• DOLAR 32.539
  • EURO 34.932
  • ALTIN 2429.826
  • ...
Büyük Dram Yaşanıyor: Hem Felçli Hem Tutsak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Yaşanan hiçbir gelişmeden Müslüman tutsaklar faydalandırılmadığı gibi onlara yeni zulümler yaşatmak için özel gayretler sarf ediliyor. Kazara biri fayda görse de hemen “Yanlış anlamayın isteyerek olmadı” mesajları veriliyor.
 
Müslüman tutsaklara yönelik büyüyen zulmün son perdesi Batman’da sahnelendi.

Mehmet Sait Çelik, Fatih Akgül / Doğruhaber
20 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Fikret Bayram vücudunun yüzde 92’isini kullanamıyor. Bu haliyle 14 yıldır cezaevinde bulunan Bayram’ın affı için Cumhurbaşkanlığına gönderilen tüm dilekçeler sonuçsuz kaldı.
 
Adli Tıp Kurumu ise tamamen siyasi tavır takınarak Fikret Bayram’ın bu durumuna rağmen raporunda “Hastalığı sürekli değil” ifadelerini kullandı. İslami duyarlılığından dolayı hapse mahkûm edilen Bayram için çalınan tüm kapılar kapandı. Bayram şimdi de sevk zulmü ile karşı karşıya.
 
Yıllardır aynı koğuşta bakıma muhtaç olan Fikret Bayram’ın tüm ihtiyaçlarını karşılayan 12 arkadaşı hiçbir gerekçe gösterilmeden Batman M tipi cezaevinden yüzlerce kilometre uzakta bulunan Ordu E tipi cezaevine sürgün edildi. İş gücünü yüzde 92 oranında kaybeden, en temel ihtiyaçlarında dahi birilerinin yardımına ihtiyaç duyan Fikret Bayram’ın arkadaşlarının sürgün edilmesi “Zulüm üstüne zulüm” olarak yorumlandı.

BAŞKA MAĞDURLAR DA VAR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel yetkisini kullanarak daha önce onlarca hasta mahkûmu af ederek cezaevinden çıkardı. Ancak Fikret Bayram’ın durumu daha önce defalarca gündeme gelmesine ve bu konuda Cumhurbaşkanlığına sayısız dilekçe gitmesine rağmen hiçbir gelişme yaşanmadı.
 
Bayramla aynı kaderi yaşayan bir başka hasta mahkûm ise cezaevinde Kronik Hepatit D ve hepatit B hastalıklarına yakalanan Yasin Demir. Yasin Demir’in de çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı.
 
Seyit Ali Demiryol, Ahmet Şahin, Turan Arı, Musa Özer ve Cahit Durmaz isimli mahkûmlar cezaevinde yakalandıkları kanser hastalığından dolayı teker teker yaşamlarını yitirdiler. Devlet yetkilileri yaşanan bu zulümlere hep kör, sağır ve dilsiz kaldı. Böylece çıkarılan tüm yasalar gibi tüm özel yetkiler de İslami davadan mahkûm edilenlerin aleyhine işlemiş olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi.
 
Fikret Bayram’ın yakınları yaşananlara tepki göstererek, “Onları Allah’a havale ediyoruz. Onlar bu zulmün hesabını Allah’a nasıl verecekler bilemiyoruz ama biz hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.

BU KARAR VİCDANİ DEĞİL
Hükümlü Fikret Bayram’ın kardeşi Abdullah Bayram, “Abime verilen yüzde 92 iş göremez raporu var. Cezaevi ortamında tamamıyla tüm ihtiyaçları oda arkadaşları tarafından görülmektedir. Akl-ı selim düşünüldüğünde bu durumdaki yani tamamen yatağa mahkûm bir insanın cezaevinde tutulması kesinlikle vicdani değildir.
 
Durum böyle iken onun tüm ihtiyaçlarını karşılayan arkadaşlarının sürgün edilmesi zulüm üstüne zulümdür. Peki, bu durumda onun ihtiyaçlarını kim karşılayacak? Bu yaşananlar insani de değil vicdani de.
 
Zulüm üstüne zulüm
Tüm tepkilere rağmen cezaevlerinde yaşanan sevk zulümleri hız kesmeden devam ediyor. Son bir ay içinde onlarca mahkûm istekleri dışında ailelerinden yüzlerce kilometre uzaktaki cezaevlerine sürgün edildi. Sürgünlerle kendilerinin de mahkûm edildiğini ifade eden mahkûm yakınları kendilerine bu zulmü reva görenlere lanetler okudu.

“ÖTEKİLER”E YİNE ZULÜM
Yeni yargı paketiyle yüzlerce tutuklu ve hükümlü denetimli serbestlik kapsamında tahliye edildi. Bu yargı paketiyle beraber kapasitelerinin çok üstüne çıkan cezaevleri yavaş yavaş boşaldı.
 
Ancak buna rağmen özellikle siyasi mahkûmlar talepleri dışında bulundukları ilden yüzlerce kilometre uzaktaki illere sürgün ediliyor. Bu sürgünlerle tek amaç ise aileleri de mahkûm etmek. Bunun son örneği Batman’da yaşandı.
 
Kapasitesi 450 kişi olmasına rağmen yıllarca 800 kişinin kaldığı Batman M Tipi cezaevinde son yargı paketiyle beraber tahliyeler üst üste geldi. Cezaevinde bulunan mahkûm sayısı yaklaşık 450 ye kadar düşmesine rağmen cezaevlerindeki sevk zulmü furyası devam etti. Örneğini geçtiğimiz haftalarda Bitlis ve Diyarbakır’da da gördüğümüz sevk zulmü burada da tekrarlandı.
 
12 Hizbullah hükümlüsü Batman’a ulaşım olarak çok ters ve 785 kilometre uzakta olan Ordu E Tipi cezaevine sürgün edildi. Doğrudan ulaşımın olmadığı yüzlerce kilometre uzaktaki cezaevlerine gitme imkânına sahip olmayan aileler sürgünlere tepki göstererek yaşananları lanetledi.

ORDU’YA SEVKİ ÇIKAN MAHKÛMLAR
Batman’dan Ordu’ya sürgün edilen Hizbullah hükümlülerinin isimleri şöyle; M.Şerif Çelik, Zeki Şinego, Aziz Gündüz, M. Şakir Fidancı, Çetin Başaran, M. Şakir Arı, Şehmus Şahin, Adil Rüzgar, Mehmet Uras, Mehmet Cengizhan, Ali Öner ve Bilal Taş. 20 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm belden aşağısı felçli, bakıma muhtaç ve iş gücünü yüzde 92 oranında kaybeden Fikret Bayram’ın sevkinin ise gelen tepkiler ve sağlık durumunun dikkate alınması sonucu durdurulduğu öğrenildi.

MAHKÛM AİLELERİ: “SEVKLERİ DURDURUN”
Batman M Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Hizbullah hükümlülerinin uzak illere sevklerinin çıkarılmasına tepki gösteren mahkûm yakınları, sevklerle mahkûm yakınlarının cezalandırıldığını belirterek, haksız sevklerin durdurulmasını istedi. Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ve 16 yıldır birçok ilde cezaevinde tutulan M.Şerif Çelik’in eşi Hatice Çelik ve kızı Halime Çelik sevklere tepki gösterdi.
 
M. Şerif Çelik’in eşi Hatice Çelik, eşinin yakalanması ve yaşanan süreçle ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çelik, 1993 yılında 20 günlük evli iken eşinin yakalandığını ve 5 sene cezaevinde kaldıktan sonra beraat ettiğini belirterek, eşinin beraat eder etmez askere alındığını kaydetti.
 
Eşi M.Şerif Çelik’in teskere aldıktan sonra imamlık görevine başladığını ve tayininin Şırnak’ın İdil ilçesine çıktığını anlatan Hatice Çelik, “İmamlık görevindeyken yaklaşık iki sene sonra beraat edildiği dosyadan tekrar yakalandı. Şırnak Cezaevine konuldu. Sırasıyla Mardin, Bingöl, Diyarbakır, Siirt ve Batman Cezaevlerine gönderildi. Toplam 16 senesini çocuklarından ve akrabalarından uzak geçirdi” şeklinde konuştu.
 
Eşinin Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde iken kendisi ve çocukları ile haftalık olarak yanına gidebildiklerini dile getiren Çelik, “Eşimin Anne ve babası vefat ettikten sonra kendi annemlerde kalıyorum. Babam da vefat ettiği için annemle, kız kardeşlerimde beraber kalıyorum. Şimdi de bir sürgün gibi sevk haberiyle daha sarsıldık. Bu durumda senede bir dahi onu görmeye gidemeyiz” dedi.

YASALAR DİNDARLARI KAPSAMIYOR
Hükümetin yeni bir karar ya da yasa çıkarttığında her nedense dindarları kapsamayacak şekilde çıkardığına dikkat çeken Çelik, “Her halde Başbakan cezaevinde kaldığı süreci çok iyi geçirmiş olmalı ki, diğer Müslüman kardeşlerine de orayı tercih ediyor.
 
Acaba Başbakan cezaevine girdiğine sebep olan düşünceleri mi değişti? Yoksa orayı gerçekten sevdi de her hangi bir sebep, elle tutulur bir delil yok iken sadece dinini yaşadığı için bu Müslümanlara bu yükü reva görüyor. Bu zulmü bizlere reva gören hükümet yetkililerini Allah’a şikâyet ediyorum” ifadelerini kullandı.

M. Şerif Çelik’in Kızı Halime Çelik ise, “Babam yıllarca cezaevlerinde. Yaklaşık 3 yıldır Batman’a geldi ve onu Batman’dan da sürgün ettiler. Ben okul okuyorum. Yıllar boyunca da belki bir daha babamın yanına gidemem bu zülüm artık bitsin” şeklinde konuştu.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir