Günde ortalama 100 kişinin kaçak yollarla geçmeye çalıştığı Naf Nehri’nde ise ölüm kol geziyor. Nehrin sularında kaybolmadan karşıya geçmeyi başaranlar bu sefer de kamplarda ölüm kalım savaşı veriyorlar.

 

İstanbul-Haziran ayında Myanmar’ın Arakan bölgesinde başlayan şiddet olayları hâlen devam ediyor.

 

Şehir merkezlerinde Müslümanlara yönelik saldırılar yavaşlarken kırsal bölgelerde saldırılar sürüyor. Ramazan ayının gelmesi ile birlikte özellikle Müslüman din adamlarına, âlimlerine yönelik işkence ve baskılar daha da artmış durumda.

 

Myanmar devletinin uluslararası gözlemcilere, insani yardım kuruluşlarına ve basın mensuplarına açmadığı bölgede neler olup bittiği ise sadece bölgeden kaçan insanlardan öğrenilebiliyor.

Arakan’da Müslümanların cep telefonu kullanmasına izin verilmediği için bölgeye dair fotoğraf ve haberler kamuoyuna tam anlamıyla yansıyamıyor.

NAF NEHRİ’NDE ÖLÜM YOLCULUĞU
Arakan’da yaşanan baskılardan kaçan halk Naf Nehri`ni geçerek Bangladeş`e sığınmaya çalışıyor. Sadece gece yapılabilen nehir yolculuğunda günde ortalama 100 kişi sınırı geçerek Bangladeş`e ulaşıyor. Ancak pek çok Arakanlı Müslüman bu zorlu yolculukta hayatını kaybediyor.

MUSON YAĞMURLARI ARALIKSIZ YAĞIYOR
Naf Nehri’ni aşarak Bangladeş’deki mülteci kamplarına ulaşmayı başarabilenleri ise çok zorlu bir hayat bekliyor. Her türlü yokluğun, yoksunluğun yaşandığı kamplarda şu günlerde başlayan Muson yağmurları mülteciler için yaşamı iyice zorlaştırıyor. Barınma, sağlık ve gıda konularında ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

TEMİZ İÇME SUYU SIKINTISI
14 yıldır bölgede çalışmalar yürüten İHH, olayların başlamasının hemen akabinde bölgeye acil yardım ekiplerini göndererek kamplarda ve sınır bölgesinde yardım organizasyonları başlattı.

 

Kamplarda 240 ton pirinç dağıtan İHH ekipleri kayıklarla sınırı geçen Arakan Müslümanlarına da kamplara ulaşmalarında yardımcı oluyor, acil ihtiyaçlarını karşılıyor. Kamplarda devamlı ihtiyaç taramaları yapan İHH ekipleri mültecilere yönelik yardımlarını aralıksız sürdürüyor. Bölgede başlayan Muson yağmurları ise hiçbir altyapısı olmayan kampları âdeta çamur deryasına dönüştürmüş durumda.

 

Bu durum bölgede ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Temiz içme suyu sıkıntısının yaşandığı kamplarda su kuyusu açmak için projeler başlatan vakfımız önceki yıllarda da kamp sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için su kuyuları açmıştı.