin!

Siyonistler Beersheva Camiini Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinden 15 sene sonra müzeye dönüştürmüşler.

Üstelik işgal altındaki topraklardaki cami 100 yıllık. Yani Ayasofya gibi eski ve sembol bir cami değil.

Öyleyse…

Siyonist katilleri ve insanlık düşmanlarını tabii ki protesto edelim; ama örnek alan kadar örnek alınanı da unutmayalım.

İğne ve çuvaldız meselesi…

Mesaj nereye?

Epey bir süredir “Şemdinli operasyonu” tartışılıyor.

Stratejistler, siyaset analizcileri, komplo severler bu konuda bıkmadan görüş beyan ediyorlar.

Resmi açıklamalar, Pkk cenahından açıklamalar…

Bir de bir taraftan görünüp de aslında başka yerlere mesaj verenlerin açıklamaları var.

Ya da bana öyle geliyor.

Buyurun size basından bir örnek alıntı:

‘Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde yaklaşık 40 günden beri devam eden çatışmaları değerlendiren Demirtaş, Şemdinli ile Çukurca arasındaki 300-400 kilometrelik bir alanın örgütün denetiminde olduğunu, askerin bu bölgelere karadan operasyon yapamadığını iddia etti. Demirtaş, şunları ekledi: “Ordu sadece havadan karakollara lojistik destek yapıyor. Karadaki denetim PKK tarafından ele geçirilmiş durumda. Bunu saklamak için manipülatif açıklamalar yapılıyor. Hakkari Valisi ‘operasyon bitti’ diyor. Ordu operasyon yapmadı ki bitsin.’

Şimdi siz bu açıklamadan ne anlıyorsunuz?

Bana “psikolojik savaş” türünden şeyler söyleyebilirsiniz; ama ben size başka bir açıdan bakmanızı öneririm.

Demirtaş’ın yaptığı, “içerden” yapılan ve devlete bilgi verme amaçlı bir açıklama olamaz mı?

Açıklamayı bir de bu şekilde okuyun!

-Şemdinli ile Çukurca bölgesinde Pkk yığılması var.

-Karadan operasyon için şartlar olgunlaştı.

-Daha ciddi operasyonlar yapın!

-Karadan yapılan lojistik destek dikkati çekiyor, bundan sonra havadan yapın.

İşte ben Demirtaş’ın açıklamalarından bunların da anlaşılabileceğini düşünüyorum.

Hemen “Olur mu öyle şey?” demeyin.

Söz konusu kişi Demirtaş’tır ona göre.

Bakın, sanki mesaj yerini buluyor gibi.

Bölgede ciddi operasyonlar söz konusu.

Demirtaş, kimliğini kamufle etmek için yarın çok keskin açıklamalar yapabilir.

İzlemeye devam edin!

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir