• DOLAR 32.596
  • EURO 34.822
  • ALTIN 2508.413
  • ...
Muhbirleştirme Faaliyetlerinin Kaynağı Sodes
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
M. Salih Keskin / Haber Merkezi
Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Doğu ve Güneydoğu’da 90’lı yıllarda MİT, JİTEM ve Ergenekon tipi yapılanmalar tarafından mütedeyyin insanlara yönelik tehdit, şantaj ve baskılarla yürütülen muhbirleştirme faaliyetleri emniyet içerisindeki kirli yapılanmaların marifetiyle yeniden hortladı.
 
Geçmişte devlet eli ve çetecileriyle yapılan “adam kaçırma, öldürme, yaralama, gasp, şantaj ve muhbirleşme” faaliyetlerin bir benzeri Adana’da cereyan ediyor.

DERTLERİ DİNDAR GENÇLERLE UĞRAŞMAK
Adana Valiliği tarafından oluşturulan “özel birimin” elemanı olduklarını belirten bazı polisler ile Adana Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Bilgilendirme ve Önleme Büro Amirliği görevlisi Hasan Hüseyin Ağca’nın yaptıkları daha önce de haberlerimize konu olmuştu.
 
25 Haziran 2010’da Adana’da faaliyet yürüten Mekteb-Der, Akid-Der ve Anadolu-Der gibi derneklere giden onlarca gencin bu polislerce “Bu derneklere gitmeyin, yoksa sonunuz iyi olmaz” şeklindeki tehdit ve baskı yaptıklarını kamuoyuna duyurmuştuk.

Yaklaşık 6 ay önce gençlere “Derneğe Gitme” baskısı yapan bu polisler, marifetleriyle yine gündeme geldiler.
Şimdi de Adana’da İnsani ve İslami çalışmalarıyla, toplumsal dayanışmaya yaptığı katkılarla halkın gönlünde taht kuran İslami derneklerin müdavimlerine yönelik yapılan muhbirleştirme faaliyetlerinin bilinmeyen bir yönünü ifşa ediyoruz.

MUHBİRLEŞTİRMEYE SODES DESTEĞİ
Adana Valiliği tarafından oluşturulan “özel birimin” elemanı olduklarını belirten bazı polisler ile Adana Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Bilgilendirme ve Önleme Büro Amirliği görevlisi Hasan Hüseyin Ağca’nın daha önce haberleştirdiğimiz tüm baskı ve muhbirleştirme faaliyetleri Kalkınma Bakanlığı Sosyal Destekleme Fonu (SODES) tarafından destekleniyor.

HEDEF KİTLE; GENÇLER VE AİLELERİ
Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı, 6 Şubat 2012 tarihinde düzenlenen tanıtım toplantısında “Gelecek Bugünde” ve “Gelin Tanış Olalım” projelerini açıklamış ve hedef kitlenin gençler ve aileleri olduğunu belirtmişti.

SODES, PROJEYE 148 BİN 836 LİRA HİBE VERDİ
Toplantıda konuşan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Bilgilendirme ve Önleme Büro Amirliği görevlisi Hasan Hüseyin Ağca ise projeyle ilgili yaptığı tanıtımda, göç alan ve sosyo-ekonomik açıdan yetersiz mahallelerde oturan aileler ve çocukları ile sosyo-ekonomik durumu daha iyi olan aileler ve çocuklarının kaynaştırılarak terör örgütlerinin hedefi durumundaki kişilerin sosyal hayata daha aktif olarak kazandırılmasının amaçlandığını belirtmişti.
 
Ağca, Adana Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan projeye Kalkınma Bakanlığı’na bağlı SODES tarafından 148 bin 836 lira hibe edildiğini ve emniyetin hibeye ek olarak 2 bin lira destekte bulunduğunu bildirdi.

SODES’Lİ POLİS’TEN TEHDİT, BASKI, ŞANTAJ VE ENTRİKA
Bu polislerin değişik bahanelerle evlerine geldiklerini ancak gerçek amaçlarının sonra ortaya çıktığını belirten gençler; “Polisler bazen yeşil kart, bazen de daha değişik bahanelerle evimize geliyorlar.
 
Kendilerini içeri aldıktan sonra hakkımızda hazırladıkları dosyaları çıkartıp bizi sorgulayarak, ‘siz falanca derneğe gidiyormuşsunuz. Elimizde telefon kayıtlarınız var. Gözümüz üzerinizde. Şu derneğin düzenlediği geziye katılmışsınız. Derneklerin sohbet ve etkinliklerine katılıyormuşsunuz.
 
Gittiğiniz yol, yol değil. Bu derneklere gitmeyin! Yoksa sonunuz iyi olmaz. Yıllarca cezaevi yatmak zorunda kalabilirsiniz’ şeklinde konuştular. Bizi ve ailemizi baskı altına alarak terörize etmeye çalıştılar. Bu polislerin tekliflerini kabul etmediğimizde ise işyerlerimize giderek patronlarımıza baskı uygulamak suretiyle bizi işten attırdılar” dediler.

HAPÇILAR DURURKEN PIRIL PIRIL GENÇLERLE UĞRAŞIYORLAR
Derneklerine yönelik yapılan polis baskılarına anlam veremediklerini ifade eden Anadolu-Der Genel Sekreteri İsa Emre, “Dernek müdavimlerimiz pırıl pırıl gençlerden oluşuyor. Hangisine baksanız ahlaken ayrı bir güzellik görürsünüz.
 
Böyle temiz fıtratlı insanların bir araya gelerek oluşturduğu derneğimizin hayır işlerinden başka hiçbir amaç ve gayesi yoktur. Tek gayesi Allah rızası olan dernek üye ve müdavimi gençlere yönelik bu gayri hukuki uygulamayı anlamak mümkün değil.
 
Öyle ki asıl vazifesi suçlular ile mücadele olan güvenlik güçleri; hırsızlığı meslek edinen gençler ile hap, uyuşturucu kullanan gençleri, gözetim altında tutması gerekirken insanlık timsali gençlerimizin evlerine gidip onları sorgulaması oldukça düşünülmesi gereken ibretlik bir vakadır.
 
Bir de evlerine gidilen gençler ile aileleri karşı karşıya getirilmek istenmekte. Gittiği yasal dernek, sanki yasadışı bir mekân gibi lanse edilmektedir. Bu şekilde ailelere de ayrı bir korku salınmak isteniyor. Ayrıca evlerine polis giden gençlerimiz sanki bir suç işlemiş gibi komşularının gözünden düşürülüyor. Bu şekilde birçok hukuksuzluk beraberce işleniyor” dedi.

BÜTÜN FAALİYETLERİMİZ GÖZ ÖNÜNDEDİR
Emre daha önce yaptığı açıklamalarda ise, polisin dernek müdavimi bazı gençlerin evlerine giderek derneklerini illegal bir yapı gibi tanıttıklarını belirterek, “Derneğimiz 2008 yılında kurulmuş olup bugüne kadar yaptıkları tüm faaliyetler göz önündedir. Bu noktada derneğimize gelen hiçbir kardeşimiz bir suça bulaşmamıştır.
 
Bu gençlerin derneğimize geldikleri günden bu yana hiçbir suça bulaşmadığı tersine kişiliklerinde düzelme ve daha iyiye gidişin olduğu ortadadır” İfadelerini kullanmıştı.

HUKUKSUZLUKLARA KARŞI SESSİZ KALMAYALIM
Derneklerinin herkese açık olduğunun altını çizen Emre; “Gizli saklı hiçbir faaliyetimiz yoktur. Bu noktada herkesi derneğimize bekliyoruz. Derneğimize gelen her insan inşallah burada güzel şeyler öğrenmiştir.
 
Bundan sonra da güzel şeyler öğrenecektir. Bugüne kadar illegal hiçbir tarafa sapmadık bundan sonra da sapmayacağız. Dediğim gibi bizi merak eden, hakkımızda bilgi sahibi olmak isteyenler buyursunlar kapımız herkese açıktır.
 
Derneğimizle ilgili faaliyet bilgileri, dernek üyelerimizin bilgileri velhasıl her şey, Valiliğin dernekler masasında mevcut. Yetkililerden bu gayri hukuki uygulamalara son verilmesini istiyoruz. Bu hukuksuzlukların bir daha yaşanmaması için sivil toplum kuruluşlarının bu suça sessiz kalmayarak tepki göstermesini istiyoruz” dedi.

POLİS GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR
Can ve mal güvenliği ile yükümlü bulunan Adana polisinin bu görevini kötüye kullanmasının en açık örnekliklerini sergilemesi, can ve mal güvenliğini alenen ayaklar altına alması ve hatta bunu yaparken devletin yetkili kurumlarından destek bile görmesi düşündürücü olarak bulundu.
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir