Çünkü Ramazanın gelişiyle her yer manevi hava kokuyor. Herkes koşuşturma içine giriyor bir şeyler hazırlayıp bir yetimi nasıl doyururum diye yemek çadırları kurup kim daha fazla hayır işler bu ayda diye ordan oraya hayır yolunda koşuyorlar. İslami faaliyet yürüten derneklerde bu koşuşturmanın içine giriyorlar onlara diğer zamanlara nazaren daha çok faliyet yapıyorlar ev ev gezip fakirlerin, yetimlerin, kimsesizlerin yüzünü güldürüyorlar. Tabi bu yapılan hayırların tamamı da sağ elin verdiği ve sol elin duymadığı türden hayırlardır. Bu hayır yarışları bir yana ramazanın gelişiyle camiler bayram havası oluyor 7’den 70’e herkes camilere koşup saf tutuyor kim daha çok fazla namaz kılar diye. Ramazan ayı gelince camimizden her sahurda bir cüz kuran okunuyor cami minaresinden diğer yerlerde halkı sahura kaldırmak için davul kullanılırken bizim memlekette Kuran-ı Kerim ile milleti sahura kaldırıyorlar. Keşke tüm dünyada böyle olsaydı da düşünsenize her ramazan ayında sahurda tüm dünya Kuran-ı Kerim okuyor olacaktı.

Camiler dolup taşıyor halk akın akın camiye gidip Kuran mukabelesine katılıyor adeta yarış içine giriyorlar kim daha fazla hatim okur diye.. Teravihlere de aynı şekilde millet koşarak gidiyor. Evet benim memleketimde bunlar yaşanıyor. Her yer manevi hava kokuyor. Ramazan ayı gelince bayram gibi karşılayıp hüzünlü veda ediyoruz. Çünkü ramazan ayında Gittiğin her yerde manevi bir hava esiyor. Umudum o ki davullar tarih olup her yerde millet Kuran-ı Kerim ile sahura kaldırılır.

Halil Akbalık / Mardin (Nusaybin) / Yaş:  23